Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "‘Dönemin başbakanı’ diyenler şimdi dönemin haşhaşi örgütü oldular. Bizim için dönemin başbakanı diyen dönemim haşhaşi örgütün inşallah kısa sürede kimse hatırlamayacak, hatırlayan da hayırla yad etmeyecek" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkileri Kurulu (DEİK) Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Genel Kurul’da konuşan Erdoğan, “İnanıyorum ki DEİK yeni yönetimiyle, tüm mensuplarıyla özel sektörümüzün lider gücü olmaya, Türkiye’nin istikrarla büyümesine katkı sağlamaya devam edecektir” dedi.
1. Dünya savaşı ve Sarıkamış harekatının 100. yıldönümünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “1. Dünya savaşının başlangıcının üstünden 100 yıl geçti. 100. Yıl dönümünde gerek 1. Dünya savaşını, gerek Sarıkamış harekatını hep birlikte tekrar hatırlamanın önemli olduğuna inanıyorum. Eğer bugünlere nasıl ulaştığımız bilmezsek istikbali inşa edemeyiz. Bizden öncekilerin fedakarlıkların idrak edemezsek ne millet ne de ülke olarak sapasağlam şekilde ayakta kalamayız. 100 yıl önce aralık ayı içinde sadece Allahuekber dağlarında 90 bin askerimizi kaybetmiştik. 1 milyon insanımızı vatan müdafaasında yitirmiştik. Bugün bir kez daha şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum” diye konuştu.
“AZİZ MİLLET YENİ BİR BAHAR İÇİN YAPRAKLARINI DÖKTÜ”
Şeb-i Aruz törenlerine katıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dışarıdan bakanlar bu aziz milletin köklü çınarının kuruduğunu zannettiler. Oysa bu aziz millet yeni bir bahar için yapraklarını döktü. Yaşananlar hazindi. Ama bu aziz millet her hazanın ardında bahar olduğuna inandı. Mevlana diyor ya ‘bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir’ diye. Bu aziz millet ümitsizliği, yılgınlığı, özgüvenine parçalamaya yönelik fitne girişimlerini yanına yaklaştırmadı. Bugün bu aziz millet bir kere daha küllerinden yeniden doğuyor, özgüven içinde bütün dünyaya ‘ben de varım’ diye haykırıyor” şeklinde konuştu.
“1923 ÖNCESİNDE ÇANAKKALE ZAFERİ VAR, SARIKAMIŞ VAR”
2023 hedeflerinin sadece iktisadi olmadığını vurgulayan Erdoğan, “1923 1. Dünya savaşının bir neticesiydi. Birden bire ortaya çıkmış bir tarih değildi. Öncesinde Sarıkamış var, Çanakkale zaferi var. 1923’ün öncesinde istiklal harbimiz vardı. 9 yıl bu ülkenin evlatları cepheden cepheye koştular. 9 yılda 1 milyona yakın vatan evladı canların feda ettiler. Bütün o fedakarlık işte 1923’ün yolunu açtı ve Cumhuriyet’in ilanına giden zemini hazırladı. Eğer 2023 diyorsak, inanıyorsak, bunun mücadelesine işte bugünden itibaren 2014 yılından itibaren başlamak zorundayız. Hiçbir zafer kendiliğinden gelmez. 2023’e giden yol bir gülistan olmayacaktır. Sıkıntılar olacak. Zaman zaman bizim gayretimizi kırmaya yönelik saldırılar da olacak. Vazgeçersek biz de kaybederiz, millet de kaybeder. Ecdadımızdan aldığımız ilhamla ulaşamayacağımız bir hedef olmayacaktır” ifadelerini kullandı.
