Aydın’da ziraat mühendisleri ile üreticiler, 15 yıl önce de imara açılmak istenen zeytinliklerin enerji firmalarına satılmasına tepki gösterdi.
Aydın’ın Efeler ilçesinde Yılmazköy Mahallesi’nde özel bir firma tarafından jeotermal sahası olarak satın alınan arazideki zeytin ağaçlarının, iş makineleri tarafından sessiz sedasız kesilip yok edilmesine tepkiler sürüyor. Konunun basın tarafından gündeme getirilmesinin ardından şimdiye kadar 50’den fazla zeytin ağacını kesen firma çalışmalara ara verdi. Ağaçların kesildiği arazide incelemelerde bulunan Ziraat Mühendisleri Odası Aydın Şube Başkanı Mahmut Nedim Barış, üreticilerden durum hakkında bilgi aldı.
Yırca’da yaşanan zeytin katliamını yerinde gördüklerini belirten Oda Başkanı Nedim Barış, “Aynı şeyler burada da olacak. Çünkü bu sahanın çevresinde de zeytin ağaçları var. Bunları biz niçin kesiyoruz? Başka yapılacak yer veya enerji kaynağı yok mu? Özellikle bu bölgede güneş enerji potansiyeli değerlendirilebilir. İllaki jeotermal enerjiden yararlanacağız diye bir kural yok. Çevreye zarar vermeyen rüzgar ve güneş enerjisinden faydalanalım. Ülkemizde alternatifimiz çok. ‘Jeotermal kullanılmasın’ demiyoruz ama bence jeotermal enerji birinci önceliğimiz değil. Bugün Aydın’ın birçok yerinde incir ve zeytin tarlalarının içerisine kuyular açıldı. Aynı sıkıntılar Aydın’ın her yerinde var. Günahtır, yazıktır; ülkemizin geleceğini karartmaya kimsenin hakkı yok. 100-150 yaşındaki ağacı kesmek günahtır. Ancak önce bu araziyi satanları sorgulamamız lazım” dedi.
“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ TARIMDA”
Zeytin Kanunu’na göre zeytin ağaçlarının kesilip imha edilemeyeceğini savunan Barış, “Eğer kullanılacaksa bunun bir takım öncelikleri var. Zeytinlik araziler ancak acil nedenlerle kamulaştırılabilir. Kamulaştırıldıysa dahi bu zeytin ağaçlarını kesemez ve başka yere nakledemezsiniz. İl tarım müdürlüğünden muhakkak izin alınması gerekir. Biz zeytin ağaçlarının kesilmesine kesinlikle hayır diyoruz. Kim ne derse desin biz tarım ülkesiyiz. Sanayimiz gelişiyor ama hala tarım ülkesiyiz. Karnımızı tarımla doyuruyoruz ve ihracatımızın büyük bir bölümü tarımda. Bugün bu ağaçları yok edersek, yarınımıza hangi güvence ile bakacağız?” diye konuştu.
“DOĞAYI KENDİ ELİMİZLE KATLEDİYORUZ”
Tek amaçlarının zeytinliklerin korunması olduğunu kaydeden Mahmut Nedim Barış sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu ağaçların büyük bir bölümü dikme değil. Doğanın verdiği nimetleri biz kendi ellerimizle katlediyoruz. Hazıra konan vatandaşımız yetiştirmenin zorluğunu çekmediği için kolayca dışarıya satabiliyor. Bu asırlık ağaçları korumamız lazım. Şu an bu ağaçlardan karnını doyuran vatandaşımız yarın aç kaldığında kime el açacak, bunu merak ediyorum."
ÜRETİCİDEN ÜRETİCİYE TEPKİ
Kendisi de bir zeytin üreticisi olan ve firmanın arazisini satın alma teklifini geri çevirdiğini ifade eden Rıfat Metin ise arazisini satan üreticilere tepki gösterdi. Ağaç yetiştirmeyen bir kişinin ağaç satmasının kolay olduğuna işaret eden Metin şunları söyledi:
“Bu kişiler yetiştirmenin zorluğunu görmedi. Biz defalarca ‘sıcak su için arazilerinizi vermeyin’ diye uyardık. Maalesef hiç kimse anlamadı ve anlatamadık. Bu yapılan canilikten başka bir şey değil. Ben bu kesilen ağaçları görünce eriyorum. Çünkü bu ağaçların büyümesini ben biliyorum. Ben çocukken buranın sahibi kuyudan su taşıyıp bu fidanları sulardı."
DAHA ÖNCEKİ GİRİŞİMİ KÖYLÜLER DURDURMUŞ
Aynı arazinin 15 yıl önce dönemin belediye başkanı tarafından imara açılarak parsellendiğini anımsatan Metin, “Benim de arazim vardı ve biz karşı dava açtık. Avukat tutup mücadele ettik. Bilir kişiler gelip inceleme yaptı. ‘Bu araziler kesinlikle parsellenemez, zeytin ağaçları yok edilemez’ diye rapor verildi. Parsel taşları dikilmesi ve parsel tapularının verilmesine rağmen, biz tapuları almayıp zeytinliklerimize sahip çıktık” şeklinde konuştu.