Antalya’da 1.eğitim Kongresi Devam Ediyor

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen "1.Eğitim Kongresi"nde konuşan Özel Öğretim Kurumları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç, Tanzimat döneminde matematik ön plana çıkınca edebiyat dışlandığını belirterek, "Kendi tarihsel dinamiklerimize dönmek ve batı karşısındaki kompleksten kurtulmak için özgün bir eğitim sistemini kültürümüzün unsurları ile barıştırmalıyız" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen "1. Eğitim Kongresi", Antalya’nın Serik ilçesinde bir otelde başladı. "Bireyden İnsana" temasıyla bu yıl ilk defa düzenlenen kongre, "21. Yüzyılda Özel Okullar ve Eğitim Felsefesi" paneliyle devam etti.
Panelde Özel Öğretim Kurumları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç, eğitim felsefesiyle ilgili bir sunum yaptı. Hami Koç, eğitim sisteminin dini, eğitim paradigması ve Tanzimat dönemi şeklinde 3 ana sınıfa ayrıldığını ve batı toplumlarının da aynı şekilde 3 ana sınıfta incelendiğini aktardı. Koç, "Batıdaki eğitim sistemini 3 ayrı başlık altında inceleyebiliriz. Bunlar Fransızların öncüsü olduğu rasyonalizmdir. Bu sistemde din ile devamlı bir savaş vardır ve soyut düşünce matematik ile geliştirilir. İkincisi İngilizlerin sistemi olup, bu sistemde soyut düşünce değil somut düşünce önemlidir. Bu yüzden tabiat öne çıkarılır. Üçüncüsü ise Almanların sistemi olup ilk ikisinin karmasıdır" dedi.
Türklerin eğitim sisteminde Fransa’yı örnek aldığına vurgu yapan Koç, "Biz eğitim sisteminde Fransa’yı örnek aldık. Ama diğer sistemlerden de etkilendik. Mesela İngilizler matematik her şey değil, tabiatla da iç içe olmak lazım şeklinde inandıkları için fen bilgisi derslerini onlardan aldık. Almanlar her ikisi de önemli dedikleri için bizde Fen- Edebiyat fakültelerini kurduk. Böylece her yerden bir parça alarak eğitim sistemimizi kurgulamaya çalışmışız" şeklinde konuştu.
Edebiyatın eski Türk uygarlıklarında önemli olduğunu vurgulayan Koç, Tanzimat’tan sonra edebiyatın önemini kaybettiğini belirterek şöyle konuştu:
"Halbuki Selçuklu ve Endülüs’te Edebiyat çok daha önemliydi. Tanzimat’tan sonra matematik çok fazla ön plana çıkınca edebiyat dışlandı. Fuzuli neden sevilmez sorusunun cevabı da burada yatmaktadır. Eğitim felsefesi kültür tarih ve bilim bir arada olduğunda eğitime ait bir dünya görüşümüz olabilir. Ama Tanzimat’tan bu yana bu dört ana unsuru bir arada düşünemedik. Bu dört öğenin en önemlisi kültürdür. Ama bizim eğitim sistemimizde kendi kültürümüzü ön plana çıkaramadık. Tarihle ilgili de zaaflarımız çok oldu. Tarih kitaplarında hala Osmanlı’nın neden yıkıldığı açıkça yazılmamaktadır."
Konu tarif olunca Türk eğitiminde bir tarafın olması gerektiğini savunan Koç, antik Yunan ile Osmanlı’yı karşılaştırarak, "Kristof Kolomb denilen korsan büyük bir kaşif olarak tanıtılmaktadır. Tarih derslerinde tarafsız olmak gibi bir problemimiz var. Halbuki konu tarih olunca bizim bir tarafımız olmalı. Antik Yunan ile Osmanlı’yı ayıran sayfaların sayısı nasıl eşit olabilir ki? Edebiyat matematik ve hayat bilgisi kitaplarındaki isimlere baktığımızda Oya, Kaya ve Ece gibi isimler görürüz hep. Halbuki bizim tarihimizde bu isimler yoktu. Bu dört ögenin geliştirilmesi ortak olmalıdır. Yani birisi gelişirken diğeri geride kalmamalıdır. Devlet özerkliği hep birlikte yapmalıdır. Beyin göçünü aklıselim bir şekilde kendine doğru yapmalıdır" şeklinde konuştu.
Batı karşısında bir kompleks içerisinde olduğumuzu savunan Koç, "Kendi tarihsel dinamiklerimize dönmek ve batı karşısındaki kompleksten kurtulmak için özgün bir eğitim sistemini kültürümüzün unsurları ile barıştırmalıyız. Türkiye’de üniversite sayısını arttırmalıyız. Nurettin Topçu’nun bir sözü var, bina yok, laboratuvar yok diyerek eğitim sistemimizi kötülemeyin. Köydeki basit bir bina bile iyi bir üniversite olabilir. Bunları engel olarak görmeyin. “Bina yok, hoca yok” mazeretini bile bize batılılar aşıladı" ifadelerini kullandı.
"Milli Eğitim Bakanlığı’nın özel okulların kalite standartlarını geliştirme çalışmalarını olumlu karşıladıklarını belirten Özel Öğretim Kurumları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hami Koç beklentilerini ise, "Özel okullara devlet desteğinin daha kapsamlı ve kolay olmasını bekliyoruz. Öğretmen atamaları yapılınca özel okullarda görev yapan atanmış öğretmenlerin yaz aylarına kadar izinli sayılıp, dönem sonuna kadar çalıştığı okulda okulunda kalmasını bekliyoruz. Özel okullarla alakalı 3-4 yıldır çıkan yasa, yönetmelik ve yönergelerin tam uygulanmayıp eskiden açılmış özel okullara kolaylık sağlanmasını bekliyoruz" şeklinde açıkladı.

Haberleri