Çankırı merkezde yalnız yaşayan ve özel okulda edebiyat öğretmeni olan Tuğba Açıkgöz'den geçen 14 Ocak'ta haber alamayan yakınları, eve gitti. Çilingir yardımıyla girilen evde Tuğba Açıkgöz, eşarpla su borusuna asılı halde bulundu.
Haber verilmesiyle gelen sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Tuğba öğretmenin öldüğü belirlendi. Tuğba Açıkgöz, otopsinin ardından memleketi Çankırı'nın Orta ilçesinde toprağa verildi.
AİLE ŞİKAYETÇİ OLDU
Ancak daha sonra Tuğba'nın intiharına inanmayan yakınları, konuştuğu erkek arkadaşı M.M.'den şüphelenerek şikayette bulundu. Bunun üzerine savcılık soruşturma başlattı. Tuğba Açıkgöz'ün ablası Munise Açıkgöz, polise verdiği ifadesinde, kardeşinin intihar edecek birisi olmadığını söyleyerek, "Kardeşimin görüştüğü M.M. psikolojik sorunları olan birisiymiş. Daha önce de kardeşimi darbetmiş ve tehdit içerikli mesajlar atmış. Kardeşimin vefatından sona vücudunda morluklar olması ve parmaklarında kırıklar olması bu durumu doğruluyor. Komşularından biri olayın olduğu gece Tuğba'nın dairesinden tartışma seslerinin geldiğini söyledi. Ben bu olayın intihar olmadığını düşünmüyorum. M.M. isimli şahsın kardeşimi öldürdüğünü düşünüyorum. M.M.'den davacı ve şikâyetçiyim" dedi.
Tuğba Açıkgöz'ün kardeşi Abdulsamet Açıkgöz ise, "İntihar süsü verilerek cinayet işlendiğini düşünüyorum. Olayın olduğu gece evden gürültü duyulması, annemin Tuğba'nın vefatının ardından yıkadığı esnada vücudunda gördüğü morluklar bunu göstermektedir. Delillerin toplanmasını, soruşturmanın genişletilmesini istiyorum. M.M.'den davacı ve şikâyetçiyim" ifadelerini kullandı.
'M.M.'DEN ŞİDDET VE BASKI GÖRDÜĞÜNÜ ANLATTI'
Tuğba Açıkgöz ile bir süre ev arkadaşlığı yapan G.D. ise, M.M.'nin sürekli yaşadıkları eve gelmesinden dolayı rahatsız olup, evden ayrıldığını söyleyerek, "Tuğba abla kendisini asacak birisi değildir. Ben M.M.'nin psikolojisinin bozuk olduğunu düşünüyorum. Daha önceden Tuğba'yı darbettiğini ve ara ara kavga ettiklerini biliyorum" diye konuştu. İzmir'de yaşayan arkadaşı Z.T. ise Tuğba Açıkgöz'ün M.M. ile geçen yıl Ağustos ayında tanıştığını kaydederek, "Tuğba bana telefonda, erkek arkadaşından baskı ve fiziksel şiddet gördüğünü anlattı. Tuğba'nın bana anlattığına göre, M.M. kendisine sürekli 'sen ölmeyi hak ediyorsun', 'sen yalnız öleceksin' gibi söylemlerde bulunmuş. Ben Tuğba'nın intihar ettiğine inanmıyorum. Eğer intihar etseydi, bu kendini asarak değil, ilaç kullanmak gibi daha kolay yöntemleri denerdi. Bu olayda M.M'nin etkisinin olduğunu düşünüyorum."
ANNE: YÜZÜNDE MORLUK VARDI
DHA'ya konuşan anne Nazlı Açıkgöz ise kızının olaydan 1 gün önce yanlarına geldiğini, sonra yüzünü cenazesini yıkarken gördüğünü anlattı. Nazlı Açıkgöz, "Baktım yüzü bembeyaz, simsiyah kaşlar. Kızımı kendi ellerimle yıkadım. Yüzünde morluk, kalçasında morluk, vücudunda 3 yerinde morluk vardı. Boynunun arkası kırılmış, yüzünde çizik vardı. Parmakları kırık. Kızımı sevdim, ben sevdim kızım güldü, ben sevdim kızım güldü" dedi.
'KIZIM ASLA İNTİHAR ETMEZ'
Kızının konuştuğu erkek arkadaşından tehditler aldığını öğrendiğini söyleyen anne Nazlı Açıkgöz, "Kızımın arkadaşları konuşurken duydum. Konuştuğu kişiden tehdit alıyormuş, mesajlar atıyormuş. Arkadaşlarına 'benden olayı gizlemeyin' dedim. Kızımın konuştuğu çocuk, Tuğba’ya 'sen ölmeyi hak ediyorsun, sen öleceksin, sen yalnız evde öleceksin' diye mesajlar atmış. Arkadaşına söyledim 'bu mesajları polise göstereceksiniz' diye. Şikayetçi olduk. Ben de ifade verdim. Benim kızım kendini asla asmaz, asla intihar etmez, asla öyle biri değil. 3 tane üniversite okudu, çok çalıştı, aklı başında biriydi. Gülücük saçan hayırsever bir yavrumdu. Kim yaptıysa cezalandırılmasını istiyorum. Ben yandım Allah’ım da onları yaksın" diye konuştu. Baba Zekeriya Şenol Açıkgöz de suçluların cezalandırılmasını istediğini belirtti.
'EŞARBIN ÜZERİNDE PARMAK İZİ İNCELEMESİ GEREK'
Avukat Alper Sarıca ise olaya ilişkin ciddi şüphelerin olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Başörtüsü kullanmayan saçı açık ve makyajlı bir kadının evinde pazardan satılan eşarbın bulunması ilginç. Yine, parmakları kırık bir kişinin düğüm atıp kendini asması da garip. M.M. isimli kişi pazartesi günü Tuğba'yı en son gören kişi. M.M. eve hiç gitmediğini söylüyor; ancak normalde de haftanın 7 günü orada kalıyor. Salı günü ölüm saati 10.00 görünüyor normalde. Ancak saat 10.00'da ailesi ile kahvaltı yapmaya ailesinin bulunduğu eve gidecekti. Annesi ulaşamayınca saat 11.24'te arkadaşını arıyor. Arkadaşı da ulaşamıyor.
Saat 11.57'de M.M.'ye ulaşılıyor. M.M., Tuğba'dan haberi olmadığını şu anda Ankara'da havaalanı yolunda bulunduğunu söylüyor. Ancak aradan 20-30 dakika geçtikten sonra eve geliyor. Yine, Tuğba'nın kendini astığı söylenen su borusu Tuğba'nın boyu kadar ayakları yere değiyor. Bir de ona rağmen asılı yerin yanında ters çevrilmiş bir kova var. Eşarbın üzerinde ve evde parmak izi incelemesi yapılması gerekir. Yine M.M.'nin telefonunun sinyal verdiği baz istasyonu kayıtlarının, ölüm saatinde nerede olduğu ile ilgili savunmasıyla örtüşüp örtüşmediği değerlendirilebilir" dedi.
Soruşturma kapsamında olayla ilgili M.M.'nin de ifadesine başvurulduğu, daha sonra serbest bırakıldığı belirtildi.