Katilleri adli genetikçiler bulacak

Balıkesir’de 13 yıl önce okula giderken kaybolan ve 44 gün sonra cesetleri bulunan Büşra ve Tuğçe kuzenlerin öldürülmesine ilişkin görülen davada yeni bir gelişme yaşandı. Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde 21 Mart 2006 tarihinde okula gitmek için evden çıkan kuzenler Büşra Karabacak (10) ve Tuğçe Yıldırım (10) ortadan kaybolmuş ve yapılan aramalar sonunda 44 gün sonra kuzenlerin cesetlerine ulaşılmıştı. Soruşturma kapsamında dosyaya iki bilirkişi raporu girdi. Olayla ilgili gözaltına alınan Seyhan Yakar ve kardeşi Ayhan Yakar’dan alınan ve Büşra ile Tuğçe’nin tırnakları arasındaki doku örnekleri, DNA testi ile karşılaştırlaştırıldı. Adli Tıp’tan gelen raporda, doku örneklerinin Yakar kardeşlere ait olmadığı, onların soyundan bir veya iki erkeğe ait olduğu belirtildi. İki şüpheli raporla serbest kaldı.

‘Sonucundan eminim’

Savcılık daha sonra Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ersi Kalfoğlu’ndan bir rapor aldı. Kalfoğlu raporunda şüpheliler Yakar kardeşlerin DNA’sının kuzenlerden alınan doku örnekleriyle eşleştiğini belirtti. Bunun üzerine şüpheliler tutuklandı. Ancak savcılık iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi için dosyayı tekrar Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu’na gönderdi. Kurul, ilk raporda değerlendirme hatası olmadığını belirtti. Adli Tıp Genel Kurulu da ilk raporun doğru olduğunu içerir cevap verdi. Bunun üzerine şüpheliler 30 gün cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildi. Cinayetin ardından tam 12 yıl geçtikten sonra savcılık soruşturmasını tamamlayarak tutuksuz sanıklar Seyhan Yakar, Ayhan Yakar ve Yeliz Ergin Yakar hakkında “kasten öldürme”, “kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak” ve “cinsel istismar” suçlarından dava açtı.

Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada ailenin avukatı İbrahim Erenci, mahkemeden Prof. Dr. Ersi Kalfoğlu’nun duruşmada bilgi sahibi bilirkişi olarak dinlenmesini talep etti. Dinlenen Prof. Dr. Kalfoğlu, “Muhtemelen çalışma hatasından veya metaryalin azlığından veya bozulmasından sanıklardaki bir DNA özelliği çıkmıyor. Çıkmadığı için de bu şekilde rapor veriliyor. Adli Tıp Kurumu Başkanı dahil personelin yüzde 80-90’ı benim öğrencilerimdir. Bu konudaki ihtisasım yılların verdiği bir ihtisastır. Raporlarımın arkasındayım. Sonuçtan eminim” diye konuştu.

Bunun üzerine aile avukatı mahkemeden adli genetikçilerden oluşan bir heyet oluşturularak rapor alınmasını talep etti. Mahkeme bu talebi kabul ederek İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi’ne heyetin oluşturulması için talimat yazısı yazdı. İstanbul 31. Ağır Ceza Mahkemesi, bir ay önce adli genetik uzmanı üç kişilik bir heyet oluşturarak dosyayı bu heyete tevzi etti. Şimdi dava dosyasındaki sanıkların akıbeti bu uzman heyetin hazırladığı raporla belirlenecek.

Adları ‘Susamam’da geçmişti

Büşra Karabacak ile kuzeni Tuğçe Yıldırım’ın öldürülmesi, rap’çi Şanışer ile 18 rap’çiyi bir araya getiren “Susamam” şarkısına da konu olmuştu.

‘Adalet yerini bulacak’

Milliyet’e konuşan avukat İbrahim Erenci, “14 yıldır devam eden soruşturma ve kovuşturma aşamasında şahısların ele geçirilememesinin yegâne sebebi Adli Tıp Kurumu’nun DNA’lar üzerinde yaptığı değerlendirme hatasıdır. Değerlendirme hatasının şurada olduğunu görüyoruz; Tuğçe ve Büşra’nın DNA’larının Adli Tıp literatüründeki ifade biçimiyle, birbirlerinin üzerine aktığı söyleniyor. İnceleme esnasında bunlar ayıklanmamış, ayıklanmadığı için de bir tülbentin üzerinden gerçeğe bakmaya çalışmışlar, net görememişler. Değerlendirme hatası bu noktadadır. Adaletin bu denli gecikmesi vicdanları kanatmaktadır. Ancak inanıyoruz ki; gecikmiş de olsa adalet yerini bulacak ve masum yavrularımızın katilleri hak ettiği cezaları alacaktır” diye konuştu.

Asayiş Haberleri