Mustafa Er, şunları söyledi: “Duygularımız çok farklı. Kongre sürecindeyiz. Herkes oraya yoğunlaştı. O nedenle geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim. Geçtiğimiz sezonu değerlendirmek istedim. Öncelikle hiçbirimiz için genel olarak arzu etmediğimiz bir sezondu. Farklı hedeflerle başlamıştık. Özellikle saha içinde istediğimiz oyunu ortaya koyamadığımız için sıkıntılı bir sürece girdik. Ligi 13. sırada bitirdik. Ne bizim için, ne oyuncu grubumuz için, ne yönetim ne de camiamız için kabul edilebilir bir durum değildi. Biz büyük bir camiayız. Bizim camiamız hedefin arkasında beraber gittiğinde çok daha başarılı olan bir camia ancak bu sene bu bütünlüğü sağlayamadık. İlk yarı iyi gittiğimiz bir süreç vardı ancak ikinci yarı beklentilere karşılık veremeyince özgüven dip yaptı. Sezonu belki kazasız belasız atlattık ama arzu etmediğimiz bir noktada bitirdik.”
“Size göre kırılma noktası neresiydi?” şeklindeki bir soruya Mustafa Er, “Sezona çok iyi başladık. İkinci yarıya kötü başlamamız sıkıntı oldu. Özgüven tamamen dibe vurdu. Baskı çok fazlaydı ve bununla baş edebilmek gerekiyordu. İkinci yarıya kötü başlamamız bizi olumsuz etkiledi diye düşünüyorum. Geçen sene de bu böyleydi. Biz aslında bu sene biliyorsunuz ilk 9 hedefi koymuştuk. İkinci yarı kötü başlayınca baskı ile baş edemedik ve bu bizi hep geri götürdü. Bu en büyük handikaptı. Bunun üzerine ciddi şekilde gidilmesi gerekiyor” yanıtını verdi.
“Baskıyı kaldıramamanın sebebi yabancı ve yeni bir kadro olmasından mı kaynaklandı” şeklindeki bir soruya ise Er, “Belki… O da olabilir… Ama ilk yarı iyi giden bir süreç vardı bunun artarak devam etmesi gerekiyordu. Bu ciddi bir incelenip başka formatta konuşulması gereken bir konu bu…” ifadesini kullandı.
“Son yıllarda oyun sistemi hep Batalla üzerine kuruluydu. Batalla artık yok. Yeni bir süreç başlayacak. Simdi neler yapılmalı?” sorusuna Mustafa Er, “Pablo’nun kalitesi tartışılmaz. Onun bu kulübe katkılarını da tartışamayız. Çok büyük bir oyuncuydu. Bunu ilerleyen dönemler gösterecek. Pablo’suz bir düzene geçilecek. Doğru bir strateji ve transfer politikası olmalı. Anlık çözümlerden ziyade 4-5 senelik bir plan-proje ile gelinmeli. Bursaspor’un bir kültürü olmalı. Vakıfköy gibi bir hazinemiz var. Elbette her sene oyuncu gelmesini bekleyemeyiz. Dönemsel durumdur bu. Bazen bir oyuncu gurubu yakalarsınız. Yaş grupları ile alakalı. Bizim Vakıfköy’ü birinci opsiyon yaparak bir kültür oluşturmamız lazım. 4-5 yıllık, belki daha uzun süreli planlar yapıp Vakıfköy’ü bunun en önüne koyup iyi yabancılar ve Türkiye pazarından kalitesi isimlerle harman yapmak gerek. Baktığımızda biz hep böyle formatlar ile başarı yakalamışız geçmişte. Bu hazineyi iyi değerlendirmemiz gerekiyor” yanıtını verdi.
