Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, Bodrum Ticaret Odası (BODTO) Meclis Toplantısına konuşmacı olarak katıldı.
Bodrum Ticaret Odasının meclis toplantısına katılan Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, meclis üyelerine, Bodrum Belediyesinin çalışmalarından bahsederek büyükşehir sürecini de değerlendirdi. Toplantıya Bodrum Ticaret Odası Başkanı Mahmut Serdar Kocadon, Bodrum Ticaret Odası Meclis Başkanı İlhan Ersan başta olmak üzere BODTO Meclis Üyeleri katıldı. Konuşmasına Bodrum Ticaret Odasında uzun yıllar görev aldığını hatırlatarak başlayan Başkan Kocadon, "Ticaret Odamızda 1992 yılından 2000 yıllarına kadar hem meclis üyeliği, hem yönetim kurulu, hem de meclis başkan vekilliğini yapmış biri olarak ve şu anda Bodrum Belediye Başkanı olarak konuşuyorum. Yani Ticaret Odasının bizi bu günlere getirmesinde büyük emeği vardır." dedi.
"BODRUM’UN GERÇEK ANLAMLARI SİZLERSİNİZ"
Bodrum Ticaret Odası Hizmet Binasının yetersizliği ile ilgili konuşmaların üzerine değerlendirmelerde bulunan Başkan Kocadon; "Ben hep şunu savunmuşumdur -özellikle yurt dışına gittiğimde çok incelemişimdir- bütün kamu binalarına, sivil toplum kuruluşlarına baktığımızda hepsi büyük ve gösterişli binalardır. Bize döndüğümüzde ise bunun tam tersi. Onun için ben dikkat ettiyseniz gelir gelmez belediye binamızı yeniledim. Bu aynı zamanda bu bölgenin gücünü de temsil eder, arkadaşlar. Buradaki halkın ekonomisinin ve gücünün göstergesidir bu binalar. Onun için ben sizlere katılıyorum. Bugün Türkiye ekonomisine bu kadar katkı sağlayan Bodrum tüccarlarının böyle ufak binalarla kısıtlanması gerçekten çok hoş gözükmedi. Bu binanın temelini atanlardan bir tanesi de biziz. O zamanın şartlarında ancak yer bulabilmiştik ve bu binayı da yapmıştık. Ama bu süreçte Bodrum’a baktığımızda, gerçekten Bodrum Belediyesiyle birçok belde belediyemizin de birleşmesinden sonra oluşan mahallelerimizde Bodrum Ticaret Odasının gerçek değerini göreceği bir arsa bulunabilir. Diğer şartları oturur masanın başında konuşuruz ama hep ‘kazan kazan’ oynayacağız konuşurken de. Buna göre hazırlıklı gelin. Sizdeki parayı biliyoruz, paranızın gücünü de biliyoruz, onun için çok rahat konuşabiliyorsunuz. Ama siz yine de hazırlıklı gelin, biz Bodrum Belediyesi olarak sizlerle el ele yürümekten gayet mutlu olan bir kurumuz. Çünkü biliyoruz ki Bodrum’un gerçek anlamları sizlersiniz. Biliyoruz ki perdenin arkasında olanlar, Bodrum’u bu günlere taşıyanlar sizlersiniz. Onun için sizlerle beraber çalışmak, bizi gerçekten son derece mutlu eder. Çok da seviniriz." şeklinde konuştu.
