Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avusturya Dışişleri Bakanı ile yaptığı görüşmenin ardından gündemdeki konulara ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtlıyor.
Çavuşoğlu'nun sözlerinden satırbaşları:
(Tillerson'ın güvenli bölge önerisi) Zeytin Dalı Operasyonu'nu başlattıktan sonra Tillerson'dan güvenli bölge konusunda bir açıklama gelmişti. Biz de operasyonu başlatırken, buraları Suriye halkı için, yerinde edilmiş insanlar için güvenli bölge olacak demiştik. Paris'te bunu kendisine sordum. Kendisi de tüm Türkiye-Suriye sınırında, bir 10 kilometrelik güvenli bölge düşündüklerini ama 30 km öteden de Türkiye'ye roketler geldiği için bunun 30 km de olabileceğini söyledi. Bizim anladığımız şey farklı, onların ki farklı olabilir. Her şeyden önce bizim ABD'yle ciddi bir konuyu, samimi bir şekilde görüşebilmemiz için önce güveni yeniden tesis etmemiz lazım.
ABD'nin YPG'ye verdiği silah, Münbiç'ten bu yana verdikleri hiçbir sözü tutmaması, FETÖ'nün ABD'de yaşaması. Bir güven bunalımı oldu. Güveni tesis edebilmemiz için ABD'den somut adımlar beklediğimizi de söyledik. Bizim neden güven duymadığımızı kendileri de, halkımız da biliyor.
(Erdoğan-Trump görüşmesi sonrası ABD'nin açıklaması) Görüşmeden kısa bir süre sonra bu açıklamayı yaptılar. Ancak önceden hazırlandığı belli. Konuşulmayan konular konuşulmuş gibi gösterildi. Bu konuda ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı McMaster, İbrahim Kalın'ı arayacaktı.
ERDOĞAN'DAN TRUMP'A: SİLAH DESTEĞİNE SON VERİN!
(Türkiye'nin Avusturya'nın NATO faaliyetlerine katılmasını engellemesi) Bizim Avusturya'ya yönelik tek taraflı bir tutumumuz olmamıştır. Avusturya, Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkması problem değilse, benim de Avusturya'nın NATO faaliyetlerine katılmasını engellemem de doğal olmalıdır. Her zaman sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve bizler, başkaları ne der diye değil milletimizi ne der diye bakıyoruz. Bugüne kadar Avusturya'yı biz tüm olumsuz tutumlara rağmen engellememiştik. En son alınan kararlardan sonra böyle bir adım atmıştık. Yeni sayfalar açtık. Pozitif gündeme odaklanmak istiyoruz. Her iki ülkenin de menfaatine ortak adımlar atabiliriz.