Altın Portakal’da Son Gala

Altın Portakal’da Son Gala

51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Uzun Metraj kategorisinde yarışan, ‘Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku’ filminin galası yapıldı. Böylelikle bu kategorisinde yarışan 12 filmi seyirciyle buluşmuş oldu.
Yönetmenliğini Çiğdem Vitrinel’e, senaryosu Ceyda Aşar’a ait olan film, Antalya Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu’nda izleyiciyle buluştu. Filmi, film ekibinin yanı sıra, Azra Akın, Demet Evgar gibi isimler de takip etti.
Başrollerini Erdal Beşikçioğlu ve Sezin Akbaşoğulları’nın paylaştığı filmde Harun Tekin, Hare Sürel, Derya Alabora, Ege Aydan, Kerem Atabeyoğlu, Erdinç Gülener ve Barış Yalçın gibi oyuncularda yer alıyor.
Filmin ardından Perge Salonu’nda düzenlenen söyleşiye geçmeden önce Çiğdem Vitrinel de bazı yönetmenlerin sansüre dikkat çekmek amacıyla yazdıkları bildiriyi okudu.
Ardından Vitrinel izleyicilerin sorularını cevapladı.
“AŞK, FELSEFE YAPAN FİLMDİ”
Sadeleştirilmiş bir film yapmak istediğini ifade eden Vitrinel, “Bu film bir kitaptır. Duyguların anlatıldığı bir kitaptır. Biz bunu biraz uzattık. Kitapta çocuk vardı, ama bu filmde eşit koşulda bir erkek ve kadın vardı. Bu daha böyle aşk nedir hayat nedir, felsefe yapan bir filmdi” dedi.
“ERDAL BEŞİKÇİOĞLU ROLÜNÜ ÇOK SEVDİ”
Bu kadar oyuncuyla nasıl bir başarılı çalışma yaptınız? Şeklindeki soruya Vitrinel şu cevabı verdi: “Erdal Beşikçioğlu senaryoyu severek geldi. Erdal, en popüler erkek oyunculardan birisidir. Çok kendinden emin, yetenekli bir oyuncu. Oyuncu konusunda şanslıydım. Erdal çok işe katılmak istedi. Arif rolünü inanarak oynadı. İstekli olduğu için birlikte bir çalışma yapabildik. Bir iki kez çalıştık. Çok fazla prova yapmadık. O provaların, rolü yapaylaştırdığını düşünüyorum. Sezin ve Erdal çok iyi performans gösterdi. 3’ü geçmedi tekrarlarımız.”
Senarist Ceyda Yaşar ‘da senaryo üzerinde 14 ay çalıştıklarını belirterek, “O döneme baktığımda Müzeyyen karakterinde bayağı bir uğraştık. Esinlendiğim bir kitapta olay örgüsü yoktu. Biz baya bir Müzeyyen konusunda boşluğa düştük. Güçlü bir kadın oluşturmak istiyorduk. Kötü kadın, mağdur kadın klişelerine düşmek istemedik” dedi.
“ÖZGÜR BİR ROLDÜ”
Filmde ‘Müzeyyen’ karakterini canlandıran Sezin Akbaşoğulları, “Bu rolü verdiği için yönetmenime teşekkür ediyorum. Benim için güzel bir roldü. Bu film daha çok Arif’in(Erdal Beşikçioğlu) hikayesidir. Her erkeğin bir Müzeyyenin olması ve o Müzeyyen’in o erkeği büyütmesidir. Özgür bir roldü o anlamda. Ben kendime çok kızdım. Arif’i neden ağlattım diye” şeklinde konuştu.
FİLMİN KONUSU
Kendi deyimiyle “henüz hiçbir kitabı yayınlanmamış yazar” Arif, tam da kadınları ve aşkı anlamaya çalıştığı bir sırada Müzeyyen’e rastlar. Arif kadınların kendisinden hep bir şeyler beklemesinden bıkmıştır, Fakat Müzeyyen çoktan kendi hayatını kurmuştur. Arif’e göre, kadınlar kendilerinden söz etmeyi severler, Fakat Müzeyyen hep Arif’i konuşturur… Müzeyyen saçlarını kendisi keser, iyi bir kadın olmak istemez, konuşurken gözlerini kaçırmaz. Bir yandan kitabını bitirmeye çalışan Arif bir yandan da Müzeyyen’in gizemli ve tutkulu dünyasında dolaşır. Sonunda Müzeyyen Arif’e büyük acılar ve bu acıların içinde de aradığı cevapların bazılarını verecektir.