AKGÜL: “İŞ HAYATINDA ZEKA İYİ YÖNETİLMELİ”
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Metin Akgül, teknolojik gelişmeleri uygulamayan iş sahiplerinin mutlaka sekteye uğradığını belirterek, “Aşırı zeki olmak iş hayatında başarılı olmak anlamına gelmez. İş hayatında zeka iyi yönetilmelidir” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Yaşamboyu Eğitim Merkezi (BÜYEM) ve Garanti Bankası’nın iş sahibi kadınlarının, girişimci ruhlarını daha da geliştirmek, işlerini giderek büyütmek ve uluslararası arenada rekabetçi güçlerini artırmak hedefiyle düzenlediği, “Kadın Girişimci Yönetici Okulu” eğitim programı devam ediyor. Samsun Ticaret ve Sanayi Odası Kadın Girişimciler Kurulu’nun katkılarıyla düzenlenen eğitim programının konuğu olan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Metin Akgül, “Aile Şirketlerinde Yaşanan Sıkıntılar” konusunda eğitim verdi.
“AİLE ŞİRKETLERİ EKONOMİDE ÖNEMLİ YER TUTUYOR”
Samsun TSO Davut Altan Meclis Toplantı Salonunda düzenlenen eğitimde konuşan Metin Akgül, Türkiye’de ve dünyada tüm şirketlerin yüzde 95’e yakının aile şirketlerinden oluştuğunu ancak, bu şirketlerden sadece yüzde 4’ünün üçüncü nesile kadar devam edebildiğini söyledi. Ülke ekonomilerinde önemli yer tutan aile şirketleriyle ilgili yeterli sayıda yayın olmadığını ve eğitim eksikliğinin olduğuna vurgu yapan Akgül, “Aile şirketlerinin tek bir tanımı yok. Aile şirketleri, aileden bir kişinin başlattığı ve ailenin çoğunlukta işin içinde yer aldığı şirkettir. Başka bir tanım ile aile şirketleri, aile şirketi tarafından ailenin geçimini sağlamak veya mirasın dağılmasını önlemek amacıyla kurulan, ailenin geçimini sağlayan kişi tarafından yönetilen ve önemli pozisyonların büyük bir kısmının aile bireyleri tarafından doldurulduğu şirketlerdir. Karar almada aile bireyleri etkilidir” diye konuştu.
“KİM DAHA GÜÇLÜ?”
Konuşmasında, aile şirketlerinde çoğunlukla yaşanan sıkıntılara dikkati çeken Akgül, “Ülkemizdeki halka açık şirketlerin çoğunluğu da yine bir kişi ve aile ile anılan şirketlerdir. Aile firmalarının batmasının temel nedenlerinden biri, ‘kim daha güçlü’ etkisinin olmasıdır. Gücü bırakmak öyle kolay değildir. Aile şirketleri, belirli bir standarda ya da kurallara sığmayacak kadar değişken yapıdadır. Aile şirketlerinde, ikinci veya üçüncü kuşaklar işin başındaki zorlukları yaşamadıklarından ve yalnızca refahtan yararlandıklarından, kurucuların yükünü almakta ve işe uyum sağlamakta zorlanmaktadırlar. Aile şirketlerinde çatışmalar genellikle refahın paylaşımından değil, gücün paylaşımından çıkmaktadır. Aile şirketlerinde işlerin iyi gittiği refah dönemlerinden ziyade, işlerin kötü gittiği yokluk zamanlarında daha fazla çatışma çıkar” şeklinde konuştu.
“ZAMANI GELDİĞİNDE GÜÇ DEVREDİLMELİ”
Zekanın iyi yönetilmesi gerektiğini belirten Metin Akgül şunları söyledi: “Her şeyin bir vakti, zamanı vardır. Zamanı geldiğinde gücü devretmeli. Varlık sahiplerinin yapması gereken en önemli şeylerden biri de sağlığında mal paylaşımını yapmasıdır. Öldükten sonra ailede çatışmalar kaçınılmaz olur. Bunun yüzlerce örneği de vardır. İşin doğru idare edilmesinde küçük detaylar çok önemlidir. Dünyada son 30 yılda yaşanan teknolojik gelişmeler, geçen 300 yıla eşittir. Teknolojik gelişmeleri uygulamayan iş sahipleri mutlaka sekteye uğrar. Aşırı zeki olmak iş hayatında başarılı olmak anlamına gelmez. İş hayatında zeka iyi yönetilmelidir.”