Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Söğüt’ün, beylikten imparatorluğa giden muazzam ayağa kalkışın ve stratejik hamlenin hareket ve karar merkezi olduğuna dikkat çekti.
733. Söğüt Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Yörük Şenlikleri’nde konuşma yapan Bahçeli, bu toprakların, Türk’ün asırlarca sürdürdüğü hükümranlığın filizlendiği ve boy attığı cevherin de adı olduğunu söyledi.
“Engin bir vizyonla hedefini içe değil dışarıya odaklayan; yüzünü kıtalara, coğrafyalara, kürenin her noktasına çeviren aziz ecdadımızla ne kadar gurur duysak azdır” diyen Bahçeli, 733 yıl önce Türkmen ruhundan doğan muhteşem uyanışın bilahare fütuhat şuuru ile beslenmiş ve insanlık tarihine yön verecek bir zirveye tırmandığını anlattı.
Söğüt’te, zamanın akışını değiştirecek, dengeleri yeni baştan kuracak, yankısı ve yansıması uzun yüzyıllar geçmeyecek kutlu bir iradenin belini doğrulttuğunu ve asırlara Türk mührü vurmak için ileri atıldığını belirten Bahçeli, şunları söyledi: "Söğüt yeni bir başlangıç olmasının yanı sıra, atalarımızın sahip oldukları Türk kültür ve devlet mirasının daha da ileri taşınmasına beşiklik yapmıştır. Burada; mazlumlara umut olan, zalimlere korku salan, ulaştığı her yerde adaleti hakim kılan cihan devletimizin sütunları dikilmiştir. Kuruluşumuzun ilkeleri önceki Türk asırlarında anlam ve kaynağını bulmuştur. Göç yollarını takip ederek bu yurt köşesine kadar gelen muhterem ecdadımız, dünün birikimlerine yarının umutlarını eklemiş, geçmişin hatıralarını geleceğin özlem ve hayalleriyle süslemiştir. Bunda da başarılı olmuştur.”
“CİHAN DEVLETİMİZİN YEŞERMESİ VE YERLEŞMESİNDE; KILIÇ GÜCÜ KADAR HOŞGÖRÜYLE BİRLİKTE KUCAKLAYICI POLİTİKALAR DA BELİRLEYİCİ OLMUŞTUR”
Bahçeli, bu topraklarda temsil edilerek Ertuğrul neslinde değerini bulan ve cazibe merkezi haline gelen yüksek yönetim anlayışının insanlığın kaderine istikamet çizdiğini aktardı. Cihan devletimizin yeşermesi ve yerleşmesinde; kılıç gücü kadar aklın rehberliği, imanın gücü, insaniyete saygı, adalete bağlılık, vicdanlı tutum, hoşgörüyle birlikte kucaklayıcı politikaların belirleyici olduğunu belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunların yanı sıra ve belki de en önemlisi, yurt tutulan topraklarda hem kalıcı olabilmek hem de istikrarlı büyüyebilmek için sabırla ve şuurla sosyal, ekonomik ve kültürel buluşma çabaları yürütülmüştür. 400 çadırlık bir Türkmen topluluğunun kurduğu beyliği, 624 yıllık kudretli bir imparatorluğa dönüştürmesinin özünde yatan sır da burada, bu beşeri kaynaşma ve milletleşme sürecinde aranmalıdır. Ertuğrul Ocağı, önceki dönemlerin kısır kavgalarından, kardeşler arasındaki husumetlerden dersler çıkarmıştır. Hepsinden önemlisi didişerek, çekişerek, bölünerek, ayrışarak, farklılaşarak büyük ülkülere ulaşılamayacağının farkına varmıştır. Bu bütünleştirici anlayıştır ki, birliği ve dirliği bozulmuş olan Anadolu coğrafyasında vücut bulan bir uç beyliğinden, çağ açıp çağ kapatan bir imparatorluğa ulaşılmasını temin etmiştir. Akıl, öngörü ve milli şuur, imparatorluk unsurlarının aynı hedefe yönlendirilmesi, imrenilecek bir mücadele, gerçekçi bir cesaret ve hâla dillerde olan adaletli yönetim en az savaş meydanları kadar kalıcı ve tesirli sonuçlar doğurmuştur.”