“HERKES HAKKI NEYSE ONU ALACAK; KONUTSA KONUT, TURİZMSE TURİZM RUHSATI"
Konuşmasına seçimin ardından yaşanan süreci anlatarak devam eden Kocadon,
"Ben buraya gelirken Mahmut Başkan’a: ’Ben ne konuşayım?’ diye sorduğumda, ’Son 6-7 aydır Bodrum Belediyesinin yapmış olduğu çalışmalar hakkında bize biraz bilgi verirsen seviniriz.’ dedi. Şimdi, biliyorsunuz birçok meslek grubunu da ilgilendiren, ilk geldiğimizde 18 Nisan’da biliyorsunuz, imarla ilgili bir çalışma başlattık ve bütün Bodrum Yarımadası’nda imar bütçelerini durdurduk, karşımıza nasıl bir tablo çıkacak diye. Gerçekten de çıkan sonuçları paylaştık. 11 tane belde olmasına rağmen 51 tane plan çıktı. Onların bir kısmını topladık, düzelttik ama 3 tane bölümümüzde; Turgutreis, Gündoğan ve Konacık’ta daha bu çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle Turgutreis’te alan çalışmalarımızı bitirdik. Yakında çalışmalar tamamlandıktan sonra büyük ihtimalle Turgutreis’in bir kısmına imar vermeye devam edeceğiz. Burada arkadaşlar amaç şu: alınan meclis kararları var, paftaya işlenmemiş kararlar var; paftaya işlenmiş, gözükmeyen kararlar var. Onun için bu karmaşada kimsenin canı yanmasın. Paftaya baktığımızda yol ona göre belirlenir, ruhsat ona göre belirlenir ama diğer taraftan meclis kararında da daha önce orada plan tadilatı yapılmış. Plan tadilatını da teklif eden şahsın da kendi binalarını elindeki teklife göre yapmış durumdalar. Mağduriyeti ortadan kaldırmamız lazım. Mağdur olan insanlar var. Diyor ki: ’Ben imar planıma göre evi oturttum, esası bu’. Öbür arkadaş da diyor ki: ’Hayır, ben burada tadilat yaptım, esası bu.’ Böyle çok karışık şeyler var; paftalar birbiriyle uyuşmuyor, örtüşmüyor. Arsam var zannediyorsun, gelen yollarla kesiştiği zaman oysa ki arsanız yok oluyor. Bunlara çare üreterek, bu imar ile ilgili çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ama şunu her zaman söylemek istiyorum: herkes hakkı neyse Bodrum Belediyesi’nden onu alacak. Konut yapmak istiyorsa konut ruhsatı alacak, turizm yapmak istiyorsa turizm ruhsatı alacak. Eskiden biliyorsunuz turizm ruhsatı alarak villalar yapıldı. Bunun sonucunda da insanlar bu evleri aldıklarında her şeyi ticarethaneden kullanıyorlardı. Elektriği de ticarethaneden kullanıyorlar, suyu da...
Ve bu birçok karmaşaya da sebep oluyor, aynı zamanda da turizm alanında konutların olmasına yol açıyor. Bir çok güzel bölgelerimizde bu konutlar oldu. Onun için bunlara artık bir çeki düzen veriyoruz." dedi.
"BODRUM’UN CADDESİNE, MEYDANINA GÜVENEREK KİMSE İŞYERİ KİRALAMASIN"
İşgaliye konusunda da ciddi tedbirler aldıklarını ifade ederek, "Bunun yanında özellikle işgaliye konusunda çok hassasız. Her gittiğim yerde de söylüyorum: Bodrum’un sokağına, caddesine, meydanına güvenerek kimse artık işyeri kiralamasın. Hakkı neyse o! Bizim amacımız kimsenin ekmeğiyle oynamak değil ama Bodrum markasına da yakışır bir Bodrum yaratmak, bizim görevimiz. Bugün şöyle bir baktığımızda 42 tane mahalleden oluşan Bodrum Yarımadamıza baktığımızda en büyük problemlerden bir tanesi de işgaliye. Sonuçta bu alanlar kamunun menfaati için terk edilmiş alanlar, birilerine verilsin diye değil. Onun için bunların hepsine sürdürülebilir bir turizm için bu düzeltmeleri yapmak zorundayız." diye konuştu.
"ŞEHİRLER BİR ALAN ÜZERİNE, BODRUM İSE BİR COĞRAFYA ÜZERİNE KURULMUŞTUR"
Başkan Kocadon, belediye bünyesinde yapılan çalışmaları ise şöyle değerlendirdi:
"Tüm bunların yanında 20 tane de müdürlük kurduk, arkadaşlar. Bu müdürlüklerin isimlerini şimdi tek tek sayamayız, uzun sürer. Bir de dikkat ettiyseniz Bodrum Belediyesinin içindeki birçok kurumu da Bodrum’un dışına taşıdık. İmar ve Şehircilik Müdürlüğümüz Ortakent’te, Zabıtamız Konacık’ta, Destek Hizmetlerimiz Turgutreis’te, Fen İşlerimiz Yalıkavak’ta çalışmalarına devam ediyor. Buradaki esas amaç; hem Bodrum’un içindeki trafiği ve yükü azaltmak, hem bu mahallelere de ekonomik bir katkı sağlamak. "
"BODRUM PIRLANTA"
Büyükşehir süreci ile ilgili yaptığı açıklamada ise Başkan Kocadon, "Şu anda büyükşehir statüsüne geçtiğimiz için birçok yatırımları Muğla Büyükşehirle beraber yapmak zorundayız. Özellikle alan takibini Büyükşehirle götürmek zorundayız. Birçok yetkiler onlarda; otogar işletmeleri, ulaşım ve itfaiye gibi ama biz şu anda en büyük sıkıntıyı Bodrum’un gayrimenkulleri üzerinde yaşıyoruz. Çünkü Bodrum’un taşı toprağı pırlanta. Kapanmış belde belediyelerinde ise; tamam, hakkımız neyse büyükşehirle paylaşalım ama kapanmayan Bodrum Belediyesinin mülklerini de kimseye vermek gibi bir düşüncemiz yok! Özellikle geçenlerde büyükşehrin tanıtımlarını izlediyseniz gayrimenkullerin paylaşımında Bodrum birinci sırada. Şimdi diğer ilçelerle de bu duruma farklı bakmak lazım. Bu gün taşı toprağı pırlanta olan Bodrum’la diğer ilçelerdeki mülkleri kıyaslamamak lazım” ifadelerini kullandı.
