Bakan Işik: "bu Ülkede Kürt Sorunu Varsa, Bunun Temelinde Demokrasinin Yokluğu Vardır"

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin hem ekonomik hem de demokratik standartlara ulaştığını ifade ederek, "Bu ülkede Kürt sorunu varsa bunun temelinde demokrasinin yokluğu vardır. Eğer bu ülkede azınlıklar haklarını alamamaktan şikayet ediyorsa bunda da temel problem demokrasinin yetersizliği veya yokluğudur" dedi.
Bir dizi incelemelerde bulunmak üzere Mersin’e gelen Bakan Işık, AK Parti İl Başkanlığı tarafından organize edilen AK Parti Toroslar İlçe Teşkilatı 3. Olağan Kongresi’ne katıldı. Bin kişilik spor salonunda yapılan kongrede Bakan Işık’a, Mersin milletvekilleri Nebi Bozkurt, Ahmet Tevfik Uzun ve Çiğdem Münevver Ökten eşlik etti. Ahmet Tevfik Uzun ve Çiğdem Münevver Ökten’in konuşmasının ardından kürsüye çıkan Bakan Işık, kongrelerin partilerin hücre yenilenmesi olduğunu söyledi. Her kongrenin ardından partiye güç katıldığını belirten Işık, bugün de onlardan birini yaşadıklarını kaydetti. AK Parti kurulurken 2 temel önceliğin olduğunu vurgulayan Işık, "İki temel arzumuz vardı. Bunlardan bir tanesi milletimizin refahını yükseltmek. Diğeri ise devletimizin itibarını yükseltmek. Partimizin kurulduğu dönemi hatırlarsanız milletimizin refahını yükseltmek ifadesi ne anlama geliyor herkes bilir. AK Parti’nin kurulduğu 14 Ağustos 2001 tarihini şöyle bir aklınıza getirirseniz, büyük bir ekonomik kriz çıkmış, milyonlarca insan ekmeğini kaybetmiş, daha da önemlisi geleceğe dair umudunu kaybetmişti. Hayat pahalılığı, enflasyon, geçim sıkıntısı hat safhaya ulaşmıştı. O dönem adeta bu ülke yaşanmaz noktasındaydı. Onun için önceliğimiz milletimizin refahını artırmaktı. Diğer taraftan devletimizin itibarı adeta maalesef yerlerde sürünüyordu. Bir taraftan demokrasinin yetersizliği, bir taraftan ekonomide maalesef IMF’ye mahkum dışa bağımlı, namerde muhtaç olmuş bir yapımızı vardı. Biz bu 2 gayemizi gerçekleştirmek için yola çıktık. 2 gün sonra AK Parti’nin hükümeti görevi almasının 12. yılı bitecek ve 13. yıla gireceğiz. Dolu dolu 12 yıl geçirdik. 12 yıl sonra bir iktidar partisinin bırakın sadece bakanını, milletvekillerini, teşkilatını, üyeleri bile sokakta başı dik, alnı açık geziyorsa bu Türk siyasi hayatında çok önemli bir olaydır. Biz bizden öncekilerin bırakın 12 yılını 12 ay sonra rozetlerini çıkardıklarını, sadece kamu kurumlarına giderken rozet taktıklarını biliyoruz. Çünkü millete verdikleri sözleri tutmadılar. Milletin yüzüne bakamaz oldular. Ancak AK Parti’nin tüm kadroları Allah’a şükürler olsun Türkiye’nin her caddesinde, her sokağında her mahallesinde, her köyünde başımız dik, alnımız açık geziyoruz" ifadelerini kullandı.
