Le Mesurier’in cesedi, 11 Kasım günü saat 05.25’te Tophane’deki evinin kapısının karşısında, Ali Paşa Medresesi’nin duvarının dibine bulunduğunda başı duvar dibindeki trafo yönünde, vücudu ise cenin pozisyonundaydı. Üzerinde beyaz keten gömlek, kum rengi kanvas pantolon bulunuyordu. Üçüncü kattan ölüme düştüğü sırada ayağından çıkan botları yanıbaşında duruyordu.
Oysa İngiliz ajanın eşi Emma Winberg emniyet ifadesinde “Saat 02.30’da eşim uyku ilacı alarak uyudu. Ben 04.30’a kadar ayaktaydım. Eşim de uyandı. Bana da uyku ilacı verdi. Sonra uyuduk” demişti.
Polis ekipleri, eşi öldüğü sabah Emma Winberg’i uyandırdıklarında üzerinde pijaması vardı. Sırtına bir battaniye alan Winberg evinden çıkarak aşağıya indi ve eşinin cansız bedenini gördü.
'Uyuyordu' demişti, ifadesiyle çelişti
Emma Winberg’in ifadesi ile James Gustaf Edward Le Mesurier’in cesedinin bulunduğu andaki durumu birçok soru işaretini beraberinde getirdi. Le Mesurier’in cesedi bulunduğunda ayağında botlarının üzerinde kıyafetinin olması, eşinin “Uyuyordu” ifadesiyle çelişti.
Le Mesurier’in düştüğü tahmin edilen pencerenin önünde yaklaşık iki metrelik bir çatı bulunuyor. Hemen karşıda ise medresenin duvarı var. İki bina arasındaki uzaklık ise 5 metre. Düştüğü yerdeki pencerenin bir kenarı ise kırık. Polis ekipleri, üzerinde kıyafetleri bulunan İngiliz ajanın, birinden ya da bir tehlikeden kaçarken medresenin çatısına atlamaya çalıştığı ve bu sırada düştüğü yönündeki senaryoyu da araştırıyor.
Yurtdışına çıkış yasağı konuldu
Le Mesurier’in düştüğü pencerenin hemen sol tarafındaki odada uyuduğunu ve hiçbir şey duymadığını söyleyen eşi Emma Winberg’e soruşturma tamamlanana kadar yurtdışına çıkış yasağı kondu. Genç kadının olayla ilgili yeniden ifadesine başvurulabileceği belirtildi.
Olay sırasında aynı binada bulunan ve alt katta bağımsız bir bölümde kalan Merih adlı hizmetlinin de ifadesi alındı.
Polis, Le Mesurier’in evi ve ofisinde çalışan 14 kişinin ifadesine başvurdu. Emniyet yetkilileri tarafından intihar olarak değerlendirilen olayla ilgili titizlikle yürütülen soruşturmada James Gustaf Edward Le Mesurier’in ruhsal sorunlarıyla gittiği hastane ve doktor kayıtları da inceleme altına alındı.
Gizemli takım elbise
James Gustaf Edward Le Mesurier’in cesedinin bulunduğu saat 05.25 olarak kayıtlara geçti. Güvenlik kamerası görüntülerini inceleyen polis, saat 05.05’te İngiliz ajanın yaşadığı sokaktan siyah takım elbiseli bir erkeğin geçtiğini belirledi. Ali Paşa Medresesi Sokağı’nın deniz tarafına çıkan yönüne doğru ilerleyen takım elbiseli adamın tavırları polisin dikkatini çekti. Güvenlik kameralarına yüzü yansımayan gizemli adamın kimliğinin tespiti için polis ekipleri çevre sokaklardaki güvenlik kameralarını incelemeye aldı. Bu arada polis, güvenlik kamerası görüntülerine göre Le Mesurier’in evinin önünde aylarca mendil satan, olaydan birkaç gün önce kayıplara karışan Suriyeli’nin de izini sürüyor.
Duvardaki harita dosyaya girdi
Le Mesurier’in evinde duvarda asılı Ortadoğu haritası da soruşturma dosyasına girdi. Polis ekipleri harita üzerinde yaptıkları incelemelerde Türkiye sınırındaki kritik alanların işaretlenmiş olduğunu gördü. Haritada dikkat çeken alan ise Hatay’ın güneyindeki İdlib bölgesi oldu. Haritada M-4 ve M-45 otobanlarının daire içerisine alındığı görüldü. Bunun yanında çizilen yerlerin bitişiğine ise yürüyen insan çizimleri yapıldığı dikkat çekti. Savcılık evde bulunan haritayı soruşturma dosyasına koydu.
James Bond’la ilgili 200 adet kitap çıktı
Olayın ardından polis ekipleri İngiliz ajanın yaşadığı evin içerisinde inceleme yaptı. Evin içerisinde M. Sıddık Gümüş tarafından yazılan 500 adet “İngiliz casusun itirafları ve İngilizlerin İslam düşmanlığı” isimli kitap bulundu. Ayrıca, evden James Bond’la ilgili 200 adet kitap da çıktı.
2002'de Kudüs'te 'Hassas görev'
İNGİLİZ The Guardian gazetesi James Gustaf Edward Le Mesurier’in hayatına ilişkin önemli detayların yer aldığı bir portre yayınladı. Le Mesurier’in Suriye’deki acil yardım faaliyetlerine odaklanan yazıya göre, eski subay 2002 yılının başında ‘hassas bir proje’ için Kudüs’e gitti. Le Mesurier, Filistin’in Batı Şeria bölgesindeki Ramallah’ta Filistin eski Devlet Başkanı ve Filistin Kurtuluşu Örgütü’nün (FKÖ) lideri Yaser Arafat ile birlikte tutuklu olan 6 kişinin bulunduğu hapishanede görev aldı. Bu, İstanbul’da ölü bulunana kadar Le Mesurier’in Ortadoğu’da geçireceği 17 yılın ilk göreviydi. Filistin’deki ayaklanmalardan Irak’taki çalkantılara ve en son Suriye’de kana bulanan topraklara kadar, Le Mesurier Ortadoğu’ya ilişkin fikir sahibi oldu. Guardian’da yayımlanan yazıda, çok az insanın bu bakış açısına sahip olduğuna dikkat çekildi.
Güvenlik şirketi
Le Mesurier, Birleşik Arap Emirlikleri’nde, eski ABD Başkanı George W. Bush’un terörizmle mücadele danışmanı Richard Clarke’ın güvenlik şirketinde işe başladığı 2006’dan itibaren burada 5 yıl geçirdi. Daha sonra Umman polisine ait bir devriye botu satın alan Le Mesurier, Endonezya ve Sri Lanka’da tsunami sonrası arama kurtarma çalışmaları için kolları sıvadı. 2014’te, Suriye’de amacını ‘çatışma ve doğal afet bölgelerinde acil yardım müdahalesi’ olarak tanımlayan Mayday Rescue Vakfı’nı kurdu. Vakfın, Suriye projeleri için de 2015’te İstanbul’da bir ofis açtı. Mayday Rescue Vakfı’nın en büyük programı olan Suriye’deki ‘Beyaz Baretliler’ grubu, 2014 yılından itibaren her sene Nobel Barış Ödülü’ne aday olarak gösterildi, 2016’da alternatif Nobel ödülü olarak görülen ‘Right Livelihood’ ödülünü aldı. The Guardian, Le Mesurier’in “Ne yapabiliyorsak, ne zaman yapabiliyorsak, yapabildiğimiz kadar yapacağız” mottosunu benimsediğini yazdı.
Üç evlilik yaptı
Başından üç evlilik geçen İngiliz eski asker Le Mesurier, ikinci eşi Sarah Tosh’tan iki kız çocuğu sahibi oldu. 2018’de Emma Hedvig Chirstina Winberg ile evlendi. Le Mesurier’in kız kardeşi ve anne- babası İngiltere’de yaşıyor.