Osmanlı İmparatorluğu'nun dördüncü padişahı Yıldırım Bayezid Han'ın Haçlılarla 1396 yılında yaptığı Niğbolu Savaşı'ndan önce Allah'a dua ederek, zafer kazanması halinde 20 cami yaptıracağı vaadi üzerine inşa edilenlerden biri olan bu cami, Türk-İslâm âleminin en önemli mabetlerinden.
Ulu Cami'yi önemli kılan şaheserlerinden biri de muhteşem minberi. Sert ceviz ağacından, çivi ve yapıştırıcı malzemesi kullanılmadan, kündekâri yöntemiyle geometrik ahşap parçalar birbirine geçirilerek yapılan minber, Selçuklu üslûbundan Osmanlı üslûbuna geçişin bir şaheseri olarak kabul ediliyor. Camiyle aynı yaşta olan Abdülaziz oğlu Hacı Mehmed isminde bir sanatkâr tarafından yapılan minber, camiye ayrı bir güzellik katıyor. Minberin taç kapısında bulunan, Ulu Cami'nin kitabesinde, "Murad Han oğlu büyük Sultan Bayezid Han tarafından 802 tarihinde yaptırılmıştır." yazısı yer alıyor. Minberin, Miladi 1399 yılında yapıldığı biliniyor.
MİNBERE İŞLENEN GÜNEŞ SİSTEMİ
Minberin mihrap tarafında bulunan kabartmaların, Güneş sistemini sembolize ettiği düşünülüyor. Bu da Osmanlı İmparatorluğu'nda o dönemde bile ilmî seviyenin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. O tarihte Hristiyan Avrupa dünyası, Dünya'nın yuvarlak olduğunu dahi reddediyordu. Zamanla siyaha boyanmış minber, orijinal haline dönüştürülmesi ve üzerindeki sedef kakma işlerin ortaya çıkarılması için 2008 yılında restore edildi.
AYET SAYISINCA PARÇADAN OLUŞAN MİNBER
Güney Marmara Rehberler Derneği (GÜMRED) eski Başkanı Ersen Yelkenkaya, Ulu Cami'deki minberin 6 bin 666 parçadan, kündekâri denen yöntemle çivisiz, tutkalsız, üçgen, kare ve dikdörtgen ahşap parçaların birbirine geçirilmesiyle yapıldığını söyledi. Bir şaheser olduğunun altını çizen Yelkenkaya, Tebrizli usta Abdülaziz oğlu Hacı Mehmed tarafından yapıldığını ifade ederek, "Minberin ayrıca alt taraflarında, tam 24 tane kapı var. 12'şer sağda ve solda, doğuda, batıda ve üçer tane de başlangıç giriş ve çıkış olmak üzere arkada bulunur." dedi.
Minberde güneş sisteminin de işlendiğini belirten uzman rehber Yelkenkaya, şunları söyledi: "Ayrıca burada çok güzel bir astroloji bilmek lazım. Ay, Güneş, Jüpiter, Satürn, Venüs, Neptün aynı bölgede toplanmış ama en son bulunan Plüton ise en arkadaki yerde gösterilmiştir. Güneş sistemi, aynı yörüngesiyle aynı şekilde yerlerine oturtulmuştur. Bu, 14. yüzyılda yapılmış bir eser. O tarihte burayı yapan kişinin astrolojik bilgisi ne kadar yüksekmiş. Bundan 650 yıl sonra Galile, Dünya Güneş'in etrafından dönüyor dediği için aforoz edildi kilise tarafından. Demek ki İslâm dünyası, ne kadar önceden bunlardan haberdardı."