- Çok güzel... Hem eğlenceli hem de çok sistematik ve düzenli bir şekilde ilerliyor. Bunda yönetmenizin payı büyük, çünkü çok tecrübeli... Daha önce de “Muhteşem Yüzyıl”ı çekmiş.
* Yaz tatili yapmak yerine diziye başlamayı tercih ettiniz. Neden?
- Aslında televizyonda sezon diye bir şey kalmadı. Çünkü yazın başlayan diziler, tuttuğu takdirde kış sezonunda da devam ediyor. Biz de bunu yazlık bir iş olarak görmüyoruz. Adı her ne kadar “Yaz’ın Öyküsü” olsa da...
* Peki üstlendiğiniz rolden biraz söz eder misiniz?
- Umut’u canlandırıyorum. Tek başına, kimseden destek görmeden kendini yetiştirmiş, iyi bir eğitim almış, hırslı bir kadın. Kariyeri çok iyi bir noktada. Oturmuş bir düzeni ve alışkanlıkları var. Tek başında ayakta duruyor, erkekler de katılığı yüzünden ona çok rahat yanaşamıyor. Kız kardeşi ve annesine annelik yapan, aileyi sırtlayan biri. Ama bir gün o düzeni altüst oluyor.
* Yani çevresine ördüğü duvarlar var?
- Evet, zamanında güveni kırıldığı için herkese son derece temkinli ve sert yaklaşıyor. İçindeki masumiyeti insanlara göstermemeye çalışıyor. Ama iç dünyası sanıldığı kadar sert değil.
UMUT ARKASINDAN ÇEVRİLEN BİR ENTRİKANIN KURBANI
* İlk kez kendinizden büyük birini canlandırıyorsunuz yanılmıyorsam...
- Ben karakterleri çalışırken yaşa takılmıyorum. O konuda keskin düşüncelerim yok. Bu karakterde de durum değişmedi. Umut’un tecrübelerini, enerjisini, yaşadıklarını gözümde canlandırdım, bunlardan nasıl bir kadın çıkar diye düşündüm. Ve çok soru sordum.
* Kime?
- Hem kendime, hem yönetmenimize hem de senaristlerimize... Oturup tartıştık uzun uzun.
* Bildiğim kadarıyla Umut’un hayatını altüst eden, doğumda öldüğünü sandığı kızının aslında yaşadığını öğrenmesi...
- Doğru... Umut arkasından çevrilen bir entrikanın kurbanı oluyor. Doğum yapıyor, ama çocuğunun doğum sırasında öldüğünü söylüyorlar. Olayın öyle olmadığını 18 yıl sonra ortaya çıkıyor. Baba tarafının, yani o gencin ailesinin kendi menfaatleri için kurdukları bir plandan ibaret her şey. Çocuğun düzenlerini bozmasını istemedikleri için Umut’a “öldü” diyor, sonra da bebeği Çocuk Esirgeme Kurumu’na veriyorlar.
* Peki Umut gerçeği öğrendiğinde ne olacak?
- Valla onu ben de bilmiyorum (gülüyor). Bir kere hayatı değişecek, orası kesin. Düzeni, alışkanları aynı kalmayacak. İdealist bir kadın olduğundan iyi bir anne olmak için elinden geleni yapacak, kaybettiği yılları telafi etmeye çalışacak.
KEŞKE BİRAZ EGOM OLSAYDI
* Egosuyla savaşanlardan mısınız yokse yenenlerden mi?
- Ego mu? Keşke biraz egom olsaydı! Bir oyuncunun work shop’una katılmıştım. Orada “Ne özgüveni ve egosu çok yüksek bir insan olarak kendini yok edeceksin. Ne de özgüveni düşük, egoları olmayan, kendini ezdiren biri olarak hayatını devam edeceksin. Bunun ortasını bulmak lazım” denmişti. Bunu aklımdan çıkarmıyorum işte...
* İki sene dizilere ara verdiniz, o süreçte neler yaptınız?
- İki sinema filminde oynadım. Film festivallerini takip ettim. Yeni filmleri görmeye çalıştım. Ve bol bol okudum tabii...
* Ya tiyatro? Sıcak bakmıyor musunuz yoksa teklif mi gelmiyor?
- Tiyatro oyunları için teklif geliyor. Ama zamanlama konusunda emin değilim. Çok istesem de doğru anda bu işe girmek istiyorum.
HİÇ TANIMADIĞIN BİRİNE “KIZIM” DEMEK ZOR OLMALI
* Bu mücadele arasında bir aşka da tanıklık edecek miyiz?
- Tabii... Umut, çocuğunun babası Mert’e aşık.
* Gerçek hayatta böyle bir olay yaşasaydınız, nasıl tepki verirdiniz?
- Çalışırken hep bunu düşündüm. Dedim ki biri bana gelip diyecek ki “Senin kızın var”... Sürekli aklımda bu soruyla dolaştım. Daha önce hiç görmediğin, hiç tanımadığın birine “kızım” demek zor olsa gerek...
* Sizin gerçekte çocuk özleminiz var mı?
- Anne olmak çok büyük sorumluluk. Çocuk doğurmak önemli değil, büyütmek, iyi bir eğitim almasını sağlamak asıl iş... Üstelik bir süre sonra o çocuk seni bırakıp gidiyor. Tabii sahip olmadığım bir şey üzerine yorum yapamam ama seviyor musun diye sorarsanız evet, çocukları çok seviyorum.
* Dizide canlandırdığınız karakter, “Umudumu Kaybetme” diye bir reality show programı sunuyor. Gözlem yapmak adına o tarz programları izledin mi?
- Bir televizyon programcısı nasıl düşünür, programa nasıl hazırlanır anlamak için o tarz programları izledim, evet. Vildan ile Umut karakterini buluşturmaya çalıştım. Umarım başarabilmişimdir.
ÜÇÜNCÜ EVLİLİĞİ HİÇ DÜŞÜNMÜYORUM
* Aşkta büyük kırılganlıklarınız oldu mu?
- İşim dışında başka bir şey düşünmüyorum. İşimi yapmaya odaklandım tamamen... Geçmişe, eski kırgınlıklara takılmıyorum, Bilmiyorum ileride neler olur, neler yaşanır...
* İki evlilik yaptınız. Şimdi bekarsınız. Üçüncü kez nikah masasına oturmayı düşünür müsünüz?
- Şu an için evliliği hiç düşünmüyorum. Ama ne iki ya da üç sene sonra ne olacağını bilemem.