Son dakika haberi I Mısır'ı 30 yıl boyunca 'demir yumruk'la yöneten Hüsnü Mübarek hayatını kaybetti.
Mısır'da 'Arap Baharı'ndaki halk isyanıyla devrilen eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek, 4 Mayıs 1928'de Munufiye bölgesinde orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Lise eğitimini tamamladıktan sonra Mısır Askeri Akademisi'ne devam etti. 1949'da Hava Kuvvetleri Akademisi'ne giren Mübarek, 1950'de burada göreve başladı. Orduda hızla yükselen Mübarek, 1966 ve 1969 yılları arasında Hava Kuvvetleri Akademisi'nin başkanlığını yürüttü.
1972'de, kendisinden önceki Cumhurbaşkanı Enver Sedat tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na getirilen Mübarek, İsrail ordusuna karşı gösterdiği başarılar nedeniyle onur nişanına lâyık görüldü ve Enver Sedat'ın en güvendiği isimler arasına girdi.
Sedat'ın onu 1975'te Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atamasıyla birlikte Mübarek, Milli Demokrat Parti'nin (NDP) kıdemli üyesi sıfatıyla siyasetteki ilk büyük görevini üstlendi. Enver Sedat, Ekim 1981'de suikaste uğrayıp hayatını kaybedince önü açılan Mübarek, Sedat'ın ardından Mısır'ın dördüncü cumhurbaşkanı oldu.
ARAP ÜLKELERİYLE İLİŞKİLER
Mübarek göreve geldiğinde, Mısır'ın birçok Arap ülkesiyle ilişkileri bozuktu. Bu devletlerin birçoğu, Enver Sedat'ın 1979'da İsrail ile barış anlaşması imzalaması sonucu Mısır ile diplomatik ilişkilerini sonlandırmıştı. Mısır bu dönemde Arap Birliği'nden çıkarıldı ve örgütün merkezi Kahire'den Tunus'a taşındı.
Mübarek'in cumhurbaşkanı sıfatıyla ilk hamlesi, Arap ülkeleriyle ilişkilerin düzeltilmesi yönünde adımlar atmak oldu.
Irak ve İran arasında patlak veren savaşta, Irak'ın 30 Aralık 2006'da idam edilen lideri Saddam Hüseyin'e destek veren Mübarek, Irak'a askeri yardımda bulundu. İran-Irak Savaşı'nın 1988'de son bulmasının ardından Mübarek, Arap ülkeleriyle ilişkileri kısa süreliğine yeniden toparladı ve Mısır, Arap Birliği'ne yeniden kabul edildi.
Ancak Mübarek'in bu çabaları, Mısır'ın Arap dünyasıyla uzun süreli iyi ilişkiler kurmasını sağlamadı.
Mübarek'in 1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgaline karşı çıkması ve Bağdat'a bağlı kuvvetlerin Kuveyt'ten çıkarılması için ABD öncülüğündeki uluslararası müdahaleye destek vermesi ilişkileri yeniden gerdi.
ABD İLE ORTAKLIK
Mısır'ın Körfez Savaşı'nda ABD safında hareket etmesi, Mübarek'in Batı ile daha iyi ilişkiler kurmasını sağlarken, çok sayıda Batı ülkesinin Kahire'nin borçlarını silmesini de beraberinde getirdi. ABD'nin Mısır'a sağladığı mali yardımda büyük artış sağlandı.
Mübarek liderliğindeki Mısır, aynı zamanda İsrail-Filistin sorununun temel arabulucu ülkelerinden biri haline geldi.
Mübarek, dış politakada kısmen sağladığı başarıyı ülke içinde aynı seviyede gösteremedi. Demokrasi ve insan haklarıyla ilgili ciddi bir gelişme sağlanamazken, güvenlik güçlerinin, başta İslamcı gruplar olmak üzere, çok sayıda muhalif unsuru baskı altında tutma uygulaması uzun yıllar devam etti.
Şubat 2005'te Mübarek, cumhurbaşkanlığı yarışında birden fazla adayın çıkmasına olanak tanınmasını istedi. Söz konusu yasa değişikliği sonrasında yapılan çok adaylı seçimde Mübarek, yüzde 88 oy oranıyla yeniden cumhurbaşkanı oldu.
