15 Mayıs’ta Datça Yarımadası'nın Akdeniz kıyısında bulunan tarihi Burgaz ören yeri yakınlarında yüzerken 'aslan yavrusunu emziren mermer kadın' heykeli bulan 57 yaşındaki Muhammet Yüksel, 2 hafta önce yine aynı bölgede yüzerken sahil kenarında kayaların arasında kırmızı renkli bir taş buldu.
Yaklaşık 50 santimetre uzunluğunda, 3 kilo ağırlığındaki objenin bir tarafında eski bir yapıya ait olduğu tahmin edilen duvar kalıntısı ve yanmış tahta parçaları, diğer tarafında ise ipeksi yumuşaklıkta renkli bir bölüm gören Yüksel, 2 bin - 2 bin 500 yıllık öncesinde yaşamış bir deniz canlısının solungaçlarını anımsatan kırmızı renkli objenin fosil olabileceğini iddia etti.
Yüksel’in araştırılması için kendisine getirdiği objeyi inceleyen jeoloji mühendisi Gökhan Sağır, daha net bir kanıya sahip olabilmek için araştırmayı jeoloji mühendisi Cengiz Karaköse ile birlikte yapmaya karar verdi. Yaptıkları inceleme sonucunda objede volkanik veya kristal bir yapı tespit edemeyen, aksine bölgede halen bazı inşaatlarda çimentoyla karıştırılan horasan (yumurta saman karışımı) ile karşılaşan uzmanlar, fosil olduğu iddia edilen ahşap yapının Knidos Antik Kenti’nde yer alan tarihi Burgaz Limanı mendireklerinden birinden dalgalarla kopan bir parçası olduğuna karar verdi.
“Fosil olması mümkün değil”
Objenin volkanik veya kristal olmadığı aksine ahşaptan yapılmış olduğuna dikkat çeken jeoloji mühendisi Cengiz Karaköse, “Meslektaşımla yaptığımız ayrıntılı incelemede, söz konusu malzemenin içinde ahşap parçası olabilecek bir parçayla birlikte sıva özelliği taşıyan kireçli parçaların bulunması nedeniyle bu parçanın fosil olamayacağına, buna karşılık bu parçanın tarihi Burgaz Limanı mendireklerinden birinden dalgalarla kopan horasan parçası olduğuna karar verdik. Çünkü, bulunan kırmızı renkli objenin etrafını çevreleyen kalıntılar büyük olasılıkla bu bölgede eskiden inşaatlarda kullanılan mastik kireç taşları. Kil aşınıp sadece kireç taşları kalınca bulan kişi de bunu fosil zannediyor. Fosil olması mümkün değil” şeklinde konuştu.