Acılı Baba Ev Teklifini Kabul Etmedi
İstanbul Mecidiyeköy’de meydana gelen asansör kazasında 21 yaşındaki oğlu Hıdır Ali Genç’i kaybeden baba Mustafa Genç, şirket genel müdürü tarafından kendisine ev alma teklifinde bulunulduğunu ancak bu teklifi kabul etmediğini söyledi. Baba Genç, amaçlarının para değil, benzeri iş kazalarının bir daha yaşanmaması için sorumluluğu bulunanların cezalandırılması olduğunu kaydetti.
İstanbul Mecidiyeköy’de meydana gelen asansör kazasında hayatını kaybeden 10 kişiden biri de 21 yaşındaki Tunceli Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Ovacık Programı Maliye Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Hıdır Ali Genç’ti. Okul harçlığı biriktirmek için kazadan kısa bir süre önce babasının da çalıştığı inşaatta işe başlayan Hıdır Ali, meydana gelen asansör kazasında hayatını kaybetti. Cenazesi, Tunceli’nin Pertek ilçesine bağlı Söğütlütepe köyünde defnedilen Hıdır Ali Genç’in babası Mustafa Genç, kazanın ardından şirket tarafından kendisine ev alınması yönündeki teklifi reddettiğini söyledi. Baba Genç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında aralarında iş adamı Aziz Torun’un da bulunduğu 9 kişi hakkında takipsizlik kararı verilmesine de tepki göstererek amaçlarının para olmadığını, kazada kusuru bulunanların cezalandırılması olduğunu ifade etti.
"EVİMİZ OLMADIĞI İÇİN EV TEKLİF EDİLDİ; KABUL ETMEDİM"
Oğlunun ölümünün ardından şirketten para teklifi gelmediğini ancak evleri olmadığı için ev alma yönünde teklifte bulunulduğunu belirten Mustafa Genç, "Cenazeyi getirdiğimiz zaman Mehmet Torun aradı, başsağlığı diledi. İstanbul’da savcılığa ifade vermeye gittiğimde de Şirketin Genel Müdürü Remzi Aydın geldi. O bana ev teklif etti. Onlar, evim olmadığını; köyde okulun lojmanında kaldığımı öğrenmişler. Bana dedi ki vicdanımızın rahat olması için sana bir ev vermek istiyoruz. Ne diyorsun? Ben de istemiyorum dedim. Onun dışında kimse benimle görüşmedi, para teklifi de gelmedi. Tekliflerini kabul etmememin sebebi ben çocuğumun kan parasını istemiyorum. Onların vereceği parayı kabul etmiyorum. Devlet kanalıyla, mahkeme sonucu devlet bana ne verirse ben o hakkımı alırım. Onlardan bir şey talep etmiyorum. Devlet, bir lira, iki lira verir ya da hiç vermez ona da razıyım. Devlet kanalıyla, mahkeme, kanun yoluyla hakkımı almak istiyorum. Kanun bana ne uygun görürse onu kabul ederim" dedi.
"DİĞER AİLELER DE MAHKEME YOLUNA GİTMELİYDİ"
Meydana gelen kazada hayatını kaybeden 10 işçi ailesinden 8’inin şirketten para almalarını anlamaya çalıştığını dile getiren Mustafa Genç, "Onlar da belki mağdurlar, yokluk var. Ben de o yokluğu çekiyorum benim de ihtiyacım var. İşim yok. O adamların belki borçları var, belki düşündüğü bazı şeyler var. Ben onlara da bir şey demiyorum. Keşke kabul etmeyip mahkemeye verselerdi. Ama bunu yapmadılar" diye konuştu.
TAKİPSİZLİK KARARINA TEPKİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında aralarında iş adamı Aziz Torun’un da bulunduğu 9 kişi hakkında takipsizlik kararının kendisini bir kere daha yıktığını kaydeden Mustafa Genç, "Takipsizlik kararını duyduktan sonra şok oldum, bir kez daha yıkıldım. Bu adamlar suçlu. Elimizde asansörün 21 kusuru bulunduğuna dair belge var. Bu belgeler avukatlarımıza ve savcılığa da verildi. Aziz Torun, Emre Torun inşaatı denetlemeye geldiği zaman asansör bozuktur diye merdivenleri kullanıyordu. Madem öyle o da benim çocuğum gibi asansöre binseydi ya da yaptırsaydı. Şimdi de yok ben suçsuzum diyor. Böyle bir şey olamaz. Avukatlarım gerekeni yapacak. Mahkemeyi de sonuna kadar götüreceğim" şeklinde konuştu.
"AMACIMIZ PARA DEĞİL"
Amaçlarının para olmadığını ifade eden Mustafa Genç, “Bizim amacımız para değil. Amacımız bu insanlara kalıcı bir ceza verilsin. Bir daha bu iş kazaları olmasın. İnşaatlarda gencecik insanlar ölmesin. Bugün on kişi öldü adam kendini akladı yarın yeni insanlar ölecek. Üç kuruş para verilerek insanlar satın alınacak. Bu adamlara kalıcı ceza verilmesi lazım. Tabi suçlu kimse o cezalandırılsın. Gariban birine ceza verilmesini benim vicdanım kabul etmez" ifadelerini kullandı.