İzmİr Büyükşehir Belediyesi atletizm takımını çalıştıran Y.E., Eylül 2013’te sporcuları Dikili’de kampa götürdü. İddiaya göre, kampta sporcuların içki içmesine izin veren Y.E., masaj yapma bahanesiyle, sarhoş olan D. (17) adlı genç kızın vücudunu ve kalçalarını elledi. Kasım 2013’te de D.’yi kayınvalidesine götüren Y.E. kızı yine taciz etti. Y.E.’nin öpmeye yeltendiği D., evden kaçtı. Y.E. kızı araçla evine bıraktığı bir akşam da tacizini sürdürdü. Adli Tıp Kurumu raporuna göre ruh sağlığı bozulan D., suç duyurusunda bulundu. Tanık olarak dinlenen sporcular Y.E.’nin kampta, D.’yi lavaboya götürme bahanesiyle üçüncü kata çıkardığını anlattı. Erkek sporcular, Y.E.’nin yalnızca kızlara masaj yaptığını söyledi. Y.E. ise kendisine kumpas kurulduğunu savundu.
YARGITAY KARARI BOZDU
Y.E.’ye 24 Mart 2018’de çocuğun cinsel istismarı suçundan beş yıl hapis cezası verildi. Eğitici olması nedeniyle ceza ilkin 7 yıl 6 aya, D.’nin ruh sağlığının bozulmasından ötürü 15 yıla ve suçun zincirleme şekilde işlenmesinden ötürü 16 yıl 3 aya yükseltildi. “Sanığın pişmanlığının bulunmaması ve mahkemede olumlu kanaat oluşmadığından” indirime gidilmedi. Tutuklanan Y.E.’nin antrenörlük yapması yasaklandı, kamu hakları elinden alındı. Y.E.’nin itirazı üzerine Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi, kararı bozarak beraata hükmedilmesini istedi. Yargıtay, mağdur D.’nin ve tanıkların çelişkili ifadeler verdiğini, mağdur ile sanık arasında husumet ilişkisi olduğunu belirterek mahkûmiyet kararının yerinde olmadığını savundu. Avukat Ayşegül Karpuz, “Elimizde 5 tanık, telefon kayıtları ve Adli Tıp raporu varken tahliye edilmiştir” dedi.