Geçen yıl 30 Kasım’da İzmir Karşıyaka’nın Bostanlı semtindeki bir AVM’de sinemaya giden N.E., burada filmin gösterim saatini beklerken karşısına A.T. isimli erkek oturdu. Bu sırada telefonu ile ilgilenen kadın, iddiaya göre A.T.’nin kendisine bakarak iki elini bacaklarının arasına götürüp birtakım garip hareketler yaptığını gördü. Bu durumu cep telefonu kamerası ile kayda alan N.E., AVM görevlilerine haber verdi. Çağrılan polisler, A.T.’yi ifadesinin alınması için polis merkezine götürdü. Suçlamaları kabul etmeyen A.T., koltuk rahat olduğu için bu şekilde oturduğunu, N.E.’nin yanlış anladığını söyledi. N.E. ile A.T. karşılıklı olarak birbirlerinden şikayetçi oldu. İkisi de ifadelerinin alınmasının ardından polis merkezinden ayrıldı.
'ETEK GİYERSEN BÖYLE OLUR'
Savcılıkça sürdürülen soruşturmanın ardından A.T., hakkında 2 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Karşıyaka 4’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ikinci duruşmasına tarafların avukatları katıldı. Bismil Asliye Ceza Mahkemesi’nde talimatla ifade verip savunmasını yapan A.T., hakkındaki suçlamayı kabul etmedi. A.T.’nin savunması, yargılandığı mahkemeye ulaştı. Duruşmada söz alan N.E.’nin avukatı Sena Yazıbağlı Gül, sanığın bu suçu işlemekte bir çekince görmediğini, ekip otosunda bile müvekkiline "Etek giyersen böyle olur" dediğini, bunun dahi suç işleme kastı içinde olduğunu gösterdiğini öne sürdü.
Davayı karar bağlayan hakim, sanığın eyleminden dolayı, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) cinsel tacizi içeren 105/1-1 maddesi kapsamında 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme, ayrıca sanığın yeniden suç işlemeyeceğine yönelik olumlu kanaat oluşmadığı için indirim yapılmasına gerek görmedi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verdi. Sanığın, 7 gün içerisinde karara itiraz edebileceği belirtildi.
'KADIN BEDENİ KİMSENİN MÜLKİYETİNDE DEĞİL'
Sena Yazıbağlı Gül, duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, "Kadını tüm vasıflarından soyutlayıp cinsel obje olarak gören zihniyet, yaşamsal alanların her yerinde var. Yolda yürürken, toplu taşıma araçlarında, iş yerlerinde, okulda ve hatta ne yazık ki ev içinde. Ancak dikkat çekmek gerekir ki failin insanların yoğun olarak bulunduğu bir AVM’nin sinema bekleme salonlarında korkusuzca taciz gerçekleştirmesi, tamamen tacizi normalleştirmesi, cezasızlık kültürünün sonucudur. Bir yandan da tacize uğrayan kadınların bunları adli makamlara taşımaması saldırganlara güç vermektedir. Oldu ki taciz, cinsel saldırı adli makamlara taşınmışsa savunma birliği hep aynı savunmayı yapıyor; 'Dar giyinmişti, mini etek giyinmişti, kırmızı giyinmişti, geç saatte yolda tek başına yürüyordu, alkollü mekanda ne işi vardı?’ Kamusal alanlar ve kadın bedeni kimsenin mülkiyetinde değil. Kadınlar her yerde, istedikleri şekilde var olacaklar" dedi.