Bilecik İl İdare Şube Başkanlığı Toplantısı Bilecik Valisi Ahmet Hamdi Nayir başkanlığında yapıldı.
İl Özel İdaresi Meclis toplantı salonunda yapılan toplantıda konuşan Vali Nayir, yönetici olmanın bir hak olduğunu gibi idarecilerinde belli haklar getirdiği gibi aynı zamanda belli sorumluluklarında beraberinde geldiğini söyledi. Kamuda yöneticilik yapan arkadaşlarının yalnızca kendi çalıştıklarından sorumlu olmak ötesinde emrinde bulundukları kişilerle beraber, ekip arkadaşlarının da yaptıkları veya yapmadıkları başarılardan sorumlu olduğunu belirten Nayir, “Onun için başta ben olmak üzere birim amirlerimize ilçe Kaymakamlarımıza önemli bir sorumluluk düşmektedir. Bu ilimizde yürütülecek olan kamu hizmetlerinin genel başarısını genel uyumunu sağlayacak olan önemli bir husustur arkadaşlarım bunun farkındadırlar. Sizlerin de bildiği gibi yönetimdeki başarı artık ekip başarısıdır. Şahsi başarılar bu dönemde günümüz dünyasında çok fazla itibar görmemektedir. Şahıs dahide olsa ekibi eğer iyi değilse ekibinden beklenen başarı elde edilemiyorsa idarede başarıdan bahsetmek mümkün değildir. Bu amaca yönelik olarak biliyorsunuz bizim mevzuatımızda idareci kişilere bir başka sorumluluk yüklemiş, takip ve yöneticilik sorumluluğu yüklemiş. Yani işinizi yaparken aynı zamanda emrinizde bulunan kişilerin kendi işlerini ne derecede yapıp yapmadıklarını amirler tarafından denetlenecektir, kontrol edilecektir” dedi.
“İDARECİLERİN EN ÖNEMLİ SORUMLULUKLARINDAN BİRİ İSTENİLEN BAŞARIYI ELDE ETMEKTİR”
İdarecilerinin en önemli sorumluluklarından biri istenilen başarıyı elde etmek olduğunu ifade eden Vali Nayir, sözlerine şu şekilde devam etti:
“İdarecinin kendisi çok iyi çalışıyor ama ekibinin çalıştığıyla ilgilenmiyorsa o birimde o kurumda istenen başarıyı elde etmek mümkün değildir. Bir idareci bu takip ve denetim sorumluluğunu yerine getirirken de insani olarak uyması gereken idari kabiliyetler olarak yerine getirilmesi gereken önemli hususlarında varlığından haberdarız. Her şeyden önce idarecilerimiz kendi emri altındaki olan kişileri iyi tanımalı, onların kabiliyetlerini bilmeli, onların kabiliyetlerini de geliştirmeye yönelik de gayretler içerisinde olmalıdır. Eğer bir kabiliyet bilinmiyorsa idareye de aksatmayacaktır. Dolayısıyla biz o kabiliyetten istifade edemeyeceğiz demektir veya geliştirilebilecek bir kabiliyet var bu geliştirilmemişse yine o memurumuzun bu kabiliyetinden geliştirilebilecek bu kabiliyetinden vatandaşımızın, toplumumuzun hizmet olarak istifadesi söz konusu olmayacaktır. Buda bize düşen idarecilere düşen özel bir görev. Eğer ekibimizi tanıyorsak onun kabiliyetlerinden haberdarsak ondan istifade edeceğiz. Ekibimizin geliştirilebilecek bir kabiliyetinden haberdarsak buna ait hizmet içi eğitim veya başka yollarla bu kabiliyeti geliştiriyorsak yine hizmet olarak vatandaşımıza bizim faaliyet alanımıza yansıyacak yönden istifade edeceğiz.”
“HER ŞEYDEN ÖNCE İDARECİ, EKİBİNİN KIYMETİNİ BİLMELİ”
Her şeyden önce idarecinin, ekibinin kıymetinin bilmeli ve onu koruyabilmeli, onunla ilgili yapabileceği onun önünü açabileceği çalışmaları yapması gerekte vurgu yapan Nayir, “Yine bildiğiniz gibi çağımızda yönetim konusu yönetişim haline dönüşmüştür. İdareciler yalnızca kendileri karar alıp uygulayan kişiler olmaktan çıkıyor kendi ekibiyle birlikte karar alma mekanizmalarını geliştiriyorlar. Biz buna yönetişim diyoruz. Onun için sizlerden beklenen de karar verme mekanizmalarına mutlaka ekiplerinizi dahil ediniz. Elde edilen bir başarı varsa da ki mutlaka vardır, bunu da ekiple paylaşmayı bilmek lazım. Kıskanılacak pozisyonlar mutlaka engellemeyi de beraberinde getirir. Eğer birim amiri ben bunu başardım diyorsa ekibiyle de paylaşmıyorsa sürdürülebilir bir başarı olmaktan uzak oluyor. Dolayısıyla bu elde edilen başarıların da personelle ekiple mutlaka paylaşılması lazım, hatta katkısı olmayanla da paylaşılması lazım. En sonunda şu noktaya gelir; bana da teşekkür edildiğine göre benimde bir şeyler yapmam gerekir düşüncesi o başarıda pay sahibi olmayan kişiye de mutlaka olumlu tesir edecektir. Bunlar arkadaşlarımızın memuriyet tecrübelerinde de zannediyorum destekleyecekleri örnekleri yaşadıkları hususlardır. Yine idareci mutlaka hakkaniyet ve adalet prensibine uymalı kendi personeli arasında yürüttüğü hizmete muhatap olan arkadaşlar arasında tarafsız davranmalı mevzuatın hükmettiği hususları bu şekilde yerine getirmelidir. Yine idarecilerimiz mutlaka bu hakkaniyet ve adalet prensiplerini çalışanla çalışmayanı da ayırt edebilmelidir” dedi.
“ÖDÜL VE CEZA PRENSİPLERİ ANINDA YERİNE GETİRİLECEK”
Konuşmasının devamında, bundan önceki toplantılarda bahsettiği gibi ödül ve ceza prensiplerinin anında yerine getirileceğini belirten Nayir, “Çalışanı, çalıştıranı fark ettiğimizi bilecek şekilde ödüllendirilebilecek çalışmayanla ilgili de mevzuatımızda disiplin hükümlerinde var olan hususları da yerine getirecektir. Yine idarecilerimiz aklıma gelenleri sıralamaya çalışıyorum. İletişime açık olmalıdır kendi ekibinden gelebilecek teklifleri önerileri aralarına duvar örerek engellememelidir. O rahatlığı sağlamalıdır vatan ekibiyle birlikte yürüttüğü çalışmada varsa bir problem kendisine intikaline fırsat vermelidir. Yoksa ben biliyorum, uyguluyorum dediğinde alt taraftaki problemler iyice büyüdüğünde haberdar olduğunda çözümü güç bir noktaya gelmiş olur. Disiplin hiçbir zaman asık surat değildir. Disiplin yürütülen faaliyetlerde elde edilmesi gereken sonuçların en mükemmel elde edilmesine uygun bir sistemin kurulabilmesidir. Yeri geldiğinde mütebessim içerisinde bunu sağlar. İlla asık bir suratla biz iş yaptığımızda disiplinli bir görüntü vermiş olmayız. Önemli olan bizim yürüttüğümüz faaliyetlerden istediğimiz sonucu ne derece elde edebileceğimize bağlıdır. Onun için idarecilerimiz ekiplerini birer makine olarak görmemeli, birer insan olduğunun farkında olmalı. Onların insani özelliklerini onlarla kurulacak olan irtibatla da dikkate alınmalı” diye ifade etti.
“ÇALIŞAN ARKADAŞLARIMIZIN BİR HEDEFİ OLMALI”
En önemli hususun, kurumlarda çalışan arkadaşlarımızın bir hedefi bir stratejik bir plan çalışması içerisinde olması gerektiğini belirten Nayir, “Nereye ulaşmaya çalışıyoruz, hedefini önlerine koyup bunu ekibiyle paylaşıp o hedefe ulaşmak için gayret içerisinde olmalılar. Her bir birim bu hedefi önüne koyup bu hedefe ait çalışmalarını yürütmeli. Yürüttüğümüz çalışmaların temel hedefi insan. Dolayısıyla insan odaklı çalışmakta o hedefe yaklaşmak için bizden istifade edecek kişilerin yerine kendimizi koyarak empati yaparak ben olsaydım burada ne hizmet beklerdim diye o hizmetin karşılığını da o şekilde karar vermekte bizim için önemli bir görevdir” dedi.
Toplantıya vali yardımcılar, ilçe kaymakamları, daire müdürleri ile sivil toplum kuruluşları temsilcileri katıldı.