Akın: “mersin Limanı’na Bugüne Kadar 1 Milyar 170 Milyon Dolarlık Yatırım Yaptık”
Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. (MIP) ve AKFEN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Mersin Limanı’na bugüne kadar 1 milyar 170 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını, ilk etaptaki hedeflerinin kapasiteyi 2,6 milyon TEU’ya çıkarmak olduğunu söyledi. Mersinli işadamlarına, sorunlara birlikte çözüm bulma çağrısı yapan Akın, “Hep beraber el ele verelim Mersin’i uçuralım” dedi.
Mersin Limanı’nda son dönemde yaşanan sorunlar, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) tarafından düzenlenen Mersin Limanı Bilgilendirme Toplantısı’nda masaya yatırıldı. Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. ve AKFEN Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, MIP Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi İbrahim Süha Güçsav ve MIP Genel Müdürü İsmail Hakkı Tas ile birlikte MTSO toplantı salonunda ihracatçı ve ithalatçı işadamlarıyla bir araya geldi. İşadamlarının limanla ilgili şikayetlerini, sorunlarını ve taleplerini dinleyen Akın, sorunları birlikte çözme çağrısında bulundu. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut’un yönettiği toplantıya Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz da katıldı.
“LİMANA BUGÜNE KADAR 1 MİLYAR 170 MİLYON DOLARLIK YATIRIM YAPTIK”
Hamdi Akın, toplantıda yaptığı konuşmada, Mersin Limanı’nın 2005’te özelleştiğini, uzun süren hukuki sürecin ardından limanı, 2007 yılında Singapurlu ortağıyla birlikte 400 bin TEU kapasite ve yaklaşık 600 sendikalı işçi çalışırken devraldıklarını anlattı. O dönemde yatırım olarak ilave 4 bin 500 metrekare TIR parkı, 40 bin metrekare saha düzenlemesi, ayrıca 67 bin 450 metrekare saha düzenlemesi ve araç yatırımları yaparak, kapasiteyi yaklaşık 1 milyon TEU’ya çıkardıklarını anlatan Akın, “2011’de terminal operasyon sistemlerini devreye koyduk. 2012 ve 2013’te araç yatırımları sürdü. Liman kapasitesini 2,6 milyon TEU’ya çıkaracak, dünyada en büyük yük gemilerinin yanaşabileceği rıhtım inşaatına başladık. 170 milyon dolar toplam maliyeti olacak. Mersin Limanı’na özelleşmeden bugüne kadar 1 milyar 170 milyon dolarlık yatırım yapmış oluyoruz. Bundan sonra da Mersin Limanı’nın yatırımları aynı şekilde devam edecek. Yatırım yapılmazsa şikayetler de devam edecek. Mersin Limanı’nda tüm bu yatırımlara rağmen bu kadar serzeniş var” diye konuştu.
“İLK HEDEFİMİZ KAPASİTEYİ 2,6 TEU’YA ÇIKARMAK”
Limanın Mersin ekonomisinin en büyük parçası olduğunu ve Mersin’in limansız düşünülemeyeceğini vurgulayan Akın, limanda konteyner kapasitesinde şu anda 1,5 milyon TEU’ya yaklaştıklarını, konvansiyonel yükte ise 8,8 milyon ton yüke çıktıklarını belirterek, “İlk etapta hedefimiz, kapasiteyi 2,6 milyon TEU’ya çıkarmak. Biz Mersin’i konteyner limanına dönüştüreceğimizi düşünüyorduk. Genel kargonun daha az olacağını düşünüyorduk ve bu kadar büyüyeceğini öngörmemiştik. Konvansiyonel yük beklediğimizden daha hızlı büyüdü. Dünya konteynerleşmeye gidiyor. Yükler daha çok konteynerle taşınmaya başlanıyor. Mersin’de de konteyner yük arttı ama konvansiyonel de beklediğimizden fazla arttı. Kapasiteyi 2,6 milyon TEU’ya çıkarmak zorundayız. Tüm çalışmalar başladı” şeklinde konuştu.