“Son maça çok eksik gidildi, bir çok oyuncuya izin verildi, nedeni nedir?” sorusuna ise genç teknik adam, “Takımdaki herkese izin vermişiz gibi bir algı oluştu. 4-5 oyuncuya izin verdim. Biz bir Fenerbahçe maçı oynadık. O maçı kaybettik ama büyük erozyona uğradık. Sezonu kapatan oyuncularımız oldu. 9 oyunumuzu kaybettik. Dünya kupasına gidecekler var ve izin moduna geçtiler. Ben sürekli onları sıcak tutmaya çalıştım. Gençlerbirliği küme düşünce, Trabzonspor maçındaki performanslarını da görünce izin vermeye karar verdim. Konsantre olamayacaklarını düşürdük. Harun’a zaten izin verecektik. Moussa, Shehu, Eknog ve Aziz’e izin verdik. Dünya kupasına gidecekleri için. Bu formatta mağlup olsaydık ‘niye gençlere şans verilmedi’ denecekti bu sefer de. Takımın geneline izin vermedim böyle bir algı oluşmasın” dedi.
“Paul Le Guen, siz takımın başına geçtikten sonra sizi aradı mı?” sorusuna Er, “Sürekli tercümen ve analizcilerle selam gönderip başarı dileklerinde bulundu” cevabını verdi.
“Kendi geleceğiniz hakkında neler söyleyeceksiniz?” sorusuna Mustafa Hoca “Önümüzde kongre süreci var. Kulübümüz için hayırlısı olsun. Kim Bursaspor’un menfaati için daha fazla katkı koyacakça onun seçilmesini temenni ederim. Benim sürecim de ondan sonra belli olacak. Gelecek yönetimin kararına, tavrına göre oturup karar vereceğiz. Ondan sonra kendim ile ilgili kararlar verebilirim. Şu an afaki konuşmalar yapmak istemem” dedi.
“Sezon başında takım size emanet edilseydi Paul Le Guen’in hangi transferlerini isterdiniz hangilerini istemezdiniz?” şeklindeki bir soruya Mustafa Er, “Bunu konuşmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bizim kadronun iyi bir kadro olduğunu düşünüyorum. O ahengi yakalayamadık sadece. İlk yarıdaki performansı sergileyemedik” yanıtını verdi.
“Bu süreç size ne gibi tecrübeler katkı” sorusuna Er, “Hem bir yandan oyun formatı değiştirmek bir yardan da acilen sonuç almamız gerekiyordu. Zorlu bir süreçti. Ama o 6 haftalık periyot benim için büyük tecrübeydi” dedi.
“Son dönemlerde sıkıntılı zamanlar yaşandı. İdmana çıkmama olayı oldu. Bu konuda neler söyleyeceksiniz” sorusuna Er, “Birçok kulüpte para sıkıntı var. Kulübümüz için çok hoş olmadı. Ama neticede yaşandı. Biz bu süreci de en az hasarla atlatmaya çalıştık. Maalesef mali tablo birçok kulüpte kötüye gidiyor. Kulüplerin de kendilerini bir şekilde düzene sokmaları gerekiyor. Federasyon çözüm üretmeli. Gelir ve gider tablosu maalesef denk değil. Benim için sıkıntılı bir süreçti. Bununla da baş edebilmemiz gerekiyordu. Bununla da mücadele ettik bir şekilde” dedi.
Pro lisansa bu sene başvuracağını ancak senede bir defa kurs açıldığını ve 25 kursiyer alacaklarını söyleyen Mustafa Er, başvurup bekleyeceğini ifade etti. “Gençleri nasıl yorumluyorsunuz?” sorusuna ise , “Biz antrenmanlara bir çok genç oyunumuzu dahil ettik. Çok değerli hepsi. Ertuğrul milli takıma gitti ve hak etti. Furkan’ın ilerleyen süreçte böyle bir opsiyonu olabilir ama gelişimine devam etmeli. Diğer alttan gelenler onları örnek alacaktır. Bundan sonraki süreçte de ciddi katkı saylayacaklarını düşünüyorum” diye konuştu.