Aşırı soğuklarda, vücut ısısının düşmesine ve donmalara dikkat edilmesi gerektiği belirtildi.
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Bülent Yardımcı, donmalara karşı alınabilecek önlem ve adımları belirtirken “Hipoterminin en sık görülen nedeni çevresel etkenlerle soğuğa maruz kalma durumudur. Özellikle soğuk su ile temas ve suya batma en hızlı, en ciddi hipotermi nedenidir. Çünkü suda ısı iletimi yani ısı kaybı havaya göre 30 kat fazladır” dedi.
Soğuk havalarda oluşan hipoterminin en çok çocuk ve yaşlılarda görüldüğünü anlatan Yardımcı, şunları söyledi: “Diğer hipotermi yapan nedenler kafa travması, beyin tümörleri inme gibi beyin hastalıkları; tiroid bezinin az çalışması, kan şekerinin düşük olması, böbreküstü bezinin az çalışması, şeker koması gibi hormonal hastalıklar; tüm vücuda mikrop yayılması ile seyreden ciddi iltihabi hastalıklar ve ilaç zehirlenmeleridir.”
Uzman Dr. Bülent Yardımcı, vücut ısısının düştüğünün nasıl anlaşılacağını şöyle anlattı:
“1- Erken Hipotermi: Vücut ısısı 37-35 C arasındadır. Belirtileri titreme kol ve bacaklarda soğukluk, el ve ayaklarda morarma ve çarpıntıdır.
2-) Hafif Hipotermi: Vücut ısısı 35-32,2 C arasındadır. Belirtileri bilinç bulanıklığı, çevrenin farkına varamama ( zamanı- mekanı- kişileri karıştırma veya tanıyamama), soluk alışverişinin hızlanmasıdır.
3-) Orta Hipotermi: Vücut ısısı 32,2-28 C arasındadır. Bilinç iyice bulanır ve uyku haline geçilir. Kalp ritm bozuklukları başlar.
4-) Ağır Hipotermi: Vücut ısısı 28 C altındadır. Artık kişi koma halindedir. Refleksler kaybolmuştur. Kalp çalışması iyice bozulur, kalp ve solunum durması meydana gelir.
5-) Donma : Vücut ısısının 27 C altında olması durumudur. Ağır hipotermi başlığı altında da değerlendirilebilir. El, ayak, burun gibi bölgesel ısı düşüklüğüne ise Frostbite denir. Dokular donup sertleşerek beyaz, sarı-beyaz veya mavi beyaz renge döner.”
Uzman Dr. Bülent Yardımcı, donmalara dikkat edilmesi gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Donma, sanılanın aksine yalnızca dağlık veya kırsal bölgelerde olmaz. Ortam ısısının donma noktası altında olması da gerekmez. Kışın evsiz kişilerde veya evlerinde yeterince ısınamayanlarda olur. Yaşlı ve hastalarda daha sık görülür. Islanmak hipotermiyi hızlandırır.
Hipotermi tanısı vücudun soğuk olması ve belirtiler görülerek konulabilir. Normal termometreler 32-33 C ye kadar sağlıklı ölçebilir. Bu nedenle gerçek ısı özel termometrelerle anlaşılabilir. Yinede belirtiler ve normal termometre ile ısı ölçümü yol göstericidir.”
İlk yardımın olay yerinde başladığını anlatan Uzman Dr. Bülent Yardımcı, sözlerine şöyle devam etti:
“1-İlk adım genel değerlendirmenin önemi: Bilinci, solunumu ve kalp atım sayısı hızla değerlendirilmelidir. Islak giysiler değiştirilip kuru olanlar giydirilmelidir. 20 C civarındaki oda veya ortam ısısı ilk müdahale için idealdir.
2-Ani ısıtmadan kaçının: Solunum ve dolaşımı durmuş olanlara mutlaka ilkyardım yapılmalıdır ve uzun sürdürülmelidir. Bazı hastalar geç de olsa yaşama döndürülebilir. Hasta battaniyelerle ısıtılabilir.
3-Hasta bir an önce hastaneye götürülmeli: Dış ortamda ısıtmak için fazla zaman kaybedilmemelidir.
4-Kişi hemen sıcak bir ortama alınmalıdır: Soğuk suya maruz kalmışsa üzerindeki ıslak giysiler bir an önce çıkarılıp kuru sıcak giysilerle değiştirilmeli ve mümkünse battaniye kullanılarak kişi ısıtılmalıdır.
Bu hastaların tıbbi tedavilerinde sıcak odalar, ısıtılmış serum ve solunum gazları, hatta gerekirse vücut dışı dolaşımla kanın ısıtılması gibi yöntem ve ilaçlar kullanılır.
6-Yaşlı ve çocuklara dikkat: Soğuk havalarda yaşlı ve çocukların uzun süre dışarıda ve yalnız kalmalarına izin verilmemeli, uygun kıyafetler giydirilmelidir.
7-Nasıl giyinelim? Soğuktan korunmak için arasında hava sıkışmış giysiler, yün, sentetik köpük ve hava boşlukları içeren kıyafetler iyi koruyuculardır. Başı örtmek ve eldiven kullanmak ısı kaybını önemli ölçüde azaltır.”