Obezitenin, bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu, boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen seviyenin üstüne çıkması olduğunu belirten Dr. Yavuzyılmaz, “Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 15-18'i, kadınlarda ise yüzde 20-25'ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30'un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır” dedi.
Tüm dünyada fazla kiloluluğun ve obezitenin giderek arttığına dikkat çeken Dr. Yavuzyılmaz, “Obezite prevalansı, 1975'den beri yaklaşık üç kat artmıştır. 2016 yılında 18 yaş ve üzeri 1.9 milyardan daha fazla erişkin fazla kilolu ya da obez olup bunların içinde 650 milyon yetişkin obezdir. 2016 yılında beş yaş altı çocukların 41 milyonu fazla kiloludur. Ülkemizde ise; Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2017 sonuçlarına göre 15 yaş ve üzeri bireylerde obezite yüzde 31,5; düşük fiziksel aktivite düzeyi yüzde 42,4 olarak saptanmıştır” şeklinde konuştu.
Sağlıklı bir hayat sürdürmek için alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerektiğini vurgulayan Yavuzyılmaz, “Obezitenin önüne geçilmesi hususunda hareket ile dengeli beslenmeye azami dikkat edilmelidir. Evimizde gerçekleştireceğimiz basit egzersiz hareketleri ile bu durumun önüne geçebiliriz. Yetişkin bir kişi haftanın beş günü ortalama 30 dakika orta şiddetli hareketler yapmalıdır. Hazır meyve suları, gazlı içecekler vb. yerine sağlıklı içecekler tercih edilmelidir. Yağ ve/veya şeker miktarı azaltılmış (diyet/light) ürünler, her zaman düşük enerji içermez. Bu ürünlerin tüketiminde dikkatli olunmalı ve diyetisyene danışmadan tüketilmemelidir. Günlük en az 2-2,5 litre su içilmelidir” diye konuştu.