Seçimi kazandıktan sonra, görevini oğlu Cemal'e bırakmaya hazırlandığı gerekçesiyle muhalifler tarafından eleştirildi.
ARAP BAHARI
Mübarek son döneminde, liberal ekonomi politikaları sayesinde bazı sektörlerde canlanma yaratmasına rağmen işsizlik, yoksulluk ve yolsuzlukla mücadelede başarılı olamadı. Halkın büyük çoğunluğu yoksulluk sınırının altında yaşamak durumunda kaldı. Mübarek, Mısırlı gençlerin işsizlik sorununu çözmek için kalıcı politikalar ortaya koyamadı.
Tunus’ta başlayıp, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde demokratik reform talebiyle gösteri ve çatışmalara neden olan ‘Arap Baharı’ hareketi, 2011 yılının şubat ayında Mısır’a da sıçradı.
Bir süre gösterileri görmezden gelen ve koltuğu bırakmayacağını açıklayan Mübarek, tam 18 gün süren protesto gösterilerinin ardından 11 Şubat 2011'de görevinden istifa ettiğini açıkladı.
Mübarek'in görevi bırakmasıyla sonuçlanan süreç sonrasında, eski Cumhurbaşkanı, oğulları Ala ve Cemal ile birlikte, Nisan 2011'de tutuklandı ve ülkede eski devlet yetkililerinin yargılanmasına başlandı.
Ağustos 2011'de başlayan davalarda Mübarek, 900 protestocunun hayatını kaybettiği olayların sorumlusu olmak ve çok sayıda yolsuzluğa karışmak suçlarıyla yargılandı.
Mübarek'in mahkeme salonuna sedyeyle getirilmesi tüm dünyada büyük ses getirdi.
Mübarek, 2 Haziran 2012'de Kahire'deki mahkemece 239 kişinin ölümünde suçlu bulunarak müebbet hapse mahkum edildi. Tora Cezaevi’nde kısa bir süre geçiren Mübarek, sağlık sorunları gerekçe gösterilerek 27 Aralık 2012’de Kahire’deki askeri hastaneye sevk edildi.
Ocak 2013’te Yüksek Mahkeme, Hüsnü Mübarek’in yeniden yargılanmasına karar verdi.
3 TEMMUZ DARBESİ
Mübarek’in, Mayıs 2013’te başlayan yeniden yargılama esnasında askeri darbe oldu. Mısır'ın 25 Ocak 2011 Devrimi sonrası demokratik seçimlerle iktidara gelen ilk cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi, göreve başladıktan bir yıl sonra 3 Temmuz 2013'te darbe ile devrildi ve hapse atıldı.
Mübarek dönemi askeri istihbarat şefi, Mursi döneminde de Genelkurmay Başkanı olan Abdülfettah Sisi darbeyle ülkenin başına geçti.
Ardından Mübarek hakkındaki cezalar birer birer düştü.
Önce Kasım 2014’te Kahire Ceza Mahkemesi, protestocuların ölümü suçlamasıyla verilen cezayı, teknik bir sebep göstererek iptal etti.
13 Ocak 2015’te ise Mübarek ve oğullarının yolsuzluk suçlaması Yargıtay’dan döndü.
Yargıtay’ın yolsuzluk iddiaları için talep ettiği yeniden yargılama sonucunda Mayıs 2015’te Mübarek üç yıl hapse mahkum edildi. Ceza Haziran 2016’da onandı. Gözaltı ve tutukluluk süresi boyunca bu 3 yıllık hapis cezasını doldurduğu gerekçesiyle, Mübarek’in avukatları tahliye için dilekçe verdi. Ancak diğer yargılama sürdüğü için Mübarek’in askeri hastaneden çıkarılmasına izin verilmedi.
Son olarak 2 Mart 2017’de Mübarek, protestocuların ölümünden sorumlu tutulduğu davadan da beraat etti. Diğer davadan aldığı üç yıllık cezayı da doldurduğu gerekçesiyle serbest bırakılması istenen Mübarek’in, 14 Mart 2017’de, 6 yıllık dava sürecinin sonunda salıverilmesine karar verildi. Mübarek, 24 Mart 2017'de serbest bırakıldı.