Olay, geçen yıl 9 Haziran'da, Yıldırım ilçesi Millet Mahallesi Tan Sokak'ta meydana geldi. Birlikte alkol aldıktan sonra araçla eve dönen Semih Tatlı (27) ve Tugay Aras'ın (21) bulunduğu otomobil, İbrahim Can Asanı'nın kullandığı otomobile çarptı. Kaza sonrası taraflar arasında çıkan tartışmada iddiaya göre Asanı, 2 arkadaşa silah çekip hakaret etti. Olay yerinden ayrılan Semih Tatlı ve Tugay Aras, Bursa'daki ailesinin yanına izinli olarak gelen Balıkesir İl Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru arkadaşları Oktay Doğru’yu arayıp yaşananları anlattı. Oktay Doğru, Furkan U. (20) ile arkadaşlarının yanına gitti. 4 arkadaş, İbrahim Can Asanı'yı evinin olduğu sokağın başında buldu. Polis memuru Doğru, kaçmaya çalışan Asanı'ya ateş etti. Yaralanan Asanı, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi.
MÜEBBET HAPİS İSTEMİYLE YARGILANIYOR
Yakalanan polis memuru Oktay Doğru, Semih Tatlı ve Tugay Aras tutuklandı, Furkan U. ise serbest bırakıldı. Sanıklar hakkında, Bursa 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'kasten adam öldürmek' suçundan müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBIS) ile katılıp ifade veren Oktay Doğru, kavga sırasında maktulün peşindeyken silahı kendisine doğrulttuğu için ona ateş ettiğini, yere düştükten sonra 155'i arayıp bilgi verdiğini, tişörtünü kaldırdığı Asanı'nın
sırtından vurulmadığını anlayınca rahatladığını söyledi.
RAPOR ÜZERİNE TAHLİYE EDİLDİLER
Tutuklu sanıklar Semih Tatlı ile Tugay Aras, kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmeyip tahliyelerini istedi. Asanı'nın ölümünün aldığı tekme ve yumruk darbeleriyle değil, vücuduna isabet eden kurşundan olduğunu içeren İstanbul Adli Tıp Kurumu raporunu dikkate alan mahkeme heyeti, ölen kişiyi dövüp tekme attığı öne sürülen Tatlı ve Aras'ın adli kontrol şartıyla tahliyesine, Oktay Doğru’nun ise tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, eksik evrakın beklenmesi için duruşmayı erteledi.
'OĞLUMU BURADA KUCAĞIMA ALDIM, BURADA KABRE YOLLADIM'
Cinayete tanık olduğu günden beri oğlunun öldürüldüğü yeri görmemek için pencereden bakamadığını anlatan Gülsevim Asanı, bu yüzden evini satışa çıkardı. Evlilik hazırlığı yapan oğlu gözlerinin önünde öldürüldüğünden bu yana, zorunlu olmadıkça dışarı adım atamadığını söyleyen Asanı, evini satıp mahalleden ayrıldı. Gülsevim Asanı, gözyaşlarıyla evine veda ederek, "Bu eve 21 yaşında gelin geldim. Oğlumu burada kucağıma aldım, burada kabre yolladım. 9 aydan beri her gün oğlumla birlikte ölüyorum. Dayanacak gücüm kalmadı. 24 yıllık evimi sattım, başka yerden ev aldım. Hayata tutunmak zorundayım. Ardımda kızım var. Katillerin en ağır şekilde cezalandırılmalarını bekliyorum. Bir anne için çok zor. Akşam, kızım, ben, hiç kimse uyumadı. Çok ağladık. Bu eve gelin geldim. 2022 yılında da evimden çıkıyorum. Evimi sattım, çünkü 9 aydan beri oğlum gitti gideli nefes alamıyordum. Evladım, komşumun kapısının önünde, kollarımda can verdi. Burada kucağıma geldi, burada kollarımda can verdi. Bana bunları yaşatanlara Allah en ağırını yaşatsın. Evlat acısı hiçbir şeye benzemez. Hiç yoktan yere canımızı emanet ettiklerimiz, canımızı aldı" diye konuştu.