Bundan sonraki yatırımların en önemli kısmının otoyola bağlanmak olduğunu dile getiren Akın, özellikle dökme yük konusunda yığılmaların bu yıl had safhaya çıktığını ifade ederek, bunun nedeninin de yaşanan kuraklıkla birlikte bu yıl anormal derecede buğday ithalatı yapılması olduğunu söyledi. Genel kargoyu 15 milyon tona kadar çıkaracaklarını, bununla ilgili tüm izinlerini tamamladıklarını da kaydeden Akın, “Bu alanda da 5-6 sene bir rahatlama sağlanacak. Gemilerimizin kapasiteleri ve ebatları büyümeye başladı. Büyük gemilerin Mersin’e girmesi sorun olmaya başladı, onu çözmeliyiz. 2016 ilk çeyreğine kadar bu yatırımı bitireceğiz ve büyük gemilerin Mersin Limanı’na girmesi sorunu kalmayacak. Mersin Limanı her yıl yatırım istiyor ve her yıl bu yatırımı yapma zorunluluğu var. Senede 60-70 milyon dolarlık yatırım yapmazsanız verim alamazsınız. O nedenle yatırımlar devam edecek. Makine ekipman yatırımı da aralıksız sürüyor” ifadelerini kullandı.
“GÜMRÜK ELİMİZİ, KOLUMUZU BAĞLIYOR”
Limanda yük birikmesinde kendileri dışında da engeller olduğuna işaret eden Akın, şunları söyledi: “Gümrük elimizi kolumuzu bağlayan bir mesele. Gümrükte son anda gelen tedbirlerle neredeyse her konteynerin X Ray cihazından geçmesi gerekiyor. Bu da zaman ve yavaşlama demek. Herkes bekleyecek. Demoraj ödenecek başka bir çözümü yok. Bu tür önlemler geliyor maalesef. Akıllı, mantıklı yapılabilecek her şeye birlikte çözüm bulabileceğimize inanıyorum.”
Mersin Limanı özelleştirilmiş gibi görünse de devletin elinin hep içinde olduğunun, dolayısıyla tam özelleştirilmiş olmadığının altını çizen Akın, şöyle devam etti: “Devamlı valilikle, belediyeyle, gümrükle koordinasyonun olması gerekiyor. Böyle bir yapıyla olduğumuz için bu imkansızlıklar oluyor. Bunları hep birlikte mülki idarelere, Bakanlığa giderek çözmek gerekir. Bu hepimizin menfaatine olacaktır. Sorunlarınıza mutlaka arkadaşlarımızla bir çözüm bulacağız ama ortada bir gerçek var, bu gerçeği görmezlikten gelmeyelim ve ne yapacağımıza birlikte karar verelim. Biz aslında ticari bir işletme gözüyle bakıyor olsak limanı bugünkü kapasitede ve sabit yükte tutup, 30 seneyi geçer gideriz. Böyle bir şey yapmak ne bizim vicdanımıza uygun ne de zaten bunu ne şehir kabul eder ne biz kabul ederiz.”
