Başkan Kocamaz, “parktur Ve Un-ko Aynı Kişilere Ait”

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, belediyeye olan borçlarını ödemedikleri için haklarında yasal süreç başlattıkları Parkomat uygulamasını yapan Parktur firması ile Halk Ekmek Fabrikası’nı işleten Un-Ko firmasının aynı kişilere ait olduğunu söyledi.
Başkan Kocamaz, Irak Türkmenlerine Yardım Kampanyası’na ilişkin düzenlediği basın toplantısında Mersin gündeminde yer alan Parkomat, Denizpark, Halk Ekmek Fabrikası ve belediye bünyesinde görev yapan taşeron işçilerle ilgili açıklama da yaptı. Mersin’deki Parkomat uygulamasıyla ilgili Parktur isimli firmanın sözleşmede yer alan hükümlere aykırı hareket ettiğini ve bugün itibarı ile İmar İnşaat A.Ş.’ye olan 1 milyon 382 bin liralık borcunu ödemediğini yineleyen Kocamaz, firmanın, borcunu ödemediği gibi İmar İnşaat A.Ş.’ye 1 kuruş bile borcunun olmadığını ifade ettiğini kaydetti. Kocamaz, “Bu sebepten İmar İnşaat A.Ş., Parktur firması ile yapmış olduğu sözleşmeyi 23 Temmuz 2014 tarihinde tek taraflı olarak feshetmiştir. Vatandaşlarımızdan ricam, araçlarını park ettikleri yerde, Parkomat görevlileri tarafından talep edilen ücreti ödemesinler. Zaten Parkomat levhaları da ekipler tarafından, bulundukları yerlerden kaldırılmaya başlandı. Bu arada İmar İnşaat A.Ş., sözleşmeyi tek taraflı feshetmesine rağmen, firma halen araç parklarından dolayı para tahsil etmekte. Bununla ilgili olarak da savcılığa suç duyurusunda bulunduk” diye konuştu.
Mersinlilerden, ana caddelere araçlarını park etmemelerini, buraları dur-kalk şeklinde kullanmalarını ve çok katlı otoparklar yapılana kadar özel araçlarıyla şehir merkezine gelmemelerini de isteyen Kocamaz, özel otopark işletmecilerini de Parkomat uygulamasının kaldırılmasını fırsat bilerek fiyat artırımına gitmemeleri konusunda uyardı.
“PARKTUR İLE UN-KO FİRMALARI AYNI KİŞİLERE AİT”
Halkın ucuz ekmek tüketmesini sağlamak amacıyla hizmete açılan Halk Ekmek Fabrikası’nı işleten Un-Ko firması hakkında da İmar İnşaat A.Ş.’ye ödemesi gereken 1 milyon 750 bin liralık borcunu ödemediği için yasal süreç başlattıklarını anımsatan Kocamaz, firmanın sözleşme şartını yerine getirmediğini iddia etti. Un-Ko firmasının da Parkomat işini yapan aynı kişilere ait olduğunu söyleyen Kocamaz, görüşmek üzere iki firmanın yetkililerini çağırdıklarında bunu kendilerinin söylediğini aktardı.
Bu işletmelerin kamuya ait olduğunu belirten Kocamaz, “Dolayısıyla firma tarafından sözleşme kurallarına uyulmaması, kamu zararına sebep olmaktadır. Biz kamu kaynaklarını korumak ve kamu zararına sebep olan firmalara karşı yasal sorumluluğumuzu yerine getirmek zorundayız. Ekmek fabrikasını işleten Un-Ko isimli firma da İmar İnşaat A.Ş.’ye borcunu ödemediği için, firma hakkında yasal süreç başlatıldı. İşin ilginç yanı ise söz konusu firmayla yapılan sözleşmenin 2027 yılında yani 13 yıl sonra sona erecek olması. Bir firmayla bu kadar uzun bir süreyi kapsayan anlaşma yapılması akıllara durgunluk vermektedir. Ekmek fabrikası, halkın yararına bir uygulama. Mersin Büyükşehir Belediyesi halk ekmek fabrikası, ekmek üretmeye ve halkımıza ucuz ve kaliteli ekmekler sunmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Denizparkla ilgili süreç konusunda da bilgi veren Kocamaz, 2012 yılında yapımı tamamlanan Denizpark’ın, yapılan bir şikayet üzerine ilgili mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme tarafından iptal edildiğini anımsattı. Tesisin, üst mahkemenin verdiği bozma kararı sonucu 2013 yılında hizmete girdiğini dile getiren Kocamaz, şunları söyledi: “Ancak Danıştay, 20 Mayıs 2014 tarihinde aldığı kararla kamu yararına ve kıyı kenar kanununa aykırı olduğu gerekçesiyle bir kısmı faaliyette olan Denizpark’ı iptal etti. Önceki yönetim zamanında bu tesise milyonlarca liralık harcama yapıldı. Her ne kadar onaylamadığımız ve bu kadar paranın harcanmasını tasvip etmediğimiz bir proje de olsa, Danıştay’ın kararı doğrultusunda hareket edeceğiz. Kamu zararını azaltmak için tesisin sökülebilir unsurlarını başka bir yere taşıyacağız. Yargının kararına elbette uyacağız. Ancak devletin bir tesisi ile ilgili olarak yaratılabilecek maddi zararı en aza indirmek için de yasal mücadelemizi sürdüreceğiz.”
