Aydın Halk Sağlığı Müdürü Dr. Şenol Okur, aneminin en sık kadınlar, çocuklar ve ergenlerde görülen bir hastalık olduğunu ifade ederek aneminin karakteristik belirtilerinin çabuk yorulma, halsiz hissetme ve zayıflayan bağışıklık sistemi olduğunu dile getirdi.
Hemoglobinin kanda bulunması gereken miktarın altında olması sonucu oluşan anemi, bazen farklı bir hastalığın habercisi olabiliyor. Türkiye’deki kadınların yarısından çoğunda kansızlık şikayeti görülürken bu şikayetin temelindeki sebeplerden birini demirden yoksun beslenme biçimi oluşturuyor.
EN SIK KADINLARDA VE ÇOCUKLARDA GÖRÜLÜYOR
Vücutta bulunan organların beslenmesi, gelişimi ve büyümesinde kanın çok önemli bir rol üstlendiğini belirten, “Anemi kana kırmızı rengini veren ve oksijen taşınmasında görevli yapı taşı olan hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalmasıdır. Bu kriterler erişkin erkeklerde 13 g/dL, kadınlarda 12 g/dL’nin altı kabul edilir. 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL’nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL’nin altı anemidir. En sık rastlanan anemi türleri demir eksikliğine bağlı anemi, folik asit eksikliğine bağlı anemi, Vitamin B-12 eksikliği anemisidir. Demir eksikliği anemisi dünyada beslenme yetersizliği ve mineral eksikliğine bağlı olarak görülen rahatsızlıklar arasında ilk sırada yer almaktadır. En sık kadınlar, çocuklar ve ergenlerde görülen aneminin karakteristik belirtileri çabuk yorulma, halsiz hissetme ve zayıflayan bağışıklık sistemidir. Uzun süreli demir eksikliği ise bayılma nöbetleri ve geçici hafıza kaybı gibi ciddi rahatsızlıklara yol açabilmektedir” ifadelerini kullandı.
“SABAHLARI UYANMAK ZORLAŞABİLİR”
Aneminin en yaygın belirtisinin kandaki oksijen azlığına bağlı enerji eksikliği olduğunu dile getiren Okur, “Yeterince dinlenmenize karşın halsizlik ve aşırı yorgunluk hissedebilirsiniz. Sabahları uyanmak zorlaşabilir ve gün içinde şekerleme yapmaya ihtiyaç duyabilirsiniz. Bu belirtiler iş veya okul hayatınızı olumsuz etkileyecek kadar şiddetlenebilir. Yine kandaki oksijen eksikliğine bağlı olarak kalp, organlara yeterli oksijen taşınması için daha hızlı çalışabilir. Hızlanan kalp atışı nefes darlığına ve göğüs bölgesinde ağrılara neden olabilir. El ve ayakların üşümesi, sık yaşanan baş ağrısı, zihin karışıklığı, dikkat eksikliği ve sinirlilik hali aneminin diğer belirtileri arasında yer almaktadır. Anemisi olan kişilerde cilt daha soluk olur, baş dönmesi görülür ve ileri vakalarda bayılma ve bilinç kaybı yaşanabilir” dedi.
“C VİTAMİNLİ GIDALARA ÖĞÜNLERDE YER VERİLMELİ”
Anemiyi önlemek için yapılması gerekenler hakkında da bilgiler veren Okur, “Demir eksikliğinden kaynaklanan kansızlıktan korunmak için; gıda alımında tek taraflı beslenmenin önüne geçilmeli, özellikle karaciğer, hindi ve tavuk sakatatları, balık, kayısı, üzüm gibi kuru meyveler, kuru fasulye, mercimek, nohut, soya fasulyesi gibi baklagiller, taze meyve ve ıspanak, karalahana, brokoli, enginar gibi yeşil yapraklı sebzeler, yumurta sarısı, demir ile zenginleştirilmiş un, ekmek ve tahıllar yeterli miktarda tüketilmelidir. C vitamini bakımından zengin olan gıdalara mutlaka öğünde yer verilmelidir. Çay tüketimi ve kafeinli içecekler sınırlandırılmalıdır. Demir ihtiyacının arttığı gebelik, emzirme ve çocukluk dönemlerinde mutlaka dışarıdan demir takviyesi yapılmalıdır. Bayanlarda adet düzensizliği nedeniyle kan kaybı fazla oluyorsa bir kadın doğum uzmanına başvurulmalıdır. Anemi tedavisinde çoğunlukla ağızdan ilaçla demir tedavisi yeterli olmaktadır. Süt ve sütlü mamüller demir emilimini engelleyeceğinden ilaç ile birlikte alınmamalıdır. C vitamini demir emilimini artırırken hemoglobin üretiminde de önemli yer tutar. Tedaviye başladıktan iki ay sonra hemoglobin düzeyi normale dönecektir, ancak çoğunlukla kemik iliğinde olan demir depolarını doldurmak amacı ile tedaviye 6-12 ay daha devam edilmelidir. Damar içerisine veya kas içerisine uygulanabilecek demir ilaçları da ağızdan alıma dayanamayan hastalarda kullanılabilir. Tedavi ile birlikte kan sayımı iki ay içerisinde normale dönecektir” diye konuştu.