Sultanahmet’te kaldığı otelde 4 yaşındaki kızı Tanya Su Yılmaz’ı zehirleyerek öldürdüğü belirlenen anne N.Ş, müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Anne N.Ş, olayın ardından birkaç kez intihar etmeye çalıştığını belirterek, “Anladım ki ben ölemiyorum. Bu suçun üzerime yapışıp kalmaması için yaşamam gerektiğine karar verdim’’ dedi.
İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen tutuklu sanık N.Ş, ölen kızın babaannesi G.A ve taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada söz alan sanık avukatı Coşkun Kavala, dosyanın asfiksi (oksijen yetersizliğinden ileri gelen boğulma) yönünden defalarca Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karşın kurumun hukuki mütalaa verir gibi rapor düzenlediğini iddia etti.
“ESKİ EŞİM ACI ÇEKSİN DİYE O MEKTUBU YAZDIM’’
2,5 yıldır her gün kızını ölü bulduğu anı yaşadığını kaydeden sanık anne N.Ş, “Olayın olduğu gün eski eşim tarafında saldırıya uğradım sesimi çıkarmadım. Eyim beni duşa soktuğunda kendime gelebildim. Kızımı bulduğumda da aynı durumdaydım. Ne kadar sonra kendime geldiğimi hatırlamıyorum. Ben her gün birlikte olduğum bütün varlığım olan kızımın öldüğünü anlayınca intihar etmeyi düşündüm. Burada yargılanmama neden olan mektubu ne duygularla ve ne şekilde yazdığımı hatırlamıyorum. Yazdığım o mektupta öldürmeyi amaçlayan en ufak bir şey yoktur. O gün bütün olanların eşimin suçu olduğunu düşünüyordum. O nedenle acı çekmesi için öyle bir mektup yazdım” dedi.
“BİRKAÇ KERE İNTİHAR ETMEK İSTEDİM, ANLADIM Kİ ÖLEMİYORUM’’
Birçok kez intihara kalkıştığını söyleyen N.Ş, “Buraya belki iki kez yansıdı ama çok kez ölmeyi denedim. Sonra anladım ki ben ölemiyorum. Bu suçun üzerime yapışıp kalmaması için yaşamam gerektiğine karar verdim. Şu anda ayakta kalabiliyorsam suçsuzluğumu kanıtlama uğruna verdiğim mücadeleyi sürdürmek içindir. Ben bu mücadelemi sürdüreceğim. İsterdim ki ihmal nedeniyle ağırlaştırılmış müebbetle yargılanayım. Ancak bu kasten öldürmekten suçlandığım için suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum’’ diye konuştu.
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, sanığın sabit olan öz çocuğu Tanya Su Yılmaz’ı kasten öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme, sanığın duruşmadaki iyi hali ve cezanın sanığın geleceği üzerinde olası etkiler nazara alınarak müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti.
Olaya ilişkin 13 Haziran 2014 tarihinde Adli Tıp Kurumu tarafından gönderilen raporda, Tanya Su’ya yapılan otopside çocuğun travmatik tesirlerle öldüğüne ilişkin tıbbi delilin bulunmadığı belirtildi. Raporda Tanya Su’nun ağız ve çevresinde yoğun köpüklerin olduğu olay yeri incelemesinde çok sayıda ilaç tespit edildiği anlatıldı.
MEKTUP BIRAKIP PENCEREDEN ATLAMIŞTI
İddianamede eşi A.Y ile anlaşarak boşanan ve müşterek çocukları Tanya Su Yılmaz’ın velayeti eşine verilen şüphelinin, eşi A.Y’nin başka bir kadınla ilişki kurduğunu öğrenmesi üzerine bunalıma girdiği, olay günü babaannesi yanında bulunan çocuğu yanına alarak bir otelin 3’üncü katında oda tuttuğu bilgisine yer verildi. Sanığın, biberon şişesine koyduğu ilacı çocuğa içirip zehirleyerek öldürdüğü, banyodan aldığı havlu ile ölen çocuğunun yüzüne kapattı. Kendisi de bir miktar ilaç alarak ardında bir mektup bıraktı. Sanığın ardında, “Sen bugün hem karnımdaki çocuğu öldürüp hem de o bıçağı çekerek beni. Ne düzelecek Y.A, cinnet diyorsun ama içini boşalttın. Yok yok bana hiç inanmadın. Bak bende senin kadar adileştim. Yüzümü düşürdüm. İstediğin gibi olamadım. Özür dilerim. Yokum artık senin gibi berbat bir adama kızımı bırakmam. O hep benimle olacak, seninle değil. Biz hiç senin olmadık. Sen ne büyük yalancıymışsın. Lanet olsun sana lanet. Ben pisliğim mezarıma tükür, yüzüme tükürdüğün gibi, bitti, yokuz. Senin kafanı şişirip bunaltacak N. yok artık” şeklinde el yazısı ile yazılmış intihar notu bırakarak, 3. kat penceresinden kendisini boşluğa bırakacak şekilde intihara teşebbüs ettiği, ancak yaralı olarak kurtulduğu bilgisine yer verildi.