“GÜNÜMÜZDE VARLIĞIMIZI DEVAM ETTİREBİLMEK İÇİN OSMANLI TARİHİNİN DOĞRU BİR ANALİZİNE İHTİYACIMIZ VARDIR”
Bahçeli, konuşmasında, “Günümüzde de varlığımızı devam ettirebilmek için çıkaracağımız dersler ve alacağımız ibret Osmanlı tarihinin doğru bir analizine ihtiyaç göstermektedir” ifadelerini kullandı.
Osmanlı İmparatorluğu’nun çok sayıda inanç ve toplumu sevk ve idare beceresini idrak etmeden yapılacak her yorum, bu devletin mirasçısı cumhuriyetimizi yıkıma götürecek tehlikelere ortam açacağını anlatan
Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Anadolu coğrafyasının bir ucunda, bir Türk beyliğinin öncülüğünde cihan devletinin ortaya çıkması elbette çok önemli tarihî bir olaydır. Bununla sürekli övünmenin yanında, geçmişin doğru tahlil ve analizi Türk milletinin geleceğine ışık tutacaktır. Unutmayalım ki; 6 asır süren bir imparatorluğun mevcudiyetindeki esas; farklılıkları kaşıyan değil birleştiren, ayrılıkları kışkırtan değil bütünleştiren, kimlikleri tahrik eden değil millet kimliğinde barındıran, dirliği ve düzeni bozmak isteyene ise dersini veren yönetim anlayışıdır. Birbiriyle kavgalı Türk boylarını sıkıştıkları dar alandan üste doğru yükselterek Türk milleti kimliğinde buluşturan Osmanlı şuuru, birlikte ve barış içinde yaşama kararlılığıdır. Bu yolla ceddimiz, milli kimliğin yoğrulduğu asırlar içinde milletimizi her türlü tahribattan kurtarmış ve bugünkü varlığımızın köklü zeminini hazırlamıştır.”
“ÜÇ KITAYA YAYILAN HÜKÜMRANLIĞIN SIRRI DA BU MİLLETLEŞME HALİNDE ARANMALIDIR”
Üç kıtaya yayılan hükümranlığın sırrının da bu milletleşme halinde aranması gerektiğini kaydeden MHP Lideri Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti: “Birilerinin iddia ettiği ve sandığı gibi Osmanlı Devleti, kimlik oluşturamamış, tesadüfen bir araya gelmiş alt kültürlerin, dağınık ve sorumsuz idare merkezi değildir. Aksine, tarihin derinliklerinden gelen Türk devlet ve yönetim geleneğinin tipik ve zirveye yükselmiş bir devamıdır. Asırlarca süren hükümranlığımızın temeli millet olma bilincinde saklıdır. Bu beşeri zenginlik, bu beşeri deha ve kuvvet fetihlerin de, hakimiyetin de enerjisi ve motivasyonu olmuştur. Osmanlı her görüşe sonsuz kucak açan, her tahribe sıcak bakan ilkesiz ve omurgasız bir devlet değildir. Koyduğu kural ve adalet ölçülerine uyması şartıyla yönettiği tebaası vardır. Ecdadımız, müsamaha ile milli beka; serbestlikle başkaldırma; özgürlükle başına buyrukluk arasındaki hassas dengeleri gözetmiş ve gerektiğinde gücünü çekinmeden göstermiştir.”
“KOSKOCA İMPARATORLUĞUMUZUN NASIL BİR KÜÇÜLME YAŞADIĞI ACIKLI DENEYİMLERLE BİLİNMEKTEDİR”
“Bin yılda oluşan milli varlığımızın aleyhine faal halde bulunanların kendilerini ve zihniyetlerini bir kez daha gözden geçirmeleri Söğüt emanetine sadakatin gereğidir” diyen Bahçeli, Söğüt ocağının, bürokraside, idarede kullandığı ve merkezinde Türkçe’nin bulunduğu resmi bir yazışma dili ve münasebetler ağı olduğunu söyledi. Ertuğrul neslinin, yönettiği toplumlar üzerinde bu esaslara rıza göstermesi kaydıyla herkesi bağrına basan müşfik ve anlayışlı bir tarzı olduğunu belirten Bahçeli, şöyle konuştu: "Cihan imparatorluğumuzun, milletin bölünmesine, yönetimin zayıflamasına yol açacak bütün gelişmeler karşısında neler yaptığının ve nasıl mücadele verdiğinin ibret sayfaları tarihin akışında açıkça görülebilecektir. Kimlik arayışlarının ve farklılıkların tahriki ile koskoca imparatorluğumuzun nasıl bir küçülme yaşadığı, sonunda asli unsur olan Türk milletine, şu anki coğrafyasına döndüğü acıklı deneyimlerle bilinmektedir. Bu itibarla, bin yılda oluşan milli varlığımızın aleyhine faal halde bulunanların kendilerini ve zihniyetlerini bir kez daha gözden geçirmeleri Söğüt emanetine sadakatin gereğidir.”
“SÖĞÜT BİR KURULUŞUN ADIYSA ANKARA BİR KURTULUŞUN, BİR DİRİLİŞİN YENİ BAŞTAN DOĞRULMANIN ESKİMEYECEK ADIDIR”
733 yıl önce imparatorluk destanı için kolları sıvayanların torunlarının Söğüt’te olduğunu da anlatan MHP Genel Başkanı Bahçeli, şunları aktardı:
“Çok şükür ki Türkmenlik burada hâla yaşamaktadır. Hâla Türkçe hepinizin dilinde ve gönlündedir. Türk kültürü tıpkı Ertuğrul Ocağında olduğu gibi ruhlarınızda taşınmaktadır. Hayme Ana’nın hayır duası, Dursun Fakih’in irşadı, Şey Edebali’nin irfan ve maneviyatı sizlerle geleceğe uzanmaktadır. Söğüt bir kuruluşun adıysa, Ankara bir kurtuluşun, bir dirilişin, yeni baştan doğrulmanın eskimeyecek adıdır. Bizim açımızdan; Söğüt yolundan, Söğüt düşünden, Söğüt faziletinden geriye dönüş, geriye kıvrılış yoktur olamayacaktır.”
“TÜRKİYE SİZLERE EMANETTİR”
Türk milletini, öz yurdunda etnik bir topluluk haline indirgeyip kavmiyetçi körlükten kurtulamayanların, Türkmen ruhunu beylikten imparatorluğa götüren kucaklayıcı milli siyaseti anlamasının da mümkün olmadığını belirten Bahçeli, şöyle konuştu:
“İnancım odur ki, bütün olumsuzluklara rağmen; dün Söğüt toprağında filizlenip imparatorluğa dönüşen milli kudret, bugün yine sizlerin tertemiz ve asil gönüllerinizde yaşamaya devam etmektedir. Türkiye sizlere emanettir. Türk milletinin geleceği, sürekli yenilenen ve bizlerin pusulası olan Söğüt anlayışıyla güvence altında olacaktır. Bugün burada toplanmamıza vesile olan da Ertuğrul Gazi ile başlayan kutlu yürüyüşün kesintiye uğramamasına duyduğumuz samimi ve kat’i bağlılıktır. Sizlerden aldığım ilham ve size olan güvenimle diyebilirim ki, Türk milletinin ayrışmasına neden olacak nifak tohumları millet varlığında asla kök tutamayacaktır. Milletimizin tertemiz evlatları vatanımız içinde ayrık otlarının bitmesine izin vermeyecektir. Türk milleti; birliğini sağlamak için Söğüt’ten nasıl yola koyulmuşsa, Ankara’da güç ve ülkü birliği yaparak nasıl bağımsız bir cumhuriyet kurmuşsa bugün de milli birlik ve kimlik üzerindeki tehlikeleri def edecek basireti mutlaka gösterecektir. Hürmetle yad ettiğimiz ecdadımız Ertuğrul Gazi ve onun asil evlatlarının kılavuzluğu ağır sorunların aşılmasında yardımcı olacaktır. Büyük Türk milleti tarihte olduğu gibi yine hak ettiği yere yükselecektir. Bu düşüncelerle mübarek büyüklerimiz Ertuğrul Gazi ve Osman Gazi’yle birlikte tüm ecdadımızı minnet, rahmet ve hürmetle yad ediyorum. Tarih boyunca vatan ve millet sevdasıyla şehit düşmüş bütün kahramanlarımıza en derin şükran hissiyatımla Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.”