"PARAYLA HERKES YAPAR, ÖNEMLİ OLAN PARASIZ YAPABİLMEK"
Başkan, belediyesi personeliyle ilgili yapılan planlama konusunda da şunları söyledi:
"Bodrum Belediyesinin, Bodrum’un resmi kurumlarında baya bir miktarda çalışanı var. Aşağı yukarı her ay biz Bodrum Belediyesi olarak 100 bin liranın üzerinde maaş ödüyoruz. Şimdi tabii bunlar nereden geldi? Belde belediyelerimiz zamanında eğitim kurumuna olsun, kaymakamlığa olsun görevlendirme yapmışlar. Şimdi hepsi kapanınca bize geçti ve baktığımızda liste baya bir kabarık. E tabii şimdi bunlar da Bodrum için hizmet yapan beldelerdi. Bir kere de ’Bana ne Milli Eğitimde çalışandan’ mantığında bir düşüncemiz yok. Yardım ediyoruz. Artık Bodrum Belediyesinin çalışana ihtiyacı var. Onun için siz de bir ucundan tutun da bu işleri çözelim. Ama bu güne kadar biz hala bu maaşları ödemeye devam ediyoruz, bütün hesaplarımıza da haciz konulmasına rağmen. Bunun dışında yarımadadaki kapanan bütün belde personelinin hepsini bünyemize kabul ettik. Çünkü vicdanım ne benim, ne meclis üyelerimin, bu insanları torbaya koymaya elvermedi. Çünkü en eski belediyemiz 50 yıllık, en yeni belediyemiz 15 yıllıktı. Bu insanlar kendilerine göre bir yaşam tarzı oluşturmuşlar bu bölgelerde. Evlenmişler, çoluk çocuk sahibi olmuşlar. Şimdi sen bu insanın yaşam tarzını alıp bir anda yok ediyorsun. Benim vicdanım buna elvermedi. Bu nedenle arkadaşlarımızla toplandık ve bu işin altından nasıl kalkarız? diye düşündüğümüzde dedik ki: Hep beraber fedakarlık yapacağız. Mesai mefhumunu ortadan kaldırdık. Mesaiye artık para vermiyor Bodrum Belediyesi. Ve bundan kaynaklanan gelir ile de bu arkadaşların maaşını oluşturduk. Sadece mesaiye yönelik çalışma ile 1 milyon liraya yakın Bodrum Belediyesinin bir kazancı oldu, sırf bu arkadaşların maaşlarını ödeyebilmek için. Vardiyalı sisteme geçtik artık vardiyalı çalışıyoruz. Şu anda kendi istekleri dışında hiç kimseyi ne torbaya koyduk, ne de büyükşehre yolladık. Elimizden geldiği kadar personelimizi kucakladık, kucaklamaya da devam ediyoruz. Ama kendilerine de şunu söyledim: ’Çalışmayanı da burada tutmam.’ dedim. Şimdi herkes elinden geldiği kadar çalışıyor, koşturuyor, bir şeyler yapmaya çalışıyor. Pekala şimdi, bu hacizler nereden geldi? diye soracaksınız. Kapanan belediyelerimizin sigorta ve vergi borçları bizim üzerimize kaldı. Gelir, yani para devreden pek belediyemiz olmadı. Hep borç devreden belediyemiz oldu. Zaten biz bunu bilerek bu işe soyunduk. -Size burada hesap kitap ya da rakamları çok iyi bildiğim için bahsediyorum, ağladığımdan falan değil, ters olarak anlamayın.