(özel Haber) 11 Kişilik Aile Hazine Arazisi Nedeniyle Evsiz Kaldı

İzmir’de, küçük bir gecekonduda 11 kişi yaşayan Sarıkaya ailesi, hazine arazisi olduğu gerekçesiyle satılan evlerinden çıkarılarak sokağa atılacaklarını öne sürdü. En küçüğü 1,5, en büyüğü 28 yaşında olan ailenin çocukları ise yetkilerden yardım istedi.
İzmir’in Bornova ilçesinde babaları tarafından 1979 yılında yapılan gecekondu evlerinin hazine arazi olduğu gerekçesiyle satması geçim sıkıntısı çeken 11 kişilik aileyi isyan ettirdi. Birçok imar affı çıktığını ve evlerine 36 yıldır kimsenin müdahale etmediğini belirten Hayriye Doğan, 2011 yılında Milli Emlak tarafından evin ruhsatsız olduğu gerekçesiyle ihaleyle satıldığını ifade etti. O gün bu gündür mahkemelerin kapısını aşındıran Doğan, hiçbir sonuç alamadı. Kardeşi Arzu Sarıkaya’nın üzerine ait olan evin Ö.Y adlı şahsa satıldığını ve yarın evden çıkartılacaklarını anlatan Doğan, kış günü çoluk çocuk sokağa atılacaklarını belirterek yetkililerden yardım istedi.
“BİZ KADINLAR OLARAK SOKAKTA NE YAPARIZ?”
Bir evde beş ailenin yaşadığı, eşinden şiddet gören kadınların baba ocaklarına sığındığını anlatan Hayriye Doğan, şöyle konuştu: “Kızım boşandı 10 kişiyiz. Sıkıntılarım bitmedi. İki kız kardeşim bir kavga etsin durumları kötü olsun baba ocağına gelirler. Herkes buraya geliyor sığınıyor, yatıyor. Burası bizim sığınağımız, barınağımız. Burası giderse biz ne yaparız? Kadınlar olarak biz kadın sığınma evlerinde nasıl yapabiliriz çocuklarımızla. Neden bizim baba ocağımızı yıkıyorlar? Suriye’den gelenlere yardım ediliyor da bize neden yapılmıyor? Yatağımız yok, battaniye yetmiyor, çoluk çocuk üşüyor. Odun kömürümüz yok. Sigortamız yok, gelirimiz yok, eşlerimizden hayır yok. Ne yapabiliriz bayanlar olarak, çocuklar olarak. Devlet ne olur bizim sesimizi duysun. Bu yavrular bu bebekler ata, baba ocağını bu devlet eliyle yaptı, eliyle de sattı. Milli emlak, belediye hepsi de mühürü bastı. Bizi resmen çoluk çocuk karı kız olarak sokağa attılar. ‘Ne haliniz varsa görün’ dediler. Evi alan kişi bize süre vermeden getiriyor dozerleri kamyonları tepemize. Direniş yapıyoruz, çıkmıyoruz.”
“NE OLUR KIŞ GÜNÜ SOKAĞA ATMAYIN”
Evlerinin 2005 yılında Bornova eski Belediye Başkanı Cengiz Bulut tarafından tadilat edildiğini, çalmadık kapı bırakmadıklarını ancak hiçbir sonuç alamadıklarını savunan Hayriye Doğan, şunları söyledi: “Kaymakamlıklara, adliyelere bize yardım etmeleri için gidiyorum. Kış günü bizi sokağa atmayın, nereye gideriz, durumumuz yok. Yeşil kartlıyız, ilaçlarımı bile birini alsam birini alamıyorum. Bizi bu kış günü çoluk çocuk, bebek sokağa atmayın. Hiç gelirimiz yok. Kardeşimin biri cezaevinde, kız kardeşimin psikolojisi bozuldu, onun da kocası cezaevinde. Oğlumun biri askere gidecek, biri de arkasından gidecek. Doğru dürüst gelirimiz yok. Madem bizim evimiz kaçak yapıydı, zamanında devlet neden elektrik su bağladı. Çöpümüz olmayan bir derenin dibinde çöp vergisi verdik. Bu devlet o zaman neden uygun gördü? Üstünden bin tane imar affı geçti evimizin, neden biz bu aflardan yararlanamadık? Neden bize bir taksitlendirme yapılmadan, ‘siz garibansınız bunu ödeyemezsiniz’ dediler. Neden kaçak yapıydı da devlet zamanında babama evin girişine merdiven yaptırdı. Direk bağladı, ışığımı verdi, suyumu verdi. Ben devlete suyumu, ışığımı ödüyorum. Niye o zaman zamanında yıkmadı? Bunun üstünden bin tane imar affı geçti, hiç mi yararlanmadık biz bu aflardan.”
