Basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün, AB ülkeleri tarafından Türk vatandaşlarına uygulanan vize uygulamasının kaldırılması gerektiğini belirtti. Birlik olarak bu konuda yapılacak çalışmalara her türlü desteği vermeye hazır olduklarını belirten Üstün, “Artık Türkiye, siyasi, sosyal ve kültürel baskılardan, ekonomik çaresizliklerden kaçılan bir ülke değil, tam tersi AB ülkeleri de dahil pek çok ülke vatandaşları tarafından yatırım yapmak, ortaklıklar kurmak ve hatta yaşamlarını geçirmek üzere tercih edilen bir ülke haline gelmiştir” dedi.
Ülke olarak son yıllarda ekonomik, kültürel ve siyasi anlamda atılan adımlar ve artan bir ivmeyle devam eden makro gelişmelerden tüm dünyanın haberdar olduğunu belirten basın Yayın Birliği Başkanı Münir Üstün, “İstikrarlı bir yönetim anlayışıyla birleşen toplumsal sinerji, Türk insanının kıta Avrupası ve dünyayla olan ilişkilerini kuvvetlendirmiş, Türkiye'nin topyekün bir atılım ile uzun yıllar uzak kaldığı coğrafya ve kültürlerle entegrasyonunu da tarihsel misyonuna uygun şekilde hızlandırmıştır. Bu noktadan hareketle, bizce önümüzde aşılması gereken çok önemli bir eşik noktası bulunmaktadır. Son yıllarda 20'den fazla ülkeyle kalkmış olan vize bariyerleri konusu, üyelik müzakere sürecinde bulunmamıza rağmen henüz AB ülkeleriyle aramızda bir somut adıma dönüşememiştir. Aynı statüdeki diğer ülkelere uygulanan vize muafiyetleri maalesef ülkemiz için hala uygulanmaya başlanmamıştır. Hatta konuyla ilgili, vatandaşlarımız tarafından Almanya, Hollanda gibi çeşitli AB ülkelerinin yerel mahkemelerinde davalar açılmış ve bu ülkelere vizesiz giriş hakları onaylanmış olmasına rağmen, bu mahkeme kararları da henüz emsal olarak değerlendirilmemekte ve görmezden gelinmektedir” dedi.
“ARTIK TÜRKİYE VAZGEÇİLEBİLECEK BİR ÜLKE DEĞİLDİR”
Görünen bütün bu çifte standartlara herhangi bir sebep ya da motivasyon aramaksızın, sadece AB nezdinde yanlış izlenim ve bilgilendirmelerin etkili olduğunu düşündüğünü belirten Üstün, “Anlatılması ve özenle altı çizilmesi gereken nokta, artık Türkiye'nin siyasi, sosyal ve kültürel baskılardan, ekonomik çaresizliklerden kaçılan bir ülke değil, tam tersi AB ülkeleri de dahil pek çok ülke vatandaşları tarafından yatırım yapmak, ortaklıklar kurmak ve hatta yaşamlarını geçirmek üzere tercih edilen bir ülke haline geldiği gerçeğidir. Keza, her yıl milyonlarca insanımız da, sert vize uygulamalarına rağmen, dünyanın pek çok ülke ve şehirlerine turist, öğrenci veya iş insanı olarak gidip tekrar ülkelerine dönmektedirler. Artık Türkiye vazgeçilebilecek değil, muadilleriyle karşılaştırıldığında tercih edilmesine sebep olacak avantajlara sahip bir ülke, vatandaşları ise bunun farkında olmakla birlikte, kendilerini diğer kültürlerden soyutlamayan ve onlarla eşit şartlarda toplumsal ilişkilerini yürütebilme becerisinde bireyler olarak göze çarpmaktadır. Zaten uluslararası otoritelerce de çoğu zaman teyit edilmekte olan bu bilgiler ışığında, Türkiye vatandaşlarının AB için sorun değil “zenginlik” olacağı vurgusunun ısrarla yapılması gerektiğini ve bu konudaki çalışmaların gerek devlet kurumları gerekse sivil toplum kuruluşları tarafından olabilecek azami efor ve çabayla sürdürülmesi gerektiği inancını taşıyoruz. Bu kapsamda yapılacak çalışmalarda üzerimize düşen bütün sorumlulukları seve seve üstlenebileceğimizi belirtmek isterim” ifadelerine yer verdi.