Ağrı’da ’kobani’ Açıklaması
Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, Kobani için yapılan eylemlerde kendilerinin alanlara çıkıp halkın bu katliama sesini yükseltmesi gerektiğini söylediklerini, ancak bilinmeyen ellerin sokakları tetiklediğini savundu.
Hakların Demokratik Partisi (HDP) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından Kobani’deki olaylarla ilgili yürüyüş ve basın açıklaması düzenlendi. Eski Van Caddesi’nde bulunan DBP Merkez İlçe Teşkilatı önünde başlayan ve Cumhuriyet Caddesi’ne kadar devam eden yürüyüşe Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, DBP Ağrı İl Başkanı Necmettin Efe, Ağrı Belediye Başkan Yardımcısı Halef Keklik, DBP belediye encümenleri ile DBP ve HDP Ağrı il örgütü yöneticileri katıldı. DBP Ağrı Merkez İlçe Başkanı Nevzat Ayna tarafından okunan basın açıklamasının ardından konuşan Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, “Biz ülke olarak, halk olarak çok önemli bir süreçten geçtiğimizi biliyoruz. Son 3 gün içerisinde 35 can yeniden toprağa gömüldü. Bu canlar bizim bedenimizden birer parçadır. Egemenler geçmişten bugüne kadar aynı politikalarını hep uyguladılar. Oysaki biz bu ülkede hep barışsevenler olarak sesimiz çıktığı kadar bağırdık. Kobani’de bu halka karşı zulüm politikaları uygulanırsa eğer, bir halk orada bir katliam ile karşı karşıya kalırsa, burada bulunanın adı Kürt, Türk, Türkmen, kim bu topraklarda yaşıyorsa bu katliama seyirci kalamaz ve kalmamalıdır. Onun içindir ki hepimiz sokaklardayız ve alanlardayız. Ama ne yazık ki egemenler yanı başımızda bir halk katlediliyor. Bu ülkede barışseverler alanlara indiler. Bizim yanı başımızda, ‘Kobani’de kardeşlerimizin katledilmesine seyirci kalmayız’ dediler. Olması gereken de alanlara çıkıp sesimizin yükselmesiydi. Ama biz alanlara çıktık, sesimizi yükseltirken yine bilinmeyen bir el sokakları tetikledi. Sokakları cehenneme çevirdi. Oysaki biz bir mağdur halkın evlatlarıyız. Mağdur olan insanlar, kimseyi asla mağdur etmemelidir. Bizim dışımızda tasvip etmediğimiz olaylar gelişti. Bundan sonra bütün halkımızı daha çok bu alanlarda seslerini yükseltmeye davet ediyoruz. Ama bu komplo teorileri ile içimize sızan insanlara karşıda çok dikkatli olacağız. Hiç tasvip etmediğimiz bayrağa saldırı, büstlere saldırı, esnafa saldırıyı asla Kürt halkı tasvip etmedi etmeyecek de. Çünkü mağduruz. Mağdurlar birleşerek zalimlere karşı bir set oluşturmalıdır. Bizim talebimiz, diyoruz ki Türkçe eğitim veren okulların yanına bir Kürtçe eğitim veren okul inşa etmek istiyoruz. Kürtçe eğitim veren bir okula saldırıyı içimize sindirmeyiz, onun için taleplerimiz açık ve nettir. Türkler hangi kimlikleri ile yaşıyor ise Kürtler de aynı kimliği ile aynı hukuku ile yaşamalıdır” dedi.