“DÖNEMİ BAŞBAKANI DİYENLER ŞİMDİ DÖNEMİ HAŞHAŞİ ÖRGÜTÜ OLDULAR”
Türkiye’nin bugün bulunduğu noktaya çeşitli zorlukları aşarak geldiğini söyleyen Erdoğan, “Neler yaşandığını, bu milletin hangi badireleri atlattığını sizler de gördünüz. Darbe senaryoları yazıldı, bazı senaryolar uygulama planına geçti. Suikast girişimleri oldu. İktidardaki parti kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Sokaklar hareketlendirildi. Siyasete yönelik, milli birliğimize yönelik operasyonlar yapılmak istendi. Geçen yıl bu günlerde 17-25 Aralık darbe girişimini yaşadık. Bütün bu saldırıların herhangi birine eğer boynumuzu eğseydik inanın bu günlere ulaşamazdık. Bugün burada 2023 vizyonundan bahsedemezdik. Darbenin sonucu konusunda kendilerinden bu kadar eminlerdi ki darbe sonrasında kullanmak üzere iddianameyi hazırlamışlar ve o iddianameye ‘dönemi başbakanı’ ifadesini koymuşlardı. ‘Dönemin başbakanı’ diyenler şimdi dönemin haşhaşi örgütü oldular. Merhum menderese sabık başbakan diyenleri kimse hatırlamıyor. Bizim için dönemin başbakanı diyen dönemim haşhaşi örgütün inşallah kısa sürede kimse hatırlamayacak, hatırlayan da hayırla yad etmeyecek. Eğer bir maşa kullanılamaz hale gelirse, bu üst akıl gider kendisine başka bir maşa bulur. Bir senaryo çökerse giderler başka bir senaryo yazarlar. Çünkü 12 yıldır bunu yapıyorlar. 12 yıldır renk değişse de oyun değişmiyor. Düne kadar birbirlerine demediklerini bırakmayanlar bugün kucaklaşıyorlar çünkü üst akıl böyle istiyor. Düne kadar birbirlerini hasım görenler bugün ortak hareket ediyorlar. Üst akla, patrona itiraz edemezler çünkü aldıkları sözlerin diyetini ödemek zorundalar. Bunların tabuları o. Şimdi tabular yıkılıyor mesele burada. Bu dönem farklı bir dönem. Hamdolsun bizim ödenecek bir diyetimiz yok. Onun için bu kadar cesaretle hareket ediyoruz. Biz yetkiyi birilerinden almadık, milletten aldık, hesabı da sadece millete veririz” açıklamalarında bulundu.
“YARGI SÜRECİ YASALARA UYGUN ŞEKİLDE CEREYAN EDİYOR”
Konuşmasında 14 Aralık’ta yapılan operasyonu da değerlendiren Erdoğan, şunları söyledi;
“14 Aralık’ta yargı bir süreç başlattı. Her şey yasalara uygun şekilde cereyan ediyor. Yargının ve emniyetin geçmişte yaptığı hatalar tekerrür etmiyor. Kimse süreç tamamlanmadın linç edilmiyor. Medya yoluyla algı operasyonları yapılmıyor. Kim ne derse desin şu anda dikkatli bir süreç ilerliyor. Bu süreç başladığı andan itibaren malum çevreler ‘Basın susturuluyor’ diye kampanya başlattılar ve dünyaya servisini sağladılar. Çok enteresan Avrupa Birliği (AB) tatil gününde bununla ilgili açıklama yapıyor. Ne kadar da hassaslar. Ne kadar da bu ülkede olan bitenlere seviyor sayıyor hemen açıklama yapıyorlar. 50 yıldır kapılarında bizi bekletenler acaba bu hassasiyeti nereden elde ettiler. Uluslararası basın her zaman yaptığı gibi Türkiye aleyhine bu kampanyaya sımsıkı sarıldı. Bu AB’ni en büyük ülkesinin liderine ‘PKK terör örgütünü ülkenizde barındırıyorsunuz’ diye rapor sunduğumda baştaki hanımefendiden aldığım cevap şu ‘Şu anda haklarında 4 bin dava var’. Netice bir hiç. Verilen cevap ‘Burası hukuk devleti biz neticeyi bekliyoruz. Türkiye de hukuk devleti. Dolayısıyla bu hukuk devletinin kararını bekleyeceksin”
“TÜRKİYE’DEKİ YARGININ KARARLARINA SAYGI DUYACAKSINIZ”
