Selanik göçmeni olan ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Salih Akyüz, 45 yıldır kalaycılık yapıyor. Babası ve dedesinden öğrendiği mesleğini görme engelli oğlu İsmail Akyüz'e de öğretti. Oğlu ile şehir şehir gezerek, kalaycılık yapan Salih Akyüz, kalaya tekrardan merak duyulmaya başlandığını söyledi.
Yaklaşık 45 yıldır kalaycılık yaptığını anlatan Salih Akyüz, "Dedemden babama, babamdan da bana geçti bu meslek. Şimdi oğlumla beraber bu işi yapıyoruz. 40 yıldır eski eşyaları kalay yaparak yeniliyoruz, kaplara sap takıyoruz. Bakır kap kullanımı çok azaldı. Her kaptan büyüklüğüne göre 10-40 lira ücret alıyoruz. Şimdi alüminyum çıktı, teflon çıktı. İnsanlara daha kolay geliyor. Sağlık açısından alüminyum veya teflon zararlı. Eskiler, bakır kapların içinde yemeklerini pişirirdi. Bakır kapta pişen yemek daha lezzetli olur. Millet yavaş yavaş eskiye dönmeye başladı. İşlerimiz açıldı" dedi.
'ESKİ KAPLARA HAYAT VERİYORUZ'
Akyüz sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kalay, pamuk, kostik gibi ürünleri kullanıyoruz. İlk önce kabın yağını temizliyoruz. Sonrasında kumla yıkıyoruz. Yıkamadan sonra kalay işlemini yapıyoruz. Eski bir kap, kalaylandıktan sonra ilk günkü gibi oluyor. Kalaylama işleminin ardından bakır kap, 3 yıl kadar yıpranmadan kullanılabilir. Eski kaplara hayat veriyoruz."