Aİlesİ onu 13 yaşındayken görücü usulüyle evlendirmişti. 19 yaşına geldiğinde eşinden ayrılarak boşanma davası açtı. Ancak eşi boşanmak istemediği için dava yıllarca sürdü. Kuaförlük yapan Kübra Tayfur (29) ile arkadaş ortamında tanıştığı tekstilci Ersin Ülker (40) birbirine âşık oldu. Tayfur ilk eşinden resmi olarak boşanamadığı için resmi nikah kıyamadılar. Birlikteliklerinden 2 çocukları oldu. Bütün Türkiye onları 2019 yılının eylül ayında yapılan haberle tanıdı. Haberde cezaevinden izinle çıkan Ülker’in eşinin üzerine kızgın yağ dökerek onu öldürmeye çalıştığı anlatılıyordu. Başka suçtan tutuklu Ülker hakkında ‘canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmeye teşebbüs’ ve ‘konut dokunulmazlığının ihlali’ suçlarından 23 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Yaşananlardan sonra ilk kez Hürriyet’e konuşan Tayfur, eşinin kendisini yakmadığını, ona çok kızgın olduğu için bu şekilde ifade verdiğini söyledi. Tayfur ayrıca mahkemeye gidip eşi hakkındaki şikâyetinden de vazgeçtiğini söyledi. Tayfur bugüne kadarki süreci şöyle anlattı:
‘EŞİM BENİ YAKMADI’
“Eşimin benimle tanışmadan önce birkaç kavgası olmuş ve onlardan para cezası almış. Para cezalarını ödemeyince maalesef cezaevine girdi. Açık cezaevinde olduğu için de izne gelmişti. Eşim cezaevine döneceği günün öncesinde kızımızı son bir kez daha görmek için kayınvalideme gitti. Kavgalı olduğu kardeşi, çocuğu uyandırmamasını söyleyince tartışmışlar. Ersin eve geldiğinde kaşı açılmış, dudağı patlamıştı. Çok kızdım. Böyle bir huzursuzluğa ne gerek vardı diye. Geç kaldım diye cezaevine gidemedi, kaldı. 5 ay yatmıştı 5 ayı daha kalmıştı. İnfazını yaktı. Bu beni çok kızdırdı. Sabah bana kahvaltı hazırlamaya başlamış. Ben yemeyeceğim dedim. Yağdanlık kırıldığı için de yağı kullanmadığım çaydanlığa koymuştum. Bunu bilmiyordu. O da çay suyu diye altını yakmış çaydanlığın. Mutfakta tartışmaya başladık. Ağır bir kelime kullandım ona. Kızıp beni ittirdi. Ben düşmemek için ona tutununca ikimiz düştük. Düşerken ocaktaki çaydanlığa çarptım. Kızgın yağ üzerimize döküldü. İkimiz de yandık. O sinirle polisi aradım. Ona da ‘Bak şimdi eşim beni yaktı diyeceğim’ dedim. Sonra gerçeği söylemek istedim ama şartlar elvermedi. Korktum. Ailemden çekindim.
‘HİÇ DURMADAN AĞLADIK’
Hastaneden çıkar çıkmaz cezaevine gittim. Yarım saat hiç durmadan ağladık. ‘Niye bana suçu attın. Sayende Türkiye beni bir canavar olarak biliyor’ dedi. Ersin çok duygusal. Çocuklarına çok düşkün. Eşim asla bana kıymaz. Bana ya da çocuklara bugüne kadar asla şiddet uygulamadı. Her hafta gidiyorum ziyaretine. Durumlara çok üzülüyor. Birbirimizi çok seviyoruz. Eğer gerçekten beni yakmış olsa yarın öbür gün beni öldürür bu adam. Niye geri alayım şikâyetimi. Ben yanlış bir şey yaptım ve bunu düzeltmem gerekiyor. Öldürmeye teşebbüs suçundan dava açılınca şok oldum. ‘Kübra nasıl böyle bir şey yaptın’ diye kızdım kendime günlerce. Yandıktan birkaç gün sonra yanıklarıma kazıma işlemi yaptılar. Kendimi cezalandırmak için ağrı kesici vurdurmadım.”