Cumhuriyet Halk Partisi’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ı bugün ziyaret ettiği Aydın’da CHP’nin yaşlı çınarları hem duygulandırdı hem de şaşırttı. 88 yaşındaki Süleyman Akçay isimli partiliye yaklaşık 23 yıl önce gönderdiği mektupla karşılaşan Baykal bir anda duygulanırken, 80 yaşındaki bir başka partili Emin Tenekeci’nin “Partinin başından niye ayrıldınız” sorusuna ise “O defterler kapandı” diye cevap verdi.
CHP’den ayrılan Emine Ülker Tarhan’ın yeni parti kurması ile ilgili sorulara üzüntüsünü dile getirerek cevap veren Baykal’a ziyareti sırasında 88 yaşındaki Süleyman Akçay isimli partili adeta nostalji yaşattı. 90’lı yıllarda CHP’nin aynı duruma düştüğünü ve o dönemde Deniz Baykal’a gönderdiği mektuba karşılık Baykal’dan aldığı cevap mektubu Baykal’a göstererek partinin yine aynı duruma düştüğünü belirten Süleyman Akçay sıkıntının çözülmesini istedi. Yaklaşık 20 yıl önce partilisine yazdığı mektubu okuduktan sonra, “Sosyal demokrat düşünceye inanan birisi olarak birleşmenin gereğine değindiğiniz mektubunuzu aldım” diye başlayan mektubun cevabını bu mektupla değil birleştirmeyi gerçekleştirerek verdiğini söyledi.
Gazetecilerin ‘Daha önce birleştirerek cevap vermişsiniz bu durumdaki cevabınız ne olacak’ sorusuna şöyle cevap verdi: “Daha böyle ayrışma tam ortaya çıkmış değil de ayrışma işaretleri var. Ona yönelik düşüncelerimizi ifade ediyoruz. Üzülüyorum ben tabi. Ayrışma arayışı içine bazı arkadaşlarımızın girdiğini görmek beni çok derinden üzüyor. Bundan büyük rahatsızlık duyuyorum. Bu olmamalı. Bunu oldurmamalıyız. Olmamalı derken böyle bir ayrışma ihtiyacını kimsenin hissetmemesini sağlamamız lazım. Böyle insanları partimizde tutmayı başarabilmeliyiz. Bunlar partilimiz olmalıdır. Eğer bunlar partili olarak devam etmekte bir sıkıntıya düşüyorlarsa buna bir çare bulmalıyız. Onları tatmin etmeli inandırmalıyız. Üzülüyorum böyle ayrışma yeni yol çizme arayışı içine bazı saygı duyduğum değer verdiğim arkadaşlarımızın girmiş olduğunu görmekten üzüntü duyuyorum. Bunu kabul etmiyorum ve inanıyorum ki biz hep beraber olacağız.”
“TARİHTEN HUSUMET ÇIKARMAK MARİFET DEĞİL AYIPTIR”
Konuşmasında tarihte yaşanan Dersim olaylarından CHP’nin sorumlu tutulmasına da anlam veremediğini belirten Baykal, “Başbakan çıkıyor ‘Dersim olayları modern Kerbala’dır’ diyor. Birileri de çıkıp ‘Uludere olayları modern Kerbela’dır’ dese olur mu?" diye konuştu.
Açıklamalarına “Bizim bize karşı kurulan tuzaklara düşme konusunda bu kadar özensiz ve dikkatsiz olmamaya ihtiyacımız var” diye devam eden Deniz Baykal “Kerbela’ya kadar uzandı birilerinin kolu. Oradan olayları alıp getirip güncel siyasetini içine ve güncel siyasetin sıcak rekabetine malzeme yaparsak bu yakışır mı? Yaşanmış acı olaylar o tarihin bir parçası. O tarihin içinden alıp bugünün günlük siyasetine sıcak siyasetine malzeme yapmak kadar yanlış bir şey yoktur. Tarihten husumet çıkarmak marifet değildir. Ülkeyi yöneten adamların Cumhurbaşkanlarının başbakanların görevi tarihten husumet çıkarılması değildir. Tarihten husumet çıkaracağım, o husumeti birilerine bulaştıracağım bugünkü rakiplerime ve ondan yarar temin edeceğim bu yakışıksız ayıp bir olay.”
Baykal, sözlerine şöyle devam etti: “Acı olaylar yaşandı yaşanmadı neden yaşandı nasıl yaşandı hangi şartlar altında yaşandı bunları da incelemek lazım tabi ki de onu bırakıyorum ama yaşanmış olan acı olayların muhatabı kimdir. Bugünün Türkiye’sindeki bir siyasi parti bunun muhatabı sayılabilir mi? Böyle bir şey olur mu? Bu devletin kendini ayakta tutmak, varlığını korumak, bütünlüğünü korumak mücadelesini o günün şartları içerisinde verdiği dönemde yaşanmış olan olayla. Şimdi bambaşka noktadayız. O zaman Türkiye tek parti rejimi içinde. O tek partinin içinde bugün siyaset yapanların tümünün ataları dedeleri de var. Siyasi ataları dedeleri. Ülke siyaseti orada. O zamanın koşulları o. Kimse o işe yanlış demiş değil o noktada. Herkes birlikte yaşamış."
Başbakan çıkıyor diyor ki “Dersim’de yaşananlar modern Kerbela’dır." Al başına. Kerbela 1333-34 yıl önce yaşanmış insanlık tarihinin en büyük faciası. Yani o faciayı günümüzdeki olaylara taşımanın anlamı ne Allah aşkına. Bir başkası da çıkıp şöyle dese ki ‘Uludere’de yaşanan modern Kerbela’dır’. Üstelik Uludere’de yaşananlar bugünün siyasetinin parçası. Sen iktidardasın. Senin zamanında yaşanmış bu işler sen yaptın bunları ve siyasi sorumluluğu var halen aydınlatılmadı. Kimdir kim karar almıştır da bu iş olmuştur. Bir facia yaşanmış uçaklarla bombalamışsın Uludere’de. Şimdi bir sürü sorumlu insan bunu bile büyük üzüntü yaşadığı halde bunu ülkemizde bir sancıyı tazelemeyelim kaşımayalım duygusu içinde değerlendirirken. Sen çıkacaksın Kerbela-Dersim paralelini kurmaya kalkacaksın. Ve sonra da hadi bakalım sen de konuş falan diyeceksin ve biz de konuşacağız. Yanlış bunlar. Tuzağa düşmeye gerek yok arkadaşlar. Çıkıp bunun ayıp olduğunu anlatmamız lazım. Yani tarihe böyle bakmanın tarihin içindeki hepimiz için üzüntü konusu olabilecek yaşanmışları faciaları günün sıcak siyasetinde malzeme olarak kullanmamanın ayıp yakışıksız devlet adamına yakışmayan bir iş olduğunu anlatmamız lazım”
“O DEFTERLER KAPANDI”
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın konuşmasının ardından kendisini bağlama sanatçısı olarak tanıtan 80 yaşlarındaki Emin Tenekeci, kendisine özel gibi gelecek bir soru sormak istediğini belirterek “Partinin başından niye ayrıldınız” diye sordu. Soruya cevap vermek istemeyen Baykal, “Onlar o defterler kapandı. Ben günümüzü konuşalım diyorum. Sen 5 yıl öncesine gidiyorsun” diye cevap verdi.
Baykal, daha sonra Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nu makamında ziyaret ederek başarılarından dolayı Başkan Çerçioğlu’nu kutladı.