2013’te 1,5 Milyon İnsan Veremden Öldü
Mersin İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Mustafa Kemal Başaralı, dünyada her yıl 9 milyon kişinin vereme yakalandığını belirterek, 2013 yılında 1,5 milyon insanın veremden öldüğünü bildirdi.
İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Başaralı, 5-12 Ocak Verem Savaş ve Propaganda Haftası kapsamında yazılı bir açıklama yaparak, halkı vereme karşı uyardı. Veremin, mycobacterium tuberculosis (Koch basili) adındaki bir bakterinin neden olduğu bulaşıcı, iltihabi bir hastalık olduğuna işaret eden Başaralı, hastalığın çoğunlukla akciğerlerde ortaya çıktığını, ancak nadir de olsa diğer organları da tutabildiğini kaydetti. Hastalığın genelde akciğer veremi olarak bilindiğini dile getiren Başaralı, “Bu bakteri vücuda girdikten sonra hemen hastalık oluşturmayabilir. Vücut direncinin düşmesi gibi çeşitli sebeplerden dolayı bu bakteri daha sonra vereme neden olabilir” dedi.
“2013’TE 1,5 MİLYON TÜBERKÜLOZDAN ÖLÜM OLDUĞU KAYDEDİLDİ”
Bugün dünya nüfusunun yaklaşık üçte birinin tüberküloz mikrobu ile enfekte olduğuna dikkat çeken Başaralı, bu insanların yüzde 10’unun yaşamlarının bir döneminde vereme yakalandıklarını belirtti. Başaralı, “Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmaktadır. Dünya genelinde 2013 yılında 9 milyon yeni vaka ve 1,5 milyon tüberkülozdan ölüm olduğu kaydedilmiştir. Tespit edilen 9 milyon verem vakasının yaklaşık yüzde 13’ünün (1,1 milyon) HIV pozitif olduğu tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı.
Veremin vücutta nasıl geliştiğini ve bulaşma yollarını da anlatan Başaralı, verem enfeksiyonunun, verem mikrobunun vücuda girmesinden sonra 8-10 haftada tüberkülin deri testinin (TDT) pozitifleşmesi ile kendini gösterdiğini aktararak, şöyle devam etti: “Bu, hastalık değildir. Vücutta veremin sessiz durduğu bir durumdur. Vücut direnci düşünce basil çoğalarak hastalanmaya yol açar. Hastalığın gelişmesine yol açan vücut direncini düşüren hastalıklar ve etkenler vardır. AIDS bu bakımdan vücut direncini en çok kıran hastalıktır. Verem mikrobu, hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yolu ile alınması sonucu bulaşır. Tedavi olmayan her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırmaktadır.”
“İKİ-ÜÇ HAFTADAN UZUN SÜREN ÖKSÜRÜKTE VEREMDEN ŞÜPHELENMEK GEREKİR”
Veremin, en çok akciğeri tuttuğunu, bunun dışında akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarını da tutabildiğini ve vücudun bütün organlarında hastalık yapabildiğini kaydeden Başaralı, verem hastalığının genel belirtilerini de şöyle sıraladı: “Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi ve öksürük, balgam, öksürükle kan tükürme, göğüs-sırt-yan ağrısı, nefes darlığı gibi akciğer yakınmaları. İki-üç haftadan uzun süren öksürükte veremden şüphelenmek gerekir.”
Veremin teşhis ve tedavisinin ücretsiz olduğunun altını çizen Başaralı, tedavide kullanılan ilaçların verem savaş dispanserlerinden ücretsiz olarak verildiğini ifade etti. İlaçların düzenli içilmesinin çok önem taşıdığına dikkat çeken Başaralı, “Çünkü tedaviyi yarım bırakan hastalar toplumda basil saçmayı sürdürmektedirler. Hastanın ilaçlarını içtiğinden emin olmak için her doz ilacı bir sağlık personelinin gözetiminde içirtmek en uygun yoldur. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) önerdiği bu stratejiye Doğrudan Gözetimli Tedavi Stratejisi (DGTS) denilir. Tedavide ilaçlar eksik ya da düzensiz kullanılırsa hastalık iyileşmez ve kullanılan ilaçlara direnç gelişebilir. Buna dirençli tüberküloz denir. Özellikle çok ilaca dirençli tüberküloz denilen hastalık tehlikeli bir durum arz eder. Ülkemizde dirençli verem hastalarının tedavisi Göğüs Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanelerinde yapılmaktadır” dedi.
Verem hastalarının aile bireyleri ve yakın temaslı olduğu diğer kişilerin verem savaş dispanserlerinde ücretsiz muayene edildikleri bilgisini de veren Başaralı, BCG aşısının, özellikle çocuklarda verem hastalığını önlemede çok etkili olduğunu, Türkiye’de doğumdan sonra 2. ayını bitiren bebeklere BCG aşısı yapıldığını belirtti. Halkı, hastalığa karşı duyarlı olmaları konusunda uyaran Başaralı, şunları kaydetti: “Dünyada tek etkene bağlı ve tedavisi mümkün olan hastalıklar içinde en çok ölüme yol açan hastalık verem hastalığıdır. Bu nedenle toplumdaki tüm bireylerin bu konuda duyarlı olması, hastalık bulguları olan kişilerin teşhis için en kısa sürede verem savaşı dispanserlerine başvurması, hastalık tespit edilenlerin de tedavilerini hekim tarafından önerilen şekilde eksiksiz olarak tamamlamaları çok önemlidir. Toplumun veremden korunmasının en etkili yolu verem hastalarının erken teşhisi ve başarılı tedavisidir. Veremsiz bir dünyada veremsiz bir Türkiye için, ilaçlarınızı gözetim altında için.”