“TARAFIMIZDAN İŞÇİ ÇIKARTILMASI SÖZ KONUSU DEĞİL”
Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından işten çıkarıldıklarını öne süren taşeron işçilerle ilgili de açıklama yapan Kocamaz, “Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kadrolu işçilerden emekliliğini isteyip emekli olanlar olmuştur. Bazı taşeron firmaların da hizmet sözleşmesi sona ermiştir. Doğal olarak bu firmaların bünyesinde görev yapan işçilerin de iş akitleri sona ermiştir. Kısacası tarafımızdan işçi çıkartılması söz konusu değildir” şeklinde konuştu.
Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Kocamaz, taşeron işçiler ve emekliliğini isteyen personel ile ilgili soru üzerine, daha önce açıkladığı yüksek maaşlı 41 kişiden 27’sinin emekliliğini istediğini, sözleşmesi biten taşeron firmalarla ilgili olarak da “Kongre Merkezi’nin ihalesi bizden önce hazırlanmış, biz geldiğimizde kucağımızda bulduk, o yapıldı. Sinekle Mücadele ilaçlama ve Mersin Hali’nde temizlik ihalelerinin yapıldı. Bunların süreleri bitmişti. Eylül ayında da Fen İşleri Daire Başkanlığı ve Kent Estetiği ve Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı’na yönelik iki büyük ihale gerçekleştirilecek. Taşeron firmalarda kaç işçi çalıştığını bilmiyorum. Bazı taşeron firmalarla yapılan ihale sonucu çalışmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
Un-Ko firmasının taahhüt ettiği kadar ekmek üretip üretmediği sorusunu da yanıtlayan Kocamaz, sözleşmede günlük 110 bin ekmek üretiminin taahhüt edildiğini ancak, 2-3 bin civarında üretim yapıldığını belirterek, şöyle devam etti: “Kendileriyle yaptığımız görüşmelerde de ‘Bize kimse sahip çıkmadı, biz ekmek üretmek istiyoruz ama bizim büfelerimizin camını indiriyorlar, bir kısım bu işten rahatsız olan, zarar gören esnaf bizim ekmek satışımızı engelliyor’ gibi bir ifade kullandılar. Bunun ne kadar gerçek olduğu halkımız tarafından daha iyi görülmüştür. Eğer böyle bir olay varsa mutlaka adli makamlara intikal ettirilmesi gerekirdi. Bu ekmek büfelerinde ekmeğin dışında başka hiçbir şeyin satılmaması gerekir. Ama oralarda maalesef başka şeylerin de satıldığını görüyoruz. Sözleşme sonlandırıldıktan sonra yükün belediyeye geçmesiyle vatandaşımızın ne kadar kaliteli ve ucuz ekmek yiyeceğini biz herkese göstereceğiz. Bana göre tesisin makinelerinin seçimi de yanlış. Belki biz İmar A.Ş. olarak orayı işletmeye başladığımızda oradaki tünel makinelere döner fırınlar ilave ederek üretilen ekmek sayısına göre hangi makineyi kullanacağımızı tespit etmek şeklinde maliyeti düşürmek için bazı girişimlerde bulunmamız da gerekecek. Ekmeğin bir fabrika tarafından üretilmesi halinde fiyatının da yine belediye tarafından tespit edilmesi gerekir. Bugünkü yapılan ekmek büfelerinde daha yüksek fiyatla yapılan satışın da hiçbir yasal gerekçesi ve anlamı da olamaz.”
“VİTAMİN DURAKLARI BİR UCUBE”
Macit Özcan döneminde kentin çeşitli noktalarına yerleştirilen ‘Vitamin Durakları’ ile ilgili bir soru üzerine de Kocamaz, “Onlar da bir ucube. Orada da bir sürü yasal olmayan konular var. Maalesef vitamin durakları nedeniyle insanların hayatına kıyıldığını, kurşunlandığını da biliyorsunuz” yanıtını verdi.
Vitamin durakları ile ilgili konuyu incelettiklerini ve bazı somut sonuçlara vardıklarını dile getiren Kocamaz, “Gerekirse bunların tamamen kaldırılmalarına yönelik eğer sağlam belgelere dayandırırsak bir çalışmamız da olacak. Ama bugünkü noktada gerçekten çok kötü görüntü veriyor, çevre kirliliği yaratıyor, o bölgelerde kaldırım işgalini artıyor. Bundan da biz rahatsızız. Ama orada anladığımız kadarıyla belediyeye verilen ücretin 3 katına 3. şahıslara verildiği şeklinde bir çalışma var. o da bizden önceki dönemde buraya gelip Mersin’in hallaç pamuğu gibi atan, Mersin Belediyesi de dahil Mersin’in tümünde olumsuzluklara meydan veren bir şahsın ortaya koyduğu çok önemli bir buluş olarak değerlendiriyoruz o portakal büfelerini. İnşallah bunların hepsini hal yoluna koyacağız, düzelteceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçim sonucunu değerlendirmesi de istenen Kocamaz, “Seçim bitti. Vatana, millete hayırlı olsun. Yerel seçimle genel seçimi karıştırmamak lazım. ikisini birbirine karıştırmaya kalkarsanız elmalarla armutları birlikte toplamaya benzen bu. Bu da hiçbir dönemde böyle olmamıştır. Yerel seçimle genel seçim ve mesela referandum, mesela cumhurbaşkanlığı seçimi hep farklı farklı neticeler çıkarmıştır. Bu konuda vatandaşımız gerçekten neyin ne olduğunu, nerede, nasıl oy kullanacağını da çok iyi değerlendirmektedir. Biz de vatandaşın verdiği karara saygılı olmak mecburiyetindeyiz. Vatana, millete hayırlı olsun” diye konuştu.

Haberleri