Bilecik Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Yaşar, ülke artık kampüs şeklinde bölgesel cezaevlerinin yapılmasının gerekliliğini düşündüğünü, bunun hem güvenlik, hem rehabilitasyon, hem hükümlüye iş sağlama ve dahası sonra topluma kazandırmada faydalı olacağını belirtti.
Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Başsavcı Yaşar, kişisel olarak, artık 50 kişilik,100 kişilik veya 200 kişilik cezaevlerinin terk edilmesi gerektiğini düşündüğünü belirtti. Yaşar, cezaevlerindeki yoğunluk sebebi ile kimsenin tutuklanmadığı düşünücesine katılmadığını anlatarak, "Mesela; Bilecik’teki cezaevlerinin kapasitesi üzerinde çok zaman doluluk yaşanıyor. Bu idareyi ve güvenliği zorlaştırıyor. Ancak hiç kimsenin bu nedenle tutuklanmadığı düşüncesine ben katılmıyorum. Bu cezaevlerine yerleştirmeden önce başta infaz ve tedbir sistemlerimiz de var. Bunlardan birini de uygulayabiliriz. Türkiye’de ben kişisel olarak bölgesel cezaevlerinin yapılması gerektiğini, artık 50 kişilik,100 kişilik, 200 kişilik cezaevlerinin terk edilip kampüs şeklinde cezaevlerinin yapılmasını düşünüyorum. Burada hem güvenlik, hem rehabilitasyon, hem hükümlüye iş sağlama ve dahası sonra topluma kazandırılmasında faydalı olsun diye kampüs cezaevlerinin yapılmasını düşünüyorum. Ülke nüfusu düşünüldüğünde cezaevlerimizin kapasitesinin yeterli olmadığı gözüküyor. Bunun bir başka nedeni de var tabi. Bizim 2005 yılından sonra yapılan yasal değişikliklerde esas nedeni bu. Cezada cezaevlerinde kapalı kalma süreleri uzadı. Ondan önce yüzde 40’ını ceza evinde çekmekteyken şimdi en az yüzde 50’si, 65’i veya 75’ini çekmek zorunda kalıyor. Yine Yargıtay’da yüksek mahkemede davalar çok çabuk sonuçlanmıyor. Yargıtay’da yapılan iyileştirme, personel, hakim savcı takviyesinden sonra talep ettiği dosyalar çok kısa sürede karara bağlı hale geldiğinde kesinleşen cezalar da artıyor. Bir taraftan hükümlü kalma süresi uzuyor. Beklenenin üzerinde bu koşullardan da kaynaklanan şeyler oluyor. Bunlar da cezaevlerimizin kapasitesini zorluyor. Bizim Bilecik’te 3 kapalı, 3 açık cezaevimiz olduğundan biz kapasite sorunumuzu kendi içimizde çözebiliyoruz ya da yerel olarak taramalar yaparak çözebiliyoruz. Pazaryeri ve Söğüt cezaevlerimizi kapasitesinin üzerinde hükümlü barındırıyor. Burada bir sorun yaşıyoruz. Merkezdeki cezaevinde yabancı hükümlüler de barındırdığı için buranın kapasitesini belli bir sayıda tutmaya çalışıyoruz” dedi.
DENETİMLİ SERBESTLİK GÜNÜMÜZ KOŞULLARINA UYGUN
Denetimli Serbestlik uygulamalarını da değerlendiren Yaşar, Türk hukukuna yeni girdiğini, toplum tarafından da çok tanınmadığını belirtti. Denetimli serbestliğin hukukta çok yaygın bir uygulaması olduğunu, çok ünlü kişilerin, çok ünlü bürokratların kamuda çalıştığının görüldüğünü anlatan Bilecik Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Yaşar şunları söyledi;
"Denetimli Serbestlik uygulaması günümüz koşullarına uygun, insanlık onuruna uygundur. İnsanı bir yerde hapsetmek dışında onun birikiminden de faydalanmaya uygun bir sistem olduğunu düşünüyorum. Bu uygulamayla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’nda uygun bir büromuz var. Müdürlük şeklindeki bu büro içinde birimler bulunmaktadır. Bir hükümlü denetim serbestlik tedbirine tabi tutulduğunda biz bunu işlediği suç tipine göre büromuzdaki birimlere yönlendiriyoruz. Öncelikle burada psikolojik ve sosyal yönden destek veriyoruz. Rehabilitasyonu için bunlara ayda bir mahkemece belirlenen periyotlarda davet ediyoruz. Görüşmelerimizi yapıyoruz. Sonra bunları kamu kurumlarına gönderdiğimizde bu kamu kurumundaki o işi yaparken kamu kurumunun yetkili kişinin gelip gelmediğini denetliyor. Gelmediği zaman bize haber veriyor. Biz bu kez buna verdiğimiz cezayı kaldırıyoruz. Çünkü kapalı yerde yatmaktan daha uygun bir infaz şekli. Ayrıca bizim infaz koruma memurlarımız var. Belirli belirsiz yerlerde gelip gelmediklerini kontrol ediyoruz. Orada bulunmadığı vakit gerekli işlemi uyguluyoruz. Bununla görevli memurlarımız var. Araç ve gereçlerimiz var. Bir taraftan bu şekilde takip ediyoruz, bir taraftan da büromuzun içindeki birimlerden de rehabilitasyon için hizmet veriyoruz.”
AÇIK CEZAEVİ UYGULAMALARI
Başsavcı Yaşar, açık ceza evlerine geçmeden önce, bir kapalı cezaevi idaresi kurulu tarafından iyi hallik tespiti gerektiğini belirtti. Uygulamaya anlatan Başsavcı Kamil Yaşar, “Mahkümlar, çeşitli branşlarda öğretmen, psikolog, sosyolog, cezaevi yöneticilerinden oluşan bir heyet tarafından bunun açık ceza evinde cezasını çekebileceğine dair bir iyi hallik raporu hazırlandıktan sonra bizim tarafımızdan açıkceza evlerine gönderiliyor. Açık ceza evi kurallarının dahilinde kalmaları gerekiyor. İzin ya da diğer açılardan daha avantajlı bir infaz şekli. İzinde her hangi bir suç işlerse, bu kez o suçla ilgili bir sorgulama yaptığımız gibi disiplin nedeniyle de kapalı ceza evine geri iade ediyoruz. İzine gittiğinde bir suç işleyen bir hükümlü için en büyük ceza artık açık cezaevi hakkını yitirmiş olması” dedi.