24. Ulusal Patoloji Kongresi Trabzon’da Başladı

24. Ulusal Patoloji Kongresi Trabzon’da Başladı

Kanserin gelişimini tek bir nedenle örneğin sadece Çernobil Felaketi’ne bağlamanın bilimsel açıdan doğru olmadığı belirtildi.
Patoloji Dernekleri Federasyonu ve Anadolu Patoloji Derneği işbirliği ile bugün Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Prof. Dr. Osman Turan Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 24. Ulusal Patoloji Kongresi öncesi basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan Patoloji Dernekleri Federasyonu Üyesi Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdener Özer, Türkiye’de 2002 yılında yüz binde 133 olan kanser görülme sıklığı, 2012 yılında yüz binde 266’ya yükseldiğini söyledi. Kanserler arasında akciğer kanserinin başı çektiğini belirten Özer "Kanser son 40 yılda ölüm nedenleri arasında 4 sıradan, kalp ve damar hastalıklarından sonra 2 sıraya yükseldi. TUİK verilerine göre 2002 yılında 175 bin kayıtlı ölümün 25 bin kadarında ölüm nedeni kanserden. 2002 yılında yüzde 14 olan bu oran 2012 yılında yüzde 18 olmuş durumda. Yine akciğer kanseri kansere bağlı ölüm nedeni olarak ilk sırada yer alıyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak 2012 yılında kanser ilaçları için yaklaşık 457 milyon lira ödedik. Bu rakam Sağlık Bakanlığı’nın yıllık bütçesinin neredeyse beşte birine denk geliyor" ifadelerini kullandı.
TRABZON’DA MEME KANSERİ İLK SIRAYI ALIYOR
Hastane arşiv kayıtlarında elde edilen verilere göre kadınlarda meme kanseri yüzde 18 ile başı çektiğin belirten Özer, “Erkeklerde ise yüzde 28 ile akciğer kanseri. Her iki grupta mide kanseri ikinci sırada geliyor. Tiroid bezi kanseri sadece kadınlarda ilk beşe giriyor” dedi.
Kanserin genetik bir hastalık olduğuna dikkat çeken Özer, “Kanser genetik bir hastalıktır. Özetle mutasyon denen genlerimizdeki değişiklikler ile ortaya çıkıyor. Anne ve babamızdan gelen bu değişiklikler, kimi durumda da ileri yaşlarda sigara gibi kimyasal ve radyasyon gibi fiziksel etkiler, hatta virüslerin etkileri ile oluşuyor. Kanserin gelişimini tek bir nedenle örneğin sadece Çernobil felaketine bağlamak bilimsel açıdan doğru değil" diyerek kanserden hayatını kaybeden Kazım Koyuncu’nun söylediği "Beni Çernobil değil, Türkiye’deki sistem kanser etti" sözlerini hatırlattı.
Özer, konuşmasında kanserde erken teşhisin önemine işaret ederek kanser hastalığında patolojik incelemenin çok önemi olduğunu sözlerine ekledi.
VÜCUTTAN ÇIKARILAN HER PARÇA MUTLAKA İNCELENMELİ
Patoloji Dernekleri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Yılmazbayhan da tıbbi patoloji ile hastalığın neden ortaya çıktığının belirlendiğini ifade ederek patoloji incelemesinin doğru tanı için mutlaka gerekli yöntem olduğunu söyledi. Vücuttan çıkartılan her parçanın mutlaka patolog tarafından incelenmesi gerektiğini hatırlatan Yılmazbayhan, tedavinin buna göre şekillendiğini belirterek kanserle mücadelede kayıtın yapılarak buna göre bölgesel risklerin belirleneceğini söyledi.
Patoloji Dernekleri Federasyonu önceki Başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kutsal Yörükoğlu ise kanserin tanısında patolojik incelemenin gerekli olduğunu ifade ederek Kanser hastalığının tanısında, riskli hasta gruplarının belirlenmesinde ve kişiye özel kanser tedavisinin belirlenmesinde patoloji raporlarının bilimsel öneminin çok büyük olduğuna işaret eti.
Patoloji raporlarında kanserin tipi, derecesi ve evresinin yanı sıra hastanın tedavi seçimini belirleyeceğini ifade eden Yörükoğlu, kanserin dışında birçok hastalık için de patolojik incelemenin gerekli olduğunu belirtti.
Anadolu Patoloji Derneği Başkanı ve Avrasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Özoran de kanserle mücadelede toplumun farkındalığının artırılmasının önemine vurgu yaptı.
Bu anlamda sivil toplum örgütleri ile meslek örgütlerine büyük görev düştüğünü ifade eden Özoran, bu kapsamda önce kanserin bulgularına ve tarama yöntemlerine ilişkin bilincin artırılması gerektiğini belirterek Türkiye’nin bilinç düzeyinin artırılması için medyaya da görev düştüğünü dile sözlerine ekledi.
Öte yandan, kongrede 926 bildiri yer alacağı 109 konuşmacı ve 32 oturum başkanının görev üstlendiği belirtilirken 46 oturum gerçekleştirilecek