Diyanet İşleri Başkanlığı'nın düzenlediği 'Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi' forumunu sona erdi. Forumun sonuç bildirgesinde, "İslam dünyasının Suriye, Irak ve benzeri kadim merkezlerinde yaşanan mevcut çatışmaların sebebi din ve mezhep değil, farklılıkları istismar eder güç ve çıkar elde etme tutkusudur” denildi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından düzenlenen 'Dünya İslam Bilginleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi' başlıklı forumun sonuç bildirgesini açıkladı. Conrad Otel’de düzenlenen form yerli ve yabancı ülkelerden çok sayıda davetlinin katılımıyla sona erdi. 19 maddelik bildirgeyi Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez okudu.
Görmez bildirgeyi okumadan önce formun hazırlıklarını yapıldığı günlerde İsrail’in Gazze’ye yönelik olarak başlattığı hava saldırıları neticesinde pek çok kadın ve masum insanın hayatını kaybettiği, form esnasında Gazze’ye yapılan hava harekatının ise yaşanan acıları iyice derinleştirdiğini söyledi.
Bildirgede dikkat çeken ifadeler şöyle: "Bütün müminler kardeştir. Hiçbir gerekçe Müslümanların birbirine zarar vermesini haklı kılmaz. Toplumda kaos çıkartma kargaşa var etme, insanları topluca öldürme, camileri bombalama, katliam yapmanın adı terördür. Terör cihat olarak kabul edilemez. İslam'ın yönteminde terör asla bir yöntem olarak kabul edilemez ve uygulanamaz. Nitekim İslam'ın inanç kültür ve geleneğinde kategorik olarak din ve mezhep savaşı yoktur. Hukuken meşruiyeti bulunmayan hiçbir oluşumun kendiliğinden siyasi bir topluluğa herhangi bir ülke ve cemaate savaş ilan etme yetkisi yoktur. Hiçbir Müslüman da farklı düşünceye değer ve inanç sahiplerine husumetle yönelemez, hasmane tutum takınamaz, onları düşman olarak göremez. İnsanların kendi mezhep meşrep ve geleneklerine uygun biçimde yaşama hakkı vardır."
Bildirgede, “İslam ilke olarak kin, nefret ve düşmanlığı men eder ve her halukarda, hak, hukuku ve barışı önceler. İslam hukuki olmayan ve meşruiyet temeli bulunmayan şiddet ve çatışmayı asla onaylamaz. İslam dünyasının Suriye, Irak ve benzeri kadim merkezlerinde yaşanan mevcut çatışmaların sebebi din ve mezhep değil, farklılıkları istismar eder güç ve çıkar elde etme tutkusudur. Çıkar çatışmalarının kurbanı olan savunmasız insanların çocukların, kadınları ve yaşlıların hayatlarına kıyılması ve insanların yerlerinden yurtlarından sürülmesi üzerine inşa edilecek bir yapının kendisini İslam’la bağdaşlaştırılması mümkün değildir” ifadelerine yer verildi.
Toplumda kaos çıkarma, insanları topluca öldürme camileri bombalama ve katliam yapmanın adının terör olarak nitelendirileceğinin belirtildiği bildirgede, “Terör cihat olarak kabul edilemez” denildi.