“MERSİN LİMANI SON 5 SENEDE TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNİN 3 MİSLİ DAHA FAZLA BÜYÜDÜ”
Mersin Limanı’nın son 5 senede Türkiye’nin büyümesinin 3 misli daha fazla büyüdüğünü ve 400 bin TEU’dan 1,5 milyon TEU’ya çıktığını vurgulayan Akın, bunların güzel şeyler olduğunu belirterek, işadamlarından da güzel tarafından bakmalarını istedi. Yatırımın önemine vurgu yapan Akın, “Biz kazandığımızı yatırmaya razıyız. Biz kazandığımızın en azından yarısını yatırıma harcamaya razıyız. Ama yeter ki, bizim önümüze engeller çıkmasın, bize yardımcı olsun, size destek verelim. Elbette ki, aksaklıklar olacak ama 1 milyon metrekareye sıkışmış bir limanı 5 katı TEU’ya taşımaya çalışıyoruz. Türkiye’nin toplam konteyner kapasitesi zaten 8 milyon. Biz burayı 5-5,5’e çıkartmaya çalışıyoruz ve bu yatırımları da yapacağız, yapmak zorundayız. Önümüze tabi bir sürü engeller çıkacak, bunları hep birlikte aşmamız için de bize destek vermelisiniz. Büyüme imkanımız var ama bizim yük alabilmemiz, herkesi çok memnun edebilmemize bağlı. Biz Singapurlu ortağımız olmasa bu ivmeyi yakalayamayabilirdik. Bunlar hakikaten uluslararası anlamda önemli çalışmaların sonucunda ortaya çıkartılmıştır. Hiçbir liman bu kadar büyümedi, Marmara Bölgesi’nde hiçbir liman bu büyümeleri kat edemez son 6 senede. Mersin’in altyapısı var, stratejik konumda, çok önemli lojistik şirketleri var, her şeyiyle buna hazır, şehir her yeriyle bunu hazmedebilecek. Ama büyümemiz, daha teknik, daha mobil, daha modern, daha otomasyonlu hizmet verebiliyor hale gelebilmemiz lazım. Bütün bunların sonucu da para, bu yatırımın hepsi de para. Ne olur birazcık anlayış gösterin. Bu konuda hep beraber el ele verelim Mersin’i uçuralım” dedi.
MIP Genel Müdürü İsmail Hakkı Tas da Mersin Limanı’nın 2007’den bu yana altyapı, teknoloji ve insan kaynağı olarak ciddi yatırım yaptığını, kente de ciddi katkıda bulunduklarını, limanın 18 bin kişiye dolaylı istihdam sağladığını söyledi.
“MERSİN LİMANI, KENTİN EKONOMİK DEĞERİ OLMA ÖZELLİĞİNİ KAYBETMEYE BAŞLADI”
MTSO Başkanı Aşut ise Mersin Limanı’nda yaşanan sorunları sert ifadelerle dile getirdi. MTSO’nun, özelleşmesinden bu yana Mersin Limanı ile ilgili yaşanan sorunlardan yapılan ve yapılacak olan yatırımlara, limanın kentle olan ilişkilerinden kentin ulaşım yüküne ve karmaşasına yaptığı etkilere, limanla doğrudan iş yapan lojistik, gümrük, nakliye, depolama ve ihracatçı firmaların limanla olan ilişki ve iletişimlerinden bu alanda yaşanan sorunların tespiti ve karşılıklı çözümüne kadar her zaman öncü olduğunu belirtti. Liman yetkilileriyle yüzlerce toplantı yaptıklarını, sorunları üst mercilere taşıdıklarını dile getiren Aşut, “Ancak ne yazık ki, özelleştiği günden bu yana Mersin Limanı kentin ekonomik anlamda gözdesi ve katkı sunan değeri olma özelliğini kaybetmeye başlamıştır. Tek yanlı politikalar, limanı Mersin’in bir değeri olmaktan çıkartmaya başlamıştır. Mersin Limanı, Mersin’e yabancılaşmaya başlamıştır. Bu her iki taraf adına da çok tehlikeli bir durumdur. Bir kardeş kurum olarak gördüğümüz Mersin limanının bu tek taraflı tutumu bizi üzmektedir. İş dünyası varsa liman vardır. Bizler rakip değiliz, düşman kardeşler hiç değiliz. Tek taraflı tutumlar birbirimize zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Bu konularda yapılacak basit yaklaşım değişimleri herkese çok şey kazandıracaktır. Mersin iş dünyasının limanın rakibi değil, aksine en büyük ortağı, paydaşı, destekçisi olduğunun unutulmaması, biraz daha aklı selim politikalar uygulanması, karşılıklı konuşmaktan korkulmaması hem limanımıza hem sektörümüze hem de Mersin’e çok şey kazandıracaktır” diye konuştu.