Beykoz Çankırılılar Derneği’nin düzenlediği konferansta konuşan Gazeteci Birsen Altıner, insan vücudu için gerekli 84 elementin tamamını barındıran Çankırı tuzunun Himalaya tuzuyla eşdeğerde olduğunu söyledi.
Beykoz Çankırılılar Derneği (BEYÇANDER) Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde düzenlediği “Su ve Tuz Dengesi” konulu konferansta konuşan Gazeteci Birsen Altıner, su ve tuz dengesinin sağlıklı yaşamın ayrılmaz parçası olduğunu söyledi.
Sağlıksız su tüketiminin insan ölümlerine yol açan etkenlerde sigara ve alkol bağımlılığının ardından 6. sırada yer aldığına dikkat çeken Birsen Altıner, rafine edilmiş doğal olmayan tuzların kesinlikle kullanılmamasını tavsiye etti.
İnsan vücudu için gerekli 84 elementin tamamını barındıran Çankırı tuzunun Anadolu’da 5 bin yıldır tüketildiğini ve Himalaya tuzuna eşdeğer kalitede olduğunu vurgulayan Altıner, “İnsan vücudunun en önemli iki yapısal taşı olan su ve tuz doğal şekilde ve yeterli oranda alınmadığında birçok rahatsızlık ortaya çıkar. Sağlıklı bir insanın günlük ortalama 2,5 litre su ile 6 gram doğal tuz tüketmelidir” diye konuştu.
Vücuttan atılamayan rafine edilmiş tuzun kristalleşip eklem ve kemiklerde depolanarak romatizmal hastalıklar başta olmak üzere, safra kesesi ve böbrek taşı gibi hastalıklara neden olduğuna dikkat çeken Altıner, tuzun nasıl tüketilmesi konusunda aydınlatıcı bilgiler de verdi.
Konferansın açılış konuşmasını yapan BEYÇANDER Başkanı Bilal Karabacak da bu kadar faydaları olan Çankırı tuzunu İstanbul’da tanıtmayı amaçladıklarını belirterek, Beykoz’daki dernek binalarında hizmet veren tuz terapi odasından da bugüne kadar binlerce İstanbullunun ücretsiz faydalandığını söyledi.
“Tuz odasına gelip şifa bulan vatandaşlarımız, bizlere ‘Allah razı olsun’ dediklerinde bizlerin yaşadığı en büyük mutluluk o oluyor” diyen Karabacak, önümüzdeki günlerde dernek olarak Beykoz’daki işyerlerine yönelik olarak iş güvenliği semineri düzenleyeceklerini de kaydetti.