Buca'daki bir meslek lisesinde öğrenim gören, hepsi de 17 yaşında B.A., İ.K., M.H., B.Ö. ve S.S. isimli kız öğrenciler, Karabağlar ilçesinde bulanan bakım evinde staj yapmaya başladı. Hasta bakıcı Güngör Günbaş'ın yalnız kaldıkları her fırsatta M.H.'ye zorla sarılıp, yanağından öpmeye çalıştığı, öğrencilerden B.Ö.'ye iltifatlarda bulunarak, hastalara yemek yedirdiği sırada belinden sarılarak öptüğü, B.A.'ya da belinden sarılarak öptüğü, S.S.'yi sosyal medya üzerinden eklediği, buradan mesajlar attığı ve bakımevinde öpmeye çalıştığı, İ.K.'ya hastalarla ilgilenirken sarılmaya çalıştığı ve tüm bunları yaparken, "Notunuzu ben vereceğim, geçen seneki kızları ağlattım" diyerek korkuttuğu iddia edildi. Öğrencilerin şikayeti üzerine gözaltına alınan Güngör Günbaş, emniyetteki ifadesinde suçlamaları kabul etmedi. Günbaş, işlemlerinin ardından sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Sanık hakkında 'Sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı' suçundan dava açıldı.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
İzmir 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına tutuklu sanık Güngör Günbaş, mağdurlardan İ.K., M.H., B.Ö. ve S.S., Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen ve tarafların avukatları katıldı. Duruşmaya katılan mağdurlar daha önceki savunmalarını uzman pedagog eşliğinde anlattı.
Duruşmada suçlamaları kabul etmeyen ve kendisine iftira atıldığını öne süren Günbaş, "Ben anlatılanları yapmadım. Mağdurlardan B.Ö. ve İ.K. bir hastayı dövmeye kalktılar. Ben de buna engel oldum. Mağdurlardan M.H., neden benden beline ilaç sürmemi istedi? Bir öpücük atma eylemi sebebiyle ortalığı ayağa kaldıran kişiler neden bu kadar eylemde bulunmama izin vermişlerdir. Mağdurlardan B.A., üst katta görevlidir. Yanına doğru dürüst gitmedim. Staj dönemi bitiminde çocuklara not düzenlenip, okula bildirimde bulunulur. Bizim düzenlediğimiz ve gönderdiğimiz notlar, karneleri için büyük önem taşır. Bir önceki stajda öğrencilerin düşük not nedeniyle mağdur olduklarını öğrendik. Biz de bu yıl notları düzelttik. Bunları öğrenciler de biliyor. Zaten endişe duydukları için bana sormuşlardı, 'Notlarımız nasıl olacak' diye. Bundan dolayı notları düşük vereceğimi düşünmüş olabilirler. Benim ayrıca sosyal medya hesabım yoktur. Bir tane vardır, onu da mağdurlardan biri telefonuma indirmiştir. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
'SANIĞIN SÖYLEDİKLERİ GERÇEĞİ YANSITMAMAKTADIR'
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Müjgan Bilgen Özen, sanığın savunmasına itibar edilmemesi gerektiğini belirterek, "Sanığın öğrencileri hastayı dövmekle suçlaması, kendi suçunu örtmek için uydurduğu bir senaryodur. Sanığın söyledikleri gerçeği yansıtmamaktadır. Olayı anlatan mağdurlar aynı zamanda birbirlerinin tanıklarıdır. Yaşı küçük olan bu mağdurların sanığa iftira atması için bir neden yoktur. Sanığın bu aşamada tahliye talebinin reddedilmesini istiyoruz" diye konuştu.
Mağdur öğrencilerin avukatı, öğrencilerin staj yaptığı kurumdan koridor ve odalardaki kameraların kayıtlarının istenmesini talep etti, bir sonraki celsede sanığın sosyal medya üzerinden öğrencilere attığı mesajları mahkemeye sunacaklarını söyledi. Sanık avukatı ise müvekkilinin bakmakla yükümlü bir ailesinin olması göz önünde bulundurularak, adli kontrol şartlarıyla tahliye edilmesi yönünde talepte bulundu. Duruşma savcısı, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için ek süre verilmesini, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, sanığın tahliye talebini reddederken, öğrencilerin staj yaptığı kuruma kamera kayıtlarının istenmesi amacıyla müzekkere yazılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.