Amasya Halk Sağlığı Müdürü Dr. Öner Nergiz, şizofreni hastalığını sıklıkla 15-25 yaşları arasında ortaya çıktığını söyledi.
Sağlık hizmetlerinin, bedensel ve ruhsal sorunları bir bütün olarak gören bakış açısıyla yeniden organize edilmesinin sağlanması amacıyla 1992 yılından bu yana 10 Ekim tarihinin Dünya Ruh Sağlığı Günü olarak kabul edildiğini, bu yılki temanın ise ‘Şizofreni ile yaşamak’ olarak belirlendiğine değinen Halk Sağlığı Müdürü Nergiz, “Ruh sağlığı genel sağlığın ayrılmaz bir parçasıdır ve oluşturduğu hastalık yükü ile toplumsal açıdan büyük bir öneme sahiptir. Şizofreni kişilik bölünmesi, zayıf kişilikli olma, zeka geriliği veya tembellik değildir. Önemli ruhsal hastalıklardan biridir. Genellikle genç yaşlarda başlayan, kişinin dış dünyadan uzaklaşarak içine kapandığı, duygu düşünce ve davranışlarında önemli bozuklukların ortaya çıktığı, beynin yapı ve işleyişinde değişikliklerin saptandığı, kronik seyirli biyolojik bir beyin hastalığıdır. Hastalarda genelde gerçekle hayal dünyasını ayırt edememe, mantıksal düşünme yeteneği kaybı, normal duygusal tepkiler verememe ve toplumsal kurallara uyamama görülür. Sıklıkla 15-25 yaşları arasında ortaya çıkmaktadır” dedi.
Şizofreni belirtisi gösteren hastalar çok eski çağlardan beri tanımlandığını anımsatan Öner Nergiz, “Orta çağ Avrupa’sında içine şeytan girdiğine dair inanışlardan dolayı diri diri yakılmışlardır. Günümüzde kullanılan ilaçlar belirtileri büyük oranda kontrol altına alabilmekte ancak bazı semptomlar çoğu hastada yaşam boyu sürmektedir. Bu hastalığı tümüyle atlatan hasta sayısı tüm hastaların ancak 1/5’idir. Bazı hastalar sadece bir defa atak geçirmekte, bazı hastalarda ara dönemleri normal olan ve tekrarlayan ataklar olmakta, bazı hastalarda ise belirtilerde artma ve azalma ile giden ancak hiçbir zaman normale dönmeyen bir seyir görülebilmektedir” diye konuştu.
Ruh sağlığının insan hayatında önem arz etmesine rağmen toplumun bu konuyu algılaması ve bakış açısının ruh sağlığında oluşan olumsuzlukların ihmaline neden olduğunu vurgulayan Nergiz, “Damgalanması ve damgalanma korkusundan kaynaklanan bu sorundan dolayı hastaların ve hasta yakınlarının yanlış yönlenmesine ve dolayısıyla tıbbi tedaviye geç başvurmalarına neden olmaktadır. Bu da hastalığın seyrini kötüleştirmekte, komplikasyonların ortaya çıkmasına neden olmakta ve iyileşmeyi zorlaştırmakta, çalışma yaşamı, toplum kaynaklarına ulaşması, tedavi ve sosyal hizmetlerden yararlanma oranı düşmektedir. Tüm tıbbi hastalıklarda olduğu gibi şizofrenide de erken tanı ve tedavi hastalığın iyileşmesi açısından çok önemlidir. Bu sebeple Amasya Halk Sağlığı Müdürlüğü, Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar Ve Kanser Şubesinde Ruh Sağlığı Hizmetleri olarak ruh sağlığı konusunda bilinç oluşturulmasını, ruh sağlığının iyileştirilmesine dair toplumun ve sağlık meslek gruplarının bilgilendirilmesini, ruh sağlığı sorunları olan insanları desteklenmesini ve sorunun çözüm sürecinde yanlarında olmayı amaç edinmekteyiz” şeklinde konuştu.