Sınırlarımızda anlamı ve amacı olmayan korkunç bir savaş kol geziyor.
Çocuklarını savaşın acımasızlığından korumak isteyen aileler akın akın sınırlara gidiyor, el açıyor alın bizi diye yalvarıyor. Kiminin kucağında çocuğu kiminin sırtında anası... Yalvarıyor, beni değil çocuklarımızı, karımı, anamı, babamı alın, alın da ölmesinler!
Sınırlara gidemeyenler ise teknelere binip açılıyor Akdeniz sularına. Umut vaat edenler ellerindeki son üç kuruşu da alıp yok oluyor. 10 kişilik teknede 100 kişi kala kalıyor kaderleri ile başbaşa... Yön bilmeyen iz bilmeyen mülteciler buldukları ilk limana sığınıyor ama nafile... Hele hele de o liman Yunanistan'da ise vay ki ne vay...
Haberlerde okudunuz, Yunanlı olduğu öğrenilen yüzü maskeli bir korsan Suriyeli ve Filistinli mültecilerin botlarını basıyor, teknelerini yağmalıyor, soyuyor ve sonra da batırıyor... Arkasına bile bakmadan çekip gidiyor. Ne gariptir ki Yunan sahil güvenliği bu korsanı yakalayamıyor.
Lütfen aşağıdaki fotoğraflara dikkatli bakın!
Onlar çocuk! Ölüm nedenleri 'boğulma' olarak kayda girdi. Oysa ölüm nedenleri 'Suriyelileri istemiyoruzé diyen, 'Mülteci istemiyoruz' diyen vahşilerin uzatılan ele el vermemeleridir! Vahşiliktir, acımasızlıktır!
Korkunç değil mi?
Bebek bedenlerin suyla dolmuş cesetleri İtalya ve Yunanistan'a giden botları Avrupa sahillerinde bir yerde batırıldığı için akıntıyla birlikte Libya kıyılarına vurmuş. 800'den fazla ceset... Buz kamyonları ile toplu mezarlara taşındı.
Şimdi aynı soruyu yine soralım:
BU ÇOCUKLAR NEDEN ÖLDÜ?
Kaynak: Medyahaber.com