Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne yalvarmayacağını, dilenmeyeceğini belirterek, “Başımız dik bir şekilde gireceğiz, onurla gireceğiz. Dinimizle, dilimizle, örfümüzle Avrupa Birliği’ne gireceğiz” dedi.
İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’ndaki temaslarının ardından Zürih kentine gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘İsviçre Buluşması’ isimli etkinlikte Türk vatandaşlarıyla bir araya geldi. Burada Türk vatandaşlarına hitap eden Başbakan Davutoğlu, “İslam Avrupa’nın asli dinidir ve asli dini olarak devam edecektir. Endülüs’ten Osmanlı’ya ve yarım asır önce Anadolu’nun her bir köşesinden çıkıp o kutsal yürüyüşle buraya gelen o yiğit insanların getirdiği ve Avrupa’ya ezanla birlikte Avrupa’ya çil çil kubbe gibi serpiştirdiği o mescitler o camiler mutlaka korunacaktır. Onlara uzanan ellere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
Geçen hafta Belçika’ya düzenlediği ziyarette Avrupa Birliği’nin yeni liderleriyle görüşmelerde bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, “Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunda stratejik kararlılığını bir kez daha vurguladık. Önümüze getirilen engellere rağmen, önyargılara rağmen, her türlü provokasyona rağmen Türkiye, Avrupa Birliği yolunda yürümeye kararlıdır. Neden biliyor musunuz? Hem Türkiyesiz Avrupa büyük bir eksiklik olacaktır. Ama en önemlisi de sizler için Avrupa yolunda yürümeye devam edeceğiz. Madem ki bizim kültürümüzü, örfümüzü, dilimizi, dinimizi temsil eden kardeşlerimiz var, madem ki Avrupa’da 45 milyon Müslüman var, işte Türkiye Avrupa Birliği’nin parçası mutlaka olacaktır. Mutlaka bir gün Avrupa Birliği’ne gireceğiz. Yalvarmayacağız, dilenmeyeceğiz, hiçbir özel ayrıcalık beklemeyeceğiz, başımız dik bir şekilde gireceğiz, onurla gireceğiz. Dinimizle, dilimizle, örfümüzle Avrupa Birliği’ne gireceğiz” diye konuştu.
Davutoğlu ayrıca, “Avrupa Birliği küresel bir güç olacaksa Türkiye’nin üyeliğiyle olacak. Avrupa ekonomisi bu krizden çıkacaksa Türkiye’nin dinamik nüfusuyla, girişimci kudretiyle çıkacak. Avrupa için biz bir yük değiliz. Avrupa için Türkiye bir şifadır. Hem ırkçılık hastalığına karşı bir şifadır, hem ekonomik durgunluğa karşı bir şifadır hem de Avrupa’nın düşen gücüne karşı Avrupa’yı kaldıracak bir şifadır” dedi.