Bursa'nın Nilüfer ilçesine bağlı Hasanağa Mahallesi'nde coğrafi işaret tescilli enginarın hasadına başlandı. Enginar bu yıl tanesi 12,5 liradan alıcı buluyor.
Nilüfer'in Hasaağa Mahallesi'nde yetişen coğrafi işaret tescilli enginarın bir buçuk ila iki ay sürecek hasat serüveni başladı. Hasanağa özgü toprak, su, iklim gibi unsurların yanı sıra geleneksel tarım yöntemi ile üretilen şifa deposu enginar, büyüklüğü ve lezzeti bakımından da diğer bölgelerin enginarlarından ayrışıyor. Hasanağa'da yaklaşık bin dönüm arazi üzerine ekili enginarların bu yılki fiyatı 12,5 liradan satılacak. Sadece Bursa değil, Türkiye'nin farklı yerlerinde de bilinen Hasanağa enginarı, bu yıl rekolte açısından da çiftçinin yüzünü güldürdü.
Hasanaağa'da enginar yetiştiriciliği yapan Mehmet Akipek, bu sene ürünlerin adet sayısının geçen yıllara oranla arttığını belirterek, “Geçen yıl kış daha çetin geçtiği için adet olarak enginarlar azdı. Bu sene her kökte 4-5 enginar bulunuyor. Enginarlarımız çap ve kalite olarak diğerlerinden çok farklı. Piyasada Kıbrıs enginarını satıyorlar. O enginarlar bizim enginarımıza göre daha küçük ve ince oluyor. Maalesef pazarlarda Hasanaağa enginarı diye ürün satıyorlar. Bunların hiçbiri Hasanaağa enginarı değildi, biz hasada yeni başladık. Bundan önce aldıklarını bizim enginarımız değildir. Bunu anlamak için bizim enginarlarımızdan tüketmeniz lazım. Maliyetlerimize üç kat zam gelmesine rağmen fiyatlarımızı minimum seviyesinde tutmaya çalışıyoruz. Bu yıl tanesi 12,5 liradan enginarları sunmaya başladık” dedi.
Enginarların soyulup, vakumlandığını dile getiren Akipek, “İsteğe göre, 2-3-4-5 adetler halinde olmak üzere vakumluyoruz. Şu an için değil, vatandaşlar vakumları derin dondurucularda saklayabilirler ve diğer aylarda tüketebilirler. Aynı şekilde enginar sapı özü konservelerimiz var. Şifa deposu yemeye hazır konserve enginarlarımız var. Bu konservelerin ömürleri 2-3 yıl daha dayanıyor. Enginar çayımız var. Onu yapıyoruz, doktorlar da tavsiye ediyor” diye konuştu.
Hasanağa enginarını farklı yapan toprak kalitesi ve su bolluğu olduğuna dikkat çeken Mehmet Akipek, “Ne kadar sularsanız o kadar kaliteli, kılçıksız ve kafalar büyük oluyor. Bizim de suyumuz bol bu yüzden ürünler kaliteli oluyor” ifadelerini kullandı.