- Ben Bodrum Belediye Başkanlığına aday olurken, belde belediyelerinin borcu olduğunu bilmiyor muydum? Biliyordum. Bana para devredilmeyeceğini bilmiyor muydum, biliyordum. Çünkü aynı zamanda ben Belediyeler Birliği Başkanlığı da yapıyordum, orada durum belliydi zaten. Onun için bilgi amaçlı anlatıyorum bunu size ağladığım için değil. Borcumdan falan da korkmuyorum çünkü borç yiğidin kamçısıdır. Parayla herkes yapar, arkadaşlar. Önemli olan parasız yapabilmek. Bakın, 7 aydır bu işleri yapıyoruz ve önemli olan iyi niyetli olmak. Eğer bu geçiş sürecinde hoşgörülü davranmayıp art niyetli davranırsak bunlar sadece bizi birbirimize gerer. Ama bugün şöyle bir baktığımda hem Bodrum Belediyesinden alacaklı olan firmalar olsun, hem Bodrum halkı olsun hoşgörüsünü gerçekten bizden esirgemiyorlar. Bugün beldelerin birçoğuna yatırım yapmış müteahhit arkadaşlarımız gelip bizle konuştuklarında hiç kimse bu güne kadar yargı yoluna intikal dahi etmedi. Adam yapmış, bitirmiş, teslim etmiş, alacak parasını ama derdimizi anlattığımızda herkes ucundan tutmaya çalışıyor. Bu da bizi mutlu ediyor"
"BODRUM TANITIMI İÇİN 30 ÜLKEYE ÇIKARTMA YAPIYORUZ"
Başkan konuşmasının devamında turizm sezonunda en büyük desteğin yine Anadolu halkından geldiğini belirterek, "Bodrumumuzun bu sene turizmine baktığımızda yine en büyük destek Anadolu halkından geldi. Bu bir gerçek. Anadolu halkının Bodrum’a müthiş bir sevgisi var, merakı var. Bodrum ibaresi geçen her haberi okuyorlar. Bunu haberci arkadaşlarımız da bildiği için konu bulamadıkları zaman köşe yazılarında Bodrum’u yazarlar. Ya bir otelin balkonunu beğendik der, ya denize girerken ayağına poşet değmiştir, ya da gittiği bir restoranda fiyat almış, hesap ödemiştir; hemen onunla ilgili yazı yazarlar. Bunlar aynı zamanda bize, Bodrum’da sezonun açıldığını gösteren haberlerdir, güzel haberlerdir de aslında. Çünkü Bodrum’da sezon açılıyor demektir. Bir de giderken yazarlar, Bodrum’un eksikliklerini. Eğer gerçekten eksiklikler mantıklı ise biz bunları alıp kendimize not ediyoruz. Olumlu eleştiriler olarak bakıyoruz buna. Çünkü biz, yazılan her yazıyı okuyup olumlu eleştiriyi kendimize ders olarak alıyoruz. Ama karalama olanları da kendilerine iade ediyoruz. Ve bunun yanında yurt dışından gelen turistlere baktığımızda kimi ülkelerden gelenlerde düşüş varken, kimi ülkelerde de yükselme var. Geçen seneye göre aşağı yukarı yurt dışından gelişlerde %5 gibi bir kaybımız var. Bunun da çeşitli nedenleri var. Bu nedenleri de hiç bir zaman mazeret olarak görmememiz lazım. Bu sene Bodrum’un tanıtımı için 30 ülkeye çıkartma yapıyoruz. İlk Hindistan’a, Çin’e ve Japonya’ya gittiğimizde kimse inanmamıştı ama bugün Bodrum sokaklarında Çinli ve Japon turistleri gördüğümüzde mutlu oluyoruz. Hindistan’dan da gelen oldu. Ama en büyük desteği Türki Cumhuriyetler veriyor, Bodrum’a çok meraklılar ve büyük yatırımlar da yapıyorlar. En pahalı villaları da onlar alıyorlar ve ortalama 1500 dolara varan bir para harcıyorlar. Yani Bodrum’a şöyle bir baktığımızda diğer turistlerin 450 ile 650 dolar olan harcama fiyatlarını bunlar üçe katlıyor neredeyse. Bu nedenle o bölgelere aynı çıkartmaları yapmaya devam edeceğiz" dedi.