“BUNLARDA İNSANLIK YOK, IŞİD NEYSE BUNLAR DA AYNI ŞEYDİR”
Şiddetten bir hayat çıkmayacağını, ancak kan ve gözyaşı çıkacağını söyleyen Sakık, “Taleplerimiz bu kadar haklıyken, Kürt Özgürlük Hareketi bu kadar haklı bir noktadayken, Kürtleri haksız bir noktaya düşürmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Onun için yediden yetmişe hepiniz bize, hareketinize, temsilcilerinize kulak vereceksiniz. Biz ne diyorsak onlar hayat bulacaktır. Çünkü onlar şiddetten besleniyorlar. Onlar sokakların tetiklenmesini istiyorlar. Onlar şiddetten yeni bir hayat yaratmak istiyorlar. Oysaki biz diyoruz ki şiddetten bir hayat çıkmaz. Şiddetten kan ve gözyaşı çıkar. Şiddetten evet işte 35 insan daha yaşamını yitirdi. Dün akşam televizyonlarda izledim. O faşist çetelerin nasıl 12 Eylül öncesinde toprağa gömdükleri palalarını, satırlarını, silahlarını yeniden toprağın altından çıkararak mazlum halka saldırdıklarını gördük. Biz bunları tanıyoruz. Ağa babalarını tanıyoruz. Bunların hepsi bugün kravatlıdırlar. Ama geçmişte devletin arşivinde, devletin emanetinde bulunan silahlarda hepsinin parmağı ve parmak izleri vardır. 5 bin insan 12 Eylül öncesinde nasıl katledildi, kimler tarafından katledildi çok iyi biliyoruz. Bugün sokağa sürdükleri o insanların elindeki palalar, Kahramanmaraş katliamında kullanılan palalardır. Ellerindeki silahlar, Gazi’de kullanılan silahlardır. Ellerindeki her silah her can alıcı alet daha önce Kürtlere ve devrimcilere yönelen silahlardır. Biz bunları tanırız, biliriz. Bunlarda insanlık yok, IŞİD neyse bunlarda aynı şeydir. Bunları tanıyacaksınız. Buradan bütün halkımızı göreve davet diyorum. Sadece DBP’ye oy veren değil, diğer siyasi partilere oy verenleri de göreve davet ediyorum. Güçlerimizi buradan çoğaltmalıyız. Buradan demokrasi, barış ve özgürlük için sesimizi Türkiye’ye yaymalıyız ve Türkiye’deki bütün halkları bu sürece dahil etmeye herkesi davet ediyoruz. Bakın IŞİD çeteleri Allah önünde diyorum ki hepimiz onlardan hesap soracağız. Nasıl ki Mahmur’da onları toprağa gömdüysek, nasıl ki onlar gelip Şengal’de mazlum bir halkı yok etmeye çalıştılarsa, Kürt Özgürlük Hareketi onları nasıl toprağa gömdüyse, nasıl ki Kerkük’te Türkmenlere saldırı olduysa Kürt Özgürlük Hareketi gidip Türkmenlere karşı kendi göğsünü siper ettiyse, bugün Kobani’de onları toprağa gömmek, onları yok etmek, onlara mezar etmek hepimizin boynunun borcudur” şeklinde konuştu.
“KİMSEYE ZULÜM ETMEYİZ”
Mazlumların yanında saf tuttuklarını söyleyen Sakık, “Onları Kobani’de toprağa gömeceğiz, çünkü onlar haksızlar. O toprak Kürt halkının toprağı, orda yaşayan Türkmenlerin ve Arapların toprağıdır. Orda o cellatlara, IŞİD çetelerine karşı savaşanlar emin olun Allah katında onlar haklıdır, mücadeleleri haklıdır, onlar er geç başarıya ulaşacaktır. Biz mazlumların yanında taraf tutuyoruz. Dünyada iki ırk var, bir iyilerin ırkı diğeri ise kötülerin ırkı. Biz iyilerin ırkındanız. Kimseye zulüm etmeyiz. Kimseye dilinden, dininden ve ırkından dolayı aşağılamayız. Kobani’de direnenler iyi ırktan olan herkesin kimliğine, inancına saygı duyanlardır. Biz Ağrı’da Kobani’deki direnişi selamlıyoruz. Buradan onlara bin kez selam gönderiyoruz. Allah onların yardımcısı olsun ve sizden rica ediyorum burada birlik oluşturalım sesimizi yükseltelim, demokratik hakkımız ne ise onları birlikte uygulayalım. Zulme karşı burada bin değil on binleri toplayalım ve kimseye de bir zarar vermemeliyiz” dedi.
Düzenlenen basın açıklaması sonrası grup olaysız bir şekilde dağıldı.