Corona virüs hastalarının tanı ve tedavisi için harcanan tutar dudak uçuklattı

Corona virüs salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin yeni bir rapor yayınladı. ‘Dünya ve Türkiye’de COVID-19 Analizi’ başlıklı raporda, yeni tip corona virüs salgınının Türkiye’de şu ana kadar 600 milyon TL’nin üzerinde sağlık harcamasına neden olduğu saptanırken sağlık sisteminin ikinci dalga ihtimaline hazırlıklı olduğu belirtildi.

Tüm dünyanın yeni tip corona virüs salgınına karşı başlattığı mücadele, hız kesmeden devam ediyor. Salgının yeni merkezi Güney Amerika olurken, ilk vakanın görüldüğü tarihten itibaren sosyal izolasyon, sokağa çıkma yasağı ve sınırların kapatılması gibi tüm gerekli önlemleri en hızlı şekilde uygulayan Türkiye, uzmanlara göre ilk dalgayı geride bırakmayı başardı.

Covid-19 salgınının Türkiye’deki seyrine ilişkin bilimsel metotlarla öngörüler geliştiren Econix Araştırma, Mart ve Nisan aylarında açıkladığı 4 ayrı salgın senaryosunun ardından yeni bir rapor daha yayınladı. “Dünya ve Türkiye’de Covid-19 Analizi” başlıklı raporda, Türkiye’de yeni tip corona virüs tespit edilen hastaların toplam tedavi ve bakım maliyetleri dikkat çekerken, henüz tanı konulmamış hasta sayısının 1 milyonun üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’deki mevcut vaka tablosu değerlendirildiğinde ise salgının birinci dalgasının geride bırakıldığı, ikinci ve üçüncü dalgaların da daha hafif seyirlerle beklendiğini belirtildi.

Mart, Nisan ve Mayıs ayını kapsayan verilerden hareketle hazırlanan raporda, T.C.Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan COVID-19 tedavi kılavuzundan ve çalışan uzmanların görüşlerinden hareketle Türkiye’nin hasta yönetimi maliyetleri analiz edildi. Analiz kapsamında uzman görüşlerinden elde edilen verilere göre, Türkiye’de COVID-19 tanısı konulan hastalarının bakımı için yapılan toplam harcamanın 623 milyon 412 bin 232 TL olduğu öngörüldü.

Maliyet kırılımlarına bakıldığında ise en çok harcamanın 234 milyon TL ile yatarak tedavi gören COVID-19 hastalarının bakımı için yapıldığı görüldü. En çok harcama yapılan hizmetlerden bir diğeri de 210 milyon TL ile test yapılan ancak tanı almayan vatandaşların tetkik işlemleri oldu. Onu 135 milyon TL ile salgın nedeniyle yoğun bakımda tedavi gören hastaların tedavi ve bakım giderleri takip ederken en düşük harcama 45 milyon TL ile ayakta tedavi gören COVID-19 hastaları için yapıldı.

Raporda sağlık harcamalarının yanı sıra COVID-19 için açıklanan devlet destek paketlerine de ciddi bir bütçe ayrıldığına yer verildi. Türkiye’de destek paketinin büyüklüğü GSYH’ye göre yüzde 2,5 olarak kaydedilirken bu oran Birleşik Krallık’ta yüzde 5, Almanya’da yüzde 10,3, ABD’de ise yüzde 13 olarak karşımıza çıkıyor.

Sağlık sistemi hazırlıklı

Araştırma ekibinin başında yer alan Dr. Güvenç Koçkaya, Türkiye’nin corona virüs mücadelesinde oldukça iyi bir başarı kaydettiğini ifade ederek öngörülen yeni dalgalar için kuvvetli bir altyapı oluşturulduğuna dikkat çekti. Koçkaya “Bugün, daha önceki çalışmalarımızda Türkiye için öngördüğümüz ve Haziran ayı sonuna kadar 180 bin üzeri vaka yaşanacağını tahmin ettiğimiz 2. senaryoya yakın ancak çok daha iyi seyreden bir tablo ile karşı karşıyayız. Ölümler tahminlerimizin çok altında ilerliyor. Bu da sağlık sistemimizin başarısını ortaya koyuyor. Gerek tedavi noktasında gösterdiğimiz hızlı adaptasyon gerekse ihtiyaçların eksiksiz karşılanması için hizmete açılan yeni hastanelerimiz ile öngörülen Eylül 2020 ve Mayıs 2021 dalgalarını başarıyla yönetmeye hazır bir sağlık sistemine sahibiz. Ancak toplam ölümlerin vaka sayılarıyla birlikte artamaya devam ettiğini unutmamalıyız. Nitekim dünya genelinde vaka ölüm oranı yüzde 6,2 olarak kaydedilirken Avrupa yüzde 9,01 ile ilk sırada yer alıyor. Dolayısıyla risk hala yanı başımızdayken tedbirleri elden bırakmamak ve kısıtlamalar kaldırmış olsa dahi sosyal mesafe ve hijyen kurallarından ödün vermemek hayati önem taşıyor” dedi.

Rapora göre, Türkiye’deki haftalık yeni vaka sayısındaki düşüş göz önüne alındığında birinci dalganın sonlanmak üzere olduğu ancak dünyada yaşanmış virüs salgınlarından ve Türkiye’de COVID-19 virüsünün gösterdiği hızlı yayılımdan hareketle ikinci ve üçüncü dalgaların yaşanabileceği de öngörülüyor. Ancak yeni dalgalarda vaka sayılarının ilk dalgadaki vaka sayısının yüzde 25’i civarında kalacağı tahmin ediliyor. Birinci dalga kadar yoğun seyretmeyeceği öngörülen ikinci ve üçüncü dalgaların sona ermesiyle ölüm sayılarının da giderek azalması ve Mayıs 2021 itibariyle yeni ölüm yaşanmaması bekleniyor. Ayrıca, olası bir aşılama ile toplumsal bağışılık kazanılması durumunda bu sürecin daha iyi seyredebileceğinin de altı çiziliyor.

Raporda salgının dünya genelindeki seyrine dair ise büyük dalgalanmaların geride kaldığı, aylık yeni vaka sayıları artmaya devam etmesine rağmen aylık ölüm sayılarının azalma eğilimi gösterdiği yorumu yer alıyor. Ancak Güney Amerika’da artan vakalar, global seyrin dengelerini ciddi ölçüde etkiliyor. Mayıs ayında Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde günlük yeni vaka sayılarında belirgin bir düşüş yaşanırken Güney Amerika’da gözlenen ölüm sayısının Mayıs ayının son haftasında Asya kıtasını geçerek ilk sıraya yerleştiği belirtiliyor. Ölümlerin toplam vakaya oranına bakıldığında ise Avrupa kıtası hala dünya ortalamasının üzerinde seyrediyor.

Diğer Haberleri