"BU ÜLKEDE KÜRT SORUNU VARSA BUNUN TEMELİNDE DEMOKRASİNİN YOKLUĞU VARDIR"
O dönemde milletin refahını, devletin itibarını artırmak için iki noktaya odaklanmaları gerektiğinin altını çizen Işık, şöyle devam etti:
"Bir demokrasi, iki ekonomi. Eğer demokrasimiz yetersiz ise sizin milletin refahını da devletin itibarını artırma şansınız olmaz. Dedik ki bu ülkedeki bütün sorunların temelinde demokrasinin yetersizliği veya yokluğu geliyor. Eğer bu ülkede bir Kürt sorunu varsa bunun temelinde demokrasinin yokluğu vardı. Bu ülkede bir Alevi, Roman sorunu varsa yine bu da demokrasinin yetersizliğindendir. Eğer bu ülkede azınlıklar haklarını alamamaktan şikayet ediyorsa bunda da temel problem demokrasinin yetersizliği veya yokluğudur. Bütün bunları yaparken hiç aklımızdan çıkarmadığımız en temel gerçek milletimizin birlik ve beraberliğidir. Bu millet bütün etnik unsurlarıyla bin yıldır bir arada yaşamayı başarmış, birlikte can vermiş, birlikte kan akıtmış, birlikte İstiklal mücadelesi yapmış bir millettir. Bizler onların şanlı ecdadımızın torunlarıyız. Bize yakışan bu kardeşliği, bir birliği, bu beraberliği güçlendirerek sürdürmektedir. Artık bir tek askerimizin şehit olmaması, bir tek insanımızın hayatını kaybetmemesi için çözüm sürecini kararlılıkla yürütüyoruz. Burada da temel amacımız kardeşliğimizi güçlendirmek ve pekiştirmek. Bunu yaparken de asla ama asla vandallığa, barbarlığa, şiddete teslim olmak bir yana, en küçük bir muamma göstermiyoruz, göstermeyeceğiz. Her kim ki vandallığı bir yöntem olarak seçtiyse, bu mutlaka bedelini ödeyecektir. Çözüm süreci devam edecek ama kamu düzeninden de taviz verilmeyecek."
"TÜRK-KÜRT AYRIMI YAPMAK DİYE BİR HAKKIMIZ, YETKİMİZ OLAMAZ"
Dünyada en kolay siyasetin etnik köken siyaseti olduğunu vurgulayan Işık, "Bir taraf derki ben Kürdüm, bana oy verin. Öte tarafta derki ben Türküm bana oy verin. Halbuki AK Partili, ben bu ülkenin birlik ve beraberliğini savunan, Kürdü ile Türkü ile Laz’ıyla, Çerkez’iyle bir millet bilinci etrafında her birimizi kucaklayan bir siyasi hareketim bana oy verin. AK Parti dışındaki bütün partiler etnik siyaset yapıyor. HDP’nin derdi sadece Kürtlerden oy almak. Onların Türk diye bir derdi yok. Onların toplumun tamamından oy almak diye bir derdi yok. Aynı şekilde MHP’ye bakın. Bana Türk kökenliler oy versin yeter. Onlarında Kürt kardeşlerimizden oy alma diye bir derdi yok. Niye HDP ve MHP için iki karşıt kutup olmak, bal ve börek. O ona saldıracak o ona saldıracak. İyide birinin iktidara geldiğinde diğerinin ne olacağını tahmin ediyorum. CHP’yi derseniz o da evlere şenlik. O sahillerden Anadolu’nun içine gitmek istemeyen, ben askerliğimi sahilde yapacağım diyen, sadece denizci olarak askerlik yaparım diyen bir anlayışa sahip. Bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırları içerisindeki herkese ama herkese hitap eden tek parti AK Parti. Bizim medeniyetimizin sorumluluğun omuzlarımızda hissediyoruz. Bizim medeniyetimizde etnik köken milliyetçiliği yoktur. Bizim medeniyetimizde insanları asabiyete göre ayırmak diye bir anlayış olamaz. Çanakkale’de eğer Türk kardeşimizle, Kürt kardeşimiz kucak kucağa vatan için şehit olduysa bizim Türk-Kürt ayrımı yapmak diye bir hakkımız, yetkimiz olamaz" diye konuştu.
"NE AKLINIZA NE DE PARANIZA İHTİYACIMIZ YOK"
Daha yapacak çok işleri olduğunu ifade eden Işık, "Daha almamız gereken çok mesafe var. Şimdi bölgemizde yaşanan olayları sizler görüyorsunuz. 500 milyon dolar paraya ihtiyacı olan Türkiye sadece kendisine sığınan misafirlere bugüne kadar 4,5 milyar dolar harcama yaptı. Güya bize dışarıdan akıl verenlerin bize katkısı 200 milyon dolar. Yani 20’de 1’in altında. Ben 19-20 lira harcıyorum o 1 lira veriyor birde bana akıl vermeye kalkıyor. Ne aklınıza, ne paranıza ihtiyacımız yok. Bu millet kendisine sığınan herkesle ekmeğini bölüşür ve Allah’ın izniyle buradaki sorunlar bittiğinde de bu millet bu insanların duasını almaya devam eder. Eğer şu bölgemizdeki karışıklıklar 2001, 2002 yıllarında olsaydı Türkiye’ye ne derseler Türkiye yapmak zorunda kalırdı. Ancak şimdi ülkemizin çıkarlarının dışında hiçbir güç bizi istemediğimiz bir şeye zorlayamaz. Türkiye hem ekonomik hem de demokratik standartlara ulaştı" dedi.

Haberleri