Konuşmasında 14 Aralık operasyonu üzerinden AB’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “Bize kalkıp akıl verenler, Sabancı Holding binasında merhum Sabancı’yı katleden terörist şu anda Avrupa ülkelerinde fellik fellik dolaşıyor. Yakalıyorlar bir kapıdan girip diğerinden çıkıyor. Niye teslim etmiyorsunuz. Söylediğimiz zaman elli dereden su getiriyorlar. 7 vatandaşımızı biliyorsunuz öldürdüler. Bizim milletvekillerimizi dahi mahkemeye sokmadılar. Basın mensuplarını sokmadılar. Kavga gürültü girildi. Vatandaşlarımızın yaşadığı evi kundakladılar hala failleri ortada yok. Hani batı bunun hesabını verebiliyor musunuz. Siz hangi adaletten, hangi hukuktan bahsediyorsunuz. Bunların yapılanlar hoşlarına gitmeyebilir. Bunlara şunu söylüyorum. Umutlarınızı adalet üzerine tesis edin. Umut bağladığınız maşaların maskesi düşüyor olabilir, Türkiye’deki yargının kararlarına saygı duyacaksınız. Neymiş gözaltına alınanlar gazeteciymiş. Yahu gazeteci suç işlemez mi. İşlemiyor mu. İngiltere’de telekulak skandalı nedeni ile 50 gazeteci sorguya çekilirken neden çıkıp da basın susturuluyor demediniz. İsrail sadece bu yıl içinde 16 gazeteci katletti. Niye sustunuz. İsrail lehine haber yapmadığı için sürülen gazetecilere neden sahip çıkmadınız. Mısır’da içerisinde Türkiyeli gazetecilerin de olmak üzere onlarca gazeteci gözaltına alındı. Baskıya şiddete maruz kaldılar niye sesinizi çıkarmadınız. Türkiye’de polis katiline, bekçi katiline, insan hürriyetine kastedenlere ‘gazeteci’ diye sahip çıkacaksın ama başka ülkelerde olanı görmeyeceksin. Sınır tanımayan gazeteciler örgütü bir rapor yayınlamış. Türkiye her zamanki gibi baş köşeye yerleştirilmiş. Merak etim İsrail ile ilgili ne yazmışlar. Raporun bir yerinde bile İsrail’in adı geçmiyor. Ama hakkını yemeyelim. Filistin’in adı geçiyor. Filistin’de 7 gazetecinin öldürüldüğü yazıyor. Sanki o gazetecileri Filistinliler öldürdü gibi bir algı oluşturuluyor. Aynı şekilde yanıma uluslararası gazetecileri koruma komitesi ziyaret etti. Adalet bakanlığından tüm belgeleri aldırttım ve kendilerine belgeleri gösterdim. Bunların adı gazeteci. Bunlar şurada polisimizi şehit ettiler, şurada bombalar bulundu, bunlar şu terör örgütünün mensupları, bunlar gazeteciliği bir maske olarak kullanıyorlar ve şu anda mahkum oldular. Ne deseler beğenirsiniz. ‘Bunların yeniden yargılanmaları mümkün değil mi’ ‘Hayır’ dedim bitti o iş. Sizde bu tür şeyler olabiliyor mu. Niye bizden bunu istiyorsunuz. O komite yayınladığı raporda Türkiye’yi hedef alıyor ama İsrail’in katlettiği gazetecilerden bahsetmiyor” dedi.
“TÜRKİYE’NİN İTİBARINA BİR ŞEY OLMAZ”
Yapılan operasyonla Türkiye’nin itibarının zedelendiği yorumlarına da karşı çıkan Erdoğan, “Türkiye’nin uluslararası itibarı şöyle oluyor böyle oluyor. Hiçbir şey olmaz. Türkiye uluslararası itibarını manşetlerle, sahte raporlarla elde etmiş bir ülke değildir. Türkiye güçlü ekonomisi ile zaten itibarlıdır, mazlumların sesi olarak zaten itibarlıdır, Türkiye barışa sahip çıkan dış politikası ile zaten itibarlıdır. Türkiye itibarını önce vicdanından, tarihinden, ecdadından ve bayrağından alan bir ülkedir. Biz sahte raporlarla siyasi ideolojik nitelikli raporlarla, yanlı notlarla kendisine istikamet belirlenecek ülke değiliz” dedi.