Olay, 18 Mart gecesi, Kepez ilçesine bağlı Yenidoğan Mahallesi 3093 Sokak'ta bulunan sitenin 11'inci katındaki dairede meydana geldi. Özcan Işıldar, ikinci evliliği olan ve bir süredir ayrı yaşadığı Nihal Işıldar'ın yanına gelerek, tartışmaya başladı. Bu sırada Özcan Işıldar, eşinin başına tabancayla tek el ateş edip, kaçtı. Ertesi gün polisi arayan Işıldar, "Karımı öldürdüm, gidin evden alın" dedi. İhbar üzerine olay yerine, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Ekipler, çilingire kapıyı açtırıp, içeri girince Nihal Işıldar'ın cansız bedeniyle karşılaştı. Nihal Işıldar, Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi sonrası toprağa verildi.
28 YIL ÖNCE DE BALDIZINI ÖLDÜRMÜŞ
Polis, olaydan sonra kaçan Özcan Işıldar'ın, Mersin'in Tarsus ilçesinde olduğunu belirledi. Tarsus Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro ekipleri, Işıldar'ı yakalayıp, gözaltına aldı. Üzerinden sahte kimlik çıkan Işıldar'ın; 1991'de cinsel istismar girişiminde bulunduğu baldızı Abiye Çetin'i öldürüp, cezaevinde yattığı, 'kasten öldürme' dahil 7 suçtan arama kaydının bulunduğu belirlendi. Antalya'ya gönderilen Işıldar, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
ERKEKLERLE İLİŞKİYE ZORLAMIŞ
Özcan Işıldar hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame, Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Işıldar'ın, eşine sürekli şiddet uyguladığı belirtilen iddianamede; tehdit ederek, başka erkeklerle ilişkiye zorladığı, bu anları da kamerayla kaydettiği belirtildi. Şüphelinin, komşusu olan kadını da evine zorla alıp, ters kelepçe takarak, defalarca nitelikli cinsel saldırıda bulunduğu öne sürülen iddianamede; bu iddialarla ilgili başsavcılığın değişik bürolarında birçok soruşturma dosyasının bulunduğuna ve arama kararı çıkarıldığına dikkat çekildi. Maktulün, kendisine yaptığı uygunsuz davranışlar ve şiddet sonrası ölümle tehdit edilmesinin ardından şüpheli hakkında uzaklaştırma kararı aldırdığına vurgu yapılan iddianamede, cinayetin detaylarına da yer verildi.
'CİNAYET İÇİN ÖNCEDEN HAZIRLIK YAPTI'
Özcan Işıldar'ın, eşini öldürmeye karar verdiği, bunun için önceden hazırlık yaptığı belirtilen iddianamede, şunlar kaydedildi:
"Şüpheli olaydan 1 gün önce ticari taksi işleten M.B.'yi arayarak 1200 TL karşılığında kendisini İstanbul'a götürmesi yönünde anlaşmıştır. Şüpheli bu şekilde eylemi gerçekleştirdikten sonra kaçacağı aracı da temin etmiştir. Şüpheli 19.30 sıralarında eşinin evine gelmiştir. Gelirken de yüzünü kapüşonla kapatmıştır. Gece yarısı eşinin cep telefonunu isteyen şüpheli, maktul ile tartışmaya başlamıştır. Şüphelinin silah zoruyla cep telefonunu alması ile öldürüleceğini düşünen maktul evden kaçmak istemiştir. Ancak şüpheli buna engel olmuştur. Maktulün banyoya girip 'imdat' diye bağırması üzerine şüpheli eşinin kafasına bir el ateş ederek öldürmüştür. Şüpheli eyleminden sonra maktulün cesedini banyodan yatak odasına kadar sürüklemiştir. Yerdeki kan izleri de cesedin banyodan yatak odasına taşındığını ortaya koymaktadır."
CİNAYET SONRASI SEVGİLİSİNİN EVİNE GİTMİŞ
Şüphelinin, cinayeti işledikten sonra 1 yıldır görüştüğü sevgilisinin evine geçtiği, buraya daha önce anlaştığı taksiciyi çağırarak, İstanbul'a gittiği kaydedilen iddianamede, yakalanma aşaması da şöyle anlatıldı:
"Şüpheli olaydan sonra İstanbul'daki ağabeyinin evine gitmiştir. Giderken de yolda ormanlık bir alana maktulün cep telefonunu atmıştır. Arandığını öğrenen şüpheli suç aleti tabancayı ağabeyinin evine bıraktıktan sonra gittiği Mersin'in Tarsus ilçesinde bir berber dükkanında yakalanmıştır. Suç dosyasında bayanlara karşı cinsel fantezi, cinsel saldırı gibi suçlarda bulunan şüphelinin, 'eşi tasarlayarak öldürme' ve 'silahla nitelikli yağma suçu'ndan cezalandırılması talep edilir."
'BAĞIRIRSAN AYAĞINA SIKARIM' DEMİŞ
İddianamede, Özcan Işıldar'ın polis merkezi ve savcılıktaki ifadelerine de yer verildi. Işıldar'ın ifadesinde şunları söylediği kaydedildi:
"Maktul ile yaklaşık 4-5 sene önce evlendim. Zaman zaman tartışmalarımız oldu. Eşim bazen evden kaçıp gitti. Bu süreçlerde beni karakola şikayet etti. Ancak sonrasında şikayetini geri aldı ve birlikte yaşamaya devam ettik. Eşimin beni aldatmasından şüphelenerek eve kamera sistemi koydum. Ayrıca eşimin telefonuna da dinleme cihazı yerleştirdim. Kamera görüntülerinde eşimin başka bir erkekle cinsel ilişkiye girdiğini gördüm. Ben başka bir suçtan dolayı eve gidemediğim zamanlarda dinleme cihazından eve geceleri birilerinin girip çıktığını kapı sesinden anlıyordum. Eşimin beni aldattığını tespit ettikten sonra eşimin ağabeyine durumu bildirdim. Görüntüleri kendisine gönderdim. Ayrıca görüntüleri avukatıma da verdim. Olay günü eşimin evine gittim. Alkol aldık. Ona beni kiminle ve nasıl aldattığını sordum. O da konuyu kapatmak için beni yatak odasına çağırdı. Odada tartışmamız devam edince eşim benden su istedi. Ona su almaya giderken eşim banyoya girdi ve 'İmdat' diye bağırmaya başladı. Üzerimdeki ruhsatsız silahı çıkartarak ona 'Bağırırsan ayağına sıkarım' dedim. Eşim banyo kapısını açar açmaz üzerime bir şey düştü ve silah ateşlendi. Eşim o an yere yığıldı. Kendisinden ses gelmedi. Ona 'İyi misin?' diye seslendim ancak cevap alamadım. Banyodan eşimi sürükleyerek yatak odasına götürdüm. Kafasından kan akıyordu. Nasıl yaraladığını ve nasıl vurulduğunu görmedim. Yakalanmam olduğu için evden ayrıldım ve İstanbul'daki ağabeyimin evine gittim. Oradan da polisi arayarak 'Eşimi öldürdüm. Gidin alın' diyerek adresi verdim."
Davanın görülmesine, Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak.