‘ağlayan Şehir-hattuşa’ 6 Eylül’de Sahnelecek

‘ağlayan Şehir-hattuşa’ 6 Eylül’de Sahnelecek

Hitit Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilen 9. Hititoloji kongresi kapsamında hazırlanan “Ağlayan Şehir-,Hattuşa” adlı tiyatro 6 Eylül’de sahnelecek.
Yazar ve eğitimci Erdal Şahin yönetmenliğinde sahnelenecek iki perdelik oyunda Hitit Üniversitesi Tiyatro Külubü öğrencilerinin yanı sıra Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Sir Gavaz, Öğretim Görevlisi Nihal Gökçe ve Öğretim Görevlisi Sefa Üzbey’de görev alacak. Oyun Devlet Tiyatro Salonu7nda saat 21.00’de sahnelenecek.
OYUNUN KONUSU
Hitit Kralı 1.Şuppililuma’nın Telpinu kanunlarını çiğneyerek kardeşi genç Tuthalia’yı öldürür. I.Şuppililuma bununla da yetinmez ve karısı Henti’yi yani Tavannana’yı saraydan gönderir. Onun yerine de Babil Prensesi Malnigal’i saraya getirir ve karısı ilan eder. Ülkede yaşanan kuraklıkla halk umutsuzluk içindedir. Adaklar sunarak kıtlığa çare arasalar da beklentilerini sağlayacak yağışların olmasını sağlayamazlar.
Baharın gelişiyle umutlanan halk Purulli Festivaliyle moral bulur. Ancak bu sırada köylerde başlayan bir hastalık yavaş yavaş yayılmaktadır. Hekimlerin bir kısmı bunu görmezden gelirken diğer bir kısmı da umutsuzca çare arar. Hatti halkı bu hastalığa direnemezken küçük Pesetiya da direnemez. Anne babası bu acıya dayanmaya çalışırken askerlerin acımasız davranışları ile baba isyan eder Kral Şuppililuma’ya. Bu isyanı bir askerin mızrağının ucunda son nefesini verene kadar devam eder. Hastalığın yayılmasını önlemek için evler yakılır içindeki canlı köylülerle.
Hatti’nin en büyük düşmanı artık tam anlamıyla kalbindedir. Ve çok geçmez yenilmez kral I.Şuppililuma da boyun eğer bu sinsi düşmana. Halk çaresizdir, kimi kaçar uzaklara kimi de boyun eğer hastalığa.
Krallıkta artık II. Murşili vardır. Hatti Ülkesinin yaşadığı bu karanlığı Tanrıların öfkesine bağlayan Murşili, bir yandan sert ve acımasız, diğer taraftan da duygusal bir kişilikle karşımıza çıkıyor. Onu duygusal yapan güç ise karısı Gaşulawiya’ya duyduğu büyük aşktır. Saray entrikaları binlerce yıl öncesinden günümüze ışık tutar gibidir. Tavannana Malnigal’i sevmeyenler Murşili ile araları zaten kötü olan Kraliçeyi hedef tahtasına oturtur. Ancak beklenmeyen bir şey olur ve Prenses Gaşulawiya ile Malnigal arasında bir dostluk başlar.
Gaşulawiya ne yapsa da ikna edemez kocasını. Murşili direnirken canından çok sevdiği karısının sözlerine Gaşulawiya hastalanır. Murşili çaresizdir, şaşkındır. Üstüne saray dalkavuklarının sinsi planları da eklenince daha çok düşman olur Malnigal’e. Gaşulawiya çok geçmez direnemez hastalığa. Murşili artık büsbütün öfke doludur. Ve Malnigal’i yani Tavannana’yı saraydan kovar. Malnigal selefi Henti’nin kaderini yaşamaktadır. Karşı gelmez Murşili’ye, çünkü Gaşulawiya’nın ölümüyle saraydaki tek tutunduğu dalı da kaybetmiştir. Giderken kaderine de meydan okuyarak gider. Çünkü yaşadıklarının hiç birini kendisi istememiştir. Kaderin bu denmiş, O da yaşamıştır.