Kastamonu’nun İnebolu ilçesine bağlı Kayran köyünden 1967 yılında çıkarak İstanbul’a gelen Mustafa Bardakçı torna tesviye çıraklığı yapmayı düşünürken eniştesinin isteği üzerine piyano tamirciliğini seçti.
Sultan Abdülmecid'in piyanosunu da tamir etti
İlkokul mezunu olan ve yarım asrı piyano başında geçiren Bardakçı, bugüne dek onlarca ünlü isim için çalışırken, Türkiye’nin en değerli piyanolarının da tamirini üstlendi.
Sultan Abdülmecid’in 1873 yapımı piyanosu da, tamir için Bardakçı’nın elinden geçti. 5 yetkili imzası ile çıkarılan piyanonun polis eskortu eşliğinde atölyesine getirildiğini söyleyen Bardakçı, 2 ayda piyanoyu tamir edip Dolmabahçe Sarayı’na teslim etti.
Polis eşliğinde geldi
Meslek hayatının en heyecan verici işinin, Sultan Abdülmecit’e ait olan piyanoyu tamir etmek olduğunu belirten Bardakçı, "Şu ana dek yaptığım en eski piyano, Abdülmecit’e ait olan piyanodur. Tamiri yaklaşık 2 ay sürdü. Tamamen eskiye sadık kalarak yaptık. Yeni ilave bir parça kullanmadık. Titizlikle yaptığımız çalışma sonucunda piyano eski görünümüne kavuştu. Saraya teslim ettik ve sonrasında da teşekkür belgesi aldık. Tamirini yaptığım bir diğer önemli piyano ise Atatürk’ün piyanosuydu. Atatürk’ün 1928’de aldığı Berlin yapımı C. Bechstein tam kuyruk konser piyanosunu da ben tamir ettim. Bu çalışmamdan kaynaklı da TBMM Milli Saraylar Daire Başkanlığı’ndan teşekkür belgesi ile ödüllendirildim" dedi.
Fazıl Say ve İdil Biret'in piyanosunu akort etti
Piyanonun kendisi için bir yaşam tarzı olduğunu ifade eden Bardakçı, şöyle konuştu:
"Fazıl Say’ın, İdil Biret’in piyanosunu akort etme şansım oldu. Fazıl Say her zaman performansı yüksek bir piyano kullanır. Bir ralli pilotu her arabayı kullanmaz. Çok süratli araç ister. Onların da konser piyanoları kendileri için çok hassastır. Her piyano ile konser vermezler. O yüzden uzun süre bakıma ihtiyacı olan piyanoyu sıfırı ile değiştirirler, çok fazla tamir ettirmezler. Kerem Görsev, Sinan Çetin, Mustafa Altıoklar, Metin Ülkü, Melih Kibar benim müşterilerim arasında. Bazı insanlar, ’Piyano çalmayı bilmediğiniz halde nasıl tamir edip akort ediyorsunuz?’ diye soruyor. Bizim işimiz daha zor aslında. Bir lokantada çok iyi yemek yapılır. O yemeği garsonlar servis eder ama mutfakta o lezzetli yemeği yapan aşçılardır. Piyano tamiri de böyle bir şeydir. Çok incelik isteyen bir iştir. Ben bir resital veremem ama tamir ettiğim bir piyano ile resital verilmesini sağlarım. Ben bu meslekte 50 yılı devirdim. 50 yıl da çocuklarım ve torunlarım devirirse, Bardakçı ailesi bir asrı piyano ile geçirmiş olacak." diye konuştu.