Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay’ın da aralarında bulunduğu 11 sanığın yargılandığı “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” davası özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından ilk kez görüldü. Yeni mahkemesinde görülen davada Ergenekon davasında bir süre tutuklu kalan eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan tanık olarak ifade verdi.
Ergenekon davası süresince adil yargılamayı etkiledikleri iddiasıyla haklarında dava açılan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yeğeni Nihan Atasagun’un da aralarında bulunduğu 11 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Özel yetkili mahkemelerin kapatılmasının ardından davanın görülmesine İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmada Seyfi Oktay’ında aralarında bulunduğu 5 sanık hazır bulundu.
Duruşmanın başlamasının ardından mahkeme başkanı HSYK Eski Başkanvekili Kadir Özbek’in Ankara’da talimatla tanık sıfatıyla ifade verdiğini hatırlattı.
Mahkeme daha sonra bir süre Ergenekon davasında da tutuklu bulunan eski Esenyurt Belediye Başkanı Gürbüz Çapan’ı tanık olarak dinledi.
Ergenekon davasında beraat ettiğini belirten Çapan, “Davanın sanıklarından Seyfi Oktay’ı tanırım ama tahliyeme ilişkin herhangi bir görüşme olmamıştır” dedi.
Oktay’ın tutuklanmasından sonra ailesini arayarak geçmiş olsun dileklerini bulunduğunu belirten Çapan, “2009 yerel seçimlerine aday olmam engellensin diye gözaltına alınarak suçsuz yere tutuklandım. Tahliye olduktan sonra Seyfi Oktay’la yaptığım görüşme gözaltına alındığımda ailemi arayarak geçmiş olsun dediği için teşekkür niteliğindeydi. Herhangi bir şekilde tahliyeye yönelik bir görüşmemiz söz konusu değildir. Eğer bir görüşme yapılmışsa da faydası olmamıştır. Savcı tahliyemi istedi mahkeme oy birliği ile tahliyeme karar verdi. Seyfi bey herhangi bir şekilde hakim savcıdan talepte bulunmaz hukuka son serece saygılıdır” şeklinde konuştu.
“BAZI MAHKEMELER EMNİYETİN HER TALEBİNDE DİNLEME İZNİ VERMİŞTİR”
Çapan’ın ardından söz alan sanık Seyfi Oktay ise hakkındaki suçlamaları reddederek “Bazı mahkemeler emniyetin her talebinde dinleme izni vermiştir” dedi.
Arama günü olduğu sırada Keçiören’deki evinde kaldığını hatırlatan Oktay, “Tuvaleti ve banyoyu aradıkları gibi çamaşır ve bulaşık makinesini de aradılar. Angora Evleri’ndeki evimi de aradılar. Ardından Çankaya’daki bir dostumun bürosuna götürüldüm. Orası da gizli kameralarla izlendiği için arandı. Malatya Hekimhan’daki babamdan kalma evim, Didim’deki evim ve arkadaşımın evi de aranmış. Devlet hukuk devleti mi? Polis devleti mi? Sayıları az da olsa bazı mahkemeler emniyetin her talebinde dinleme izni vermiştir. Verilen telefon dinleme kararları böyle verilmiştir. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde 15 saat sorgulandım. Operasyondan yaklaşık 8 ay sonra evimde yaptığım incelemede 2 adet böcek buldum. Böceklerle yapılan dinlemelerde elde edilen konuşmalar bin sayfaydı” dedi.
“MİNAREYE KILIF UYDURMAK NE KADAR ABESSE, BENİM DE ADİL YARGILANMAYI ETKİLEMEKLE SUÇLANMAM O KADAR ABESTİR”
“Mehmet Haberal ve Gürbüz Çapan’ın tahliyesini istediğim öne sürülmüştür” diyen Oktay daha sonra şöyle konuştu; “O zamanki İstanbul 13. Ağır Ceza Başkanı Köksal Şengün ile torunumu okuduğu üniversiteye görmeye gittiğimde görüşüyordum. Haydarpaşa Lisesi’nden arkadaşım Mehmet Emin Sungur da bulunuyordu bu görüşmelerde. Her ikisi de başkandan böyle bir talebim olmadığını söyledi. Yargı bağımsızlığı çabalarım bilinen bir gerçektir. Minareye kılıf uydurmak ne kadar abesse, benim de adil yargılanmayı etkilemekle suçlanmam o kadar abestir. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum.”
Ergenekon davasının gerekçeli kararının istenilmesine karar veren mahkeme duruşmayı erteledi.