“ÇOCUKLARIMIZI OKUTMAK İSTİYORUZ, OKUTAMIYORUZ”
Hayriye Doğan, bu evde doğduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Benim kardeşlerim bu evde doğmuş. Benim burası ana ocağım, baba ocağım. Her bir köşede anam var babam var. Nasıl burası yıkılsın. Biz yavrularımızı okutamaz hale geldik. Yani devlet Suriye’den gelenlere ‘Buyurun yiyecek var giyecek var, ama kendi Türk milletine çıkın size yiyecek yok’ diyebilecek kapasitede ya. Biz Türk vatandaşı değil miyiz?”
Maddi imkansızlıklardan dolayı 12 yaşındaki oğlu Umut Doğan’ı okuldan alan Hayriye Doğan, okul masraflarını yetiştiremediğini belirterek “Yetiştiremiyorum okul parası. Kızım boşandı kocasından, anasınıfına gidiyor bebeği. Hergün bir liste yapıyorlar ‘kek, börek bunlar yapılacak’ diye. E yapacak bir şey yok al çocuğunu okutma. Biz çocuklarımızı okutamıyoruz doğru dürüst ya. Devlet sesimizi duysun bizim ya. Biz çocuklarımız okusun istiyoruz ama okutamıyoruz” dedi.
“SALI GÜNÜ EVİMİZİ YIKACAKLAR”
Sokakta hurda ve kağıt toplayarak evin geçimini sağlayan ağabey Şerif Doğan da şunları söyledi: “Bizim evi 2005 yılında yapılmış gibi gösteriliyor. Burası 1979’da yapıldığı halde bir de bizi suçla itham ediyorlar. 2001’de aldık, 2005’te kaçak yapı yapıldı diye de bizi itham ediyorlar. Bizi her şekilde suçlu durumuna düşürüyorlar. 20 senelik muhtar var o da biliyor. Eski belediye başkanı Cengiz Bulut burayı tadilat yaptı. Bunların hepsinin araştırılması gerekiyor. Abim dört saat çalışsa ayakları şişiyor. Öbürü cezaevinde, yeğenimi kocasının ağabeyi öldürüyordu gittim aldım geldim. Çocuğuyla koruma altında şu an. Diğer kardeşim yine aynı. Yeğenlerim askere gidecek, gönderecek paramız bile yok. Ama göndereceğiz. Bu devlet bizim devletimiz. Bizim devletten yana sıkıntımız yok. İnsanlar bizi kötü yargılıyor. Ben buradan kalkıp kötülüğe gitsem mi daha iyi? Doğru düzgün çalışsam mı daha iyi. Sonuçta ne olacağını biz de bilmiyoruz. Bir insan insana bakarken insanın insana eti ağır gelir. Bu kadar insana ben bakıyorum.”
Eşiyle problemler yaşayan ve baba ocağına gelen ailenin büyük kızı Bahar Sarıkaya da, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim evimizi Salı günü yıkacaklar. Gelsinler biz de buradayız. İki çocuk var bir işte çalışamıyorum. Ben sokaklarda kalıp kötü yola düşmek istemiyorum, Herkesin elinden geleni yapmasını rica ediyoruz. 8 yaşındaydık babam terk ettiğinde. Dedem bir maaşla bizi büyüttü, 10 torun büyüttü. Evinin tapusunu alamamak şartıyla.”
KOCASINDAN ŞİDDET GÖRDÜ, BABA OCAĞINA SIĞINDI
Kocasından şiddet görüp annesinin yanına sığınan evin küçük kızı Yeşim Sarıkaya da, “Çoçuğumla mağdur durumdayım. Yeri geliyor aç yeri geliyor tok bu evin içindeyiz. Ne kadar dilekçe koyduysak reddettiler. Eşimden şiddet gördüm, koruma verdiler. O kötü durumda buraya sığındım. Çocuğumu okula gönderemiyorum” diye konuştu.
“OKUMAK İSTİYORUM"
Ailesinin kendisini okuldan aldığını, okula gitmeyi çok istediğini belirten ailenin küçük oğlu 12 yaşındaki Umut Doğan da, “Ben imkansızlıklardan dolayı okula gidemiyorum. Okulda beslenmem yok, ders dinleyemiyorum. Çünkü psikolojim bozuldu evimiz yıkılacak bundan başka evimiz yok. Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gittik annemle onlar da bir şey yapmadı. Ben okumak istiyorum ama okutmuyorlar beni. Bana yardımcı olun bakanlığa sesleniyorum. Lütfen bize yardımcı olsunlar ben okuyamıyorum. Okumak istiyorum ama okuyamıyorum. Lütfen bize yardımcı olsunlar. Evimizi yıkmasınlar, dedemin evini yıkmasınlar” diyerek yetkililerden yardım istedi.

Diğer Haberleri