Pınar Gültekin'in babası: 'Yüreğimize birazda olsa soğuk su serpildi'

16 Temmuz 2020 tarihinde, ülke tarihine geçen en vahşi kadın cinayetlerinden biri yaşandı.

Muğla'da yaşayan 27 yaşındaki Pınar Gültekin, bir anda ortalıktan kayboldu. 

5 gün sonra gözaltına alınan eski sevgilisi Cemal Metin Avcı, çıkan kavgada Gültekin'i boğarak öldürdüğünü, cesedini bağ evindeki varile koyup yaktığını, üzerine de beton döktüğünü itiraf etti.

23 yıl hapis cezası aldı

Uzun süren yargılama sürecinin ardından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Cemal Metin Avcı'nın cezası, uygulanan haksız tahrik indirimiyle 23 yıla düşürüldü.

Mahkeme, Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı ve diğer sanıkların beraatine hükmetti.

Ailenin itirazıyla yeniden yargılandı

Bu kararların ardından ailenin avukatı karara itiraz etti. İtirazı değerlendiren İzmir Bölge Adliyesi Mahkemesi, davanın tekrar görülmesine karar verdi.

Ağırlaştırılmış müebbet verildi

Yeniden görülen davada karar değişti. Sanık Cemal Metin Avcı, "haksız tahrik" ve "iyi hal" indirimlerinin uygulanmaması sonucu ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı ise yardım ettiği gerekçesiyle 4 yıl hapis cezası aldı.

"Yüreğimize su serpmiş oldu"

Davanın sonuçlanmasının ardından Pınar Gültekin'in babası Sıddık Gültekin, şunları söyledi:

Bildiğiniz gibi 3 yıldır hukuk mücadelesi veriyoruz. Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci mahkemede biz anladık ki tek taraflı çalışıyor. Hep itiraz ettik, buna rağmen kabul edilmedi. Avukatımız aracılığıyla tabii itirazlarımızı bildirdik. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da itiraz etti. Çünkü caniye ödül gibi bir ceza verilmişti. Biz ikinci mahkemede dün 15'nci duruşmamız oldu. Bir nebze de olsa yüreğimize soğuk su serpildi. Tam netice almadık. İnsan buna da bazen şükrediyor. İnşallah katil gün yüzü görmez. Biz baştan sona kadar hep mücadelemizi verdik. Katilin kardeşi de bu cinayetin içinde bulunmuş ve yardım etmiş. Telefon tapeleri onu işin içinde olduğunu gösteriyor. Kardeşi de 4 sene ceza aldı. Katil ağırlaştırılmış müebbet aldı. Yani bu ülkede her ne kadar adil davranmayan hakimler olsa da, adil davranan hakimler de vardır. Tabii bu benim gücümle olmadı. Çok mücadele verdim. Benim gayem, benim kızım değildi. Zaten kızımın geri gelmeyeceğini biliyorum. Benim gayem, bundan sonraki cinayetlerde en azından emsal teşkil eder ve bir insanın daha az öldürülmesi. Bu benim yüreğime bir nebze de olsa bir su serpmiş olur.

"Artık kadınlar ölmesin"

Gültekin, sözleri şu ifadelerle tamamladı:

Davadan sonra hiç iyi değildim ve hiçbir şey hissetmedim. Çünkü bir ülkede ilk gün mahkeme adil davransaydı, ben belki bir şeyler hissedebilirdim. Ama hep mücadelemizi verdik, maalesef hiç adil davranılmadı. Sanki suçlu biz, onlar mağdurmuş gibi oldu. Yani benim evladım bir parçam gittikten sonra idam edilmiş, benim umurumda olmaz. Zaten o içindeki insanı öldürmüş. Bu işler durdurulsun, benim gayem budur. Artık kadınlar ölmesin. Belki bu mücadeleyi vermemden dolayı benim ailem beni dışlamış olabilir. Kültürüme göre onlara hak da veriyorum. Yadırgamıyorum ama insanın ailesi bile bazen yanında olmuyor. Kadın dernekleri yağmurda, karda ve kışta hep yanımda oldular. Onlar da benim bir ailemin parçası oldular. Bazen mahkemeler 9 saat sürüyordu, yağmurun altında basın mensuplarıyla beraber bekliyorlardı. Türk kamuoyu benim arkamdaydı. Bana destek veren onlar oldu. Bana moral veren onlar oldu. Türkiye'nin aydın insanlarıdır. Sizin aracılığınızla Kemal Kılıçdaroğlu'na da saygılarımı sunuyorum. Dün beni telefonla aradı. Geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Çok siyasi parti temsilcileri aradı. AK Parti'den arayan oldu, partilerden arayan oldu.